Ahmet Hakan’dan yaşam koçu olmaz!...

Sene 1985 ...

Mecidiyeköy’de bir et lokantası...

Lokantanın işletmecisi, kapasiteyi arttırmak için kaldırıma bir kaç masa atar... Sadece masa atsa iyi, üstünü çiçeklerle süslediği dizboyu duvarla küçük bir kaçak bahçe yapar...

Derken belediye durumu farkeder ve uyarır; ‘duvar derhal yıkılacak, masalar kaldırımdan kalkacak !..’

Lokanta sahibi için zor bir durum... Masa sayısının azalmasına mı yansın, yoksa yaptığı onca masrafa mı!..

Lakin demokrasilerde çareler tükenmez!... Lokantacı, çok cumhuriyetçi bir çözüm bulur!..

Ertesi gün küçük bir Atatürk büstü alır. Kaldırımın üstüne yaptırdığı kaçak duvarın dibine diker büstü.

Bir kaç gün sonra belediyeciler kontrole gelir.. Bir de bakarlar ki, yıkılması gereken duvara bitiştirilmiş bir Atatürk büstü var...

Görevliler her ne kadar ‘Bunu ne zaman diktin, bu burada yoktu.., yemeyiz bu numaraları.., falan deseler de, lokantacı iplemez...

‘Hadi, maçanız yiyorsa yıkın bakalım Atatürk büstünü..’ diyerek meydan okur...

Lokantacı kazanır...

Belediyeden kimse gelipte duvarı ve aslında ona bitişik Atatürk heykelini yıkmaya cesaret edemez...

Ee, Atatürk heykeli bu.., Var mı öyle yıkmak?.. Cumhuriyet çarpar!..

...

Benzer bir olay da Düzce’de yaşandı... (90’lı yıllar)

Bir lahmacun salonu, dikkat çeksin diye tabelasına şunu yazar;

‘Ben lahmacunun acılı olanını severim... -Mustafa Kemal Atatürk-‘

Aynı şekilde ne belediyeden, ne emniyetten birileri gelip de ‘sen dalga mı geçiyorsun, kaldır o tabelayı demeye cesaret edemez...’

Öyle ya, bir tarihçiye sormadan, bilirkişi raporu olmadan neyi kaldırıyorsun?..

Küçücük bir ihtimal de olsa, Atatürk böyle bir şey demişse ve sen de Atatürk vecizesini sildiriyorsan, vay haline!...

Tabela 3-4 ay asılı kalır.. Arkadaşlarının uyarılarıyla lahmacuncu tabelayı kendisi kaldırır...

...

Yıl 2012...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı ‘Haydarpaşa Garı Çevresi ve Kadıköy Meydanı Projesi’ Kadıköy Belediye Meclisi’nde tartışılıyor...

Başkan Selami Öztürk ortalığı ayağa kaldırıyor: ‘Atatürk anıtının kaldırılması kabul edilemez...’

Atatürkçüler, CHP’liler, kökten laikler, Bağdat caddeliler..vs, Atatürk anıtının kaldırılmasına karşılar elbette..

Kanlarıyla ve canlarıyla mücadele etmeye hazırlar...

Zira Kemalizm’e göre herhangi bir Atatürk anıtının yerini değiştirmek mekruh, yıkmak ise haramdır!...

Hoş İBB; ‘Kadıköy Meydanı’ndaki Atatürk anıtı kaldırılacak yerine bina yapılacak’ iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır’ diye bir açıklama yaptı ama...

Kadıköylü bu!.. Biraz hassastır!...

İstediği yerde istediği zaman içemezse şarap eylemi yapar!...

Anıt yıkılacak iddiası dedikodu bile olsa, tepki gösterir, gerekirse ‘heykel eylemi’ yapar...

...

Ha şimdi gelelim, son günlerde yaşam koçluğuna merak salan haylaz İmam Hatipli’nin bu mevzuyla ilgili yazısına...

Diyor ki; ‘Bunlar da putlaştırıyor’

Efendim, Atatürkçüler Atatürk’ü nasıl putlaştırıyorlarsa, İslamcılar da Kanuni’yi, Fatih’i falan putlaştırıyorlarmış...

Haylazın derdi belli... Erdoğan’ın ‘Muhteşem Yüzyıl’ tepkisine tepki göstermek...

İyi güzel de, Kanuni’nin, Yavuz’un, Fatih’in putlaştırıldığını da nereden çıkartıyorsun be hey Ahmet Hakan?...

İlle de muhalefet edeceğim derken elmalarla armutları topluyorsun...

Söyle bakalım;

Sultan Süleyman’ın kanun ve ilkelerini, koruma ve kollama adına darbe yapılmış mı hiç?

Yavuz Sultan Selim’in öldüğü saatte siren çalındığını duydun mu hiç?!...

Sultan Abdülhamit Han’ın mezarına çelenk koyup saygı duruşu yapanı gördün mü peki?!...

Her okulun, her resmi dairenin önünde heykeli olan padişah var mı, söyle?!...

‘Hünkârım, sen kalk ben yatam’ diyen bir fedakarla karşılaştın mı hiç ömrü hayatında?!...

Mevcudiyetini padişahtan menkul addedip, ‘olmasaydın, olmazdık!..’ diyeni duydun mu diye sorsam?!...

‘Hepimiz 3.Selim’in Yeniçerileriyiz!..’ sloganı atılan bir ‘Osmanlı mitingi’ görmüş müdür bu meydanlar?!...

Herşey bir yana, Fatih Sultan Mehmet’in kabrine gidip, ‘vatan elden gidiyor’ diyerek ‘Fatih’e Şikayet’ eden birini göster bari!!...

Neymiş?

‘Osmanlı ve padişahlar putlaştırılıyormuş!..’.

Yaşam koçusun ha?..

‘Yaşam’a Nişantaşı’ndan bakınca öyle görünüyor demek ki!..
Koçum benim!..