Gazetelerde çýkan haberlerde baþlýk þöyle: Ahmet Kaya’nýn hayatý tiyatro oyunu oldu.
‘Hep Sonradan’adýný taþýyan tiyatronun bir de alt baþlýðý var: ‘Herkesin bir Ahmet Kaya’sý var.’
Bakalým herkesin Ahmet Kaya’sý sahneye nasýl yansýmýþ?
Memlekette iz býrakmýþ isimlerin hayatlarýnýn sahneye konulmasýný, filmlerinin çekilmesini, romanlarýnýn yazýlýp belgesellerinin yapýlmasýný önemseyen biri olarak biraz da heyecanla gittim söz konusu gösteriye.
Salon dolu. Sanat, siyaset dünyasýndan insanlar, Ahmet Kaya hayranlarý… Farklý kesimlerden de olsak, ayný çatý altýnda buluþmuþuz… Manzara güzel.
***
Gösteri baþladý; Karþýmýza Salihçýktý... Salih, Ahmet Kaya’nýn Malatya’dan çocukluk arkadaþý; Paris’tesürgünde yaþýyor. Hep Sonradan’da olaylar Salih’in gözünden anlatýlýyor. Salih, anýlarýný çocuklarýna anlatýrken bir yandan geçmiþ hatýrlara dalýyor.
Ailesini, çocuklarýný memlekette býrakmýþ Salih. Unutma hastalýðý var. Þubat 1999’da Magazin Gazetecileri Derneði’nde ‘Kürtçe klip çekeceðim’dediði için protesto edilen ve ardýndan soluðu Paris’te almak zorunda kalan Kaya, çocukluk arkadaþý Salih’e uðradýkça eski günleri yad ediyorlar(mýþ).Salih çocuklarýna anlaýyor, biz seyirciye düþense Salih’in anlattýklarýndan Ahmet Kaya kýrýntýlar toplamak…
***
Salih, çocuklarýna ‘Ahmet bir gün þöyle yaptý, böyle dedi, dedesi kulaðýndan çekti, emanet bir sandýk vardý, þöyle þarký söyledi’diye anlatýrken, tam yeri geliyor, sahnenin gerisindeki Kardeþ Türkülerekibi damardan bir Ahmet Kaya þarksý patlatýyor.
Müzikli oyunun hikayesi bundan ibaret…
Üzerine sos olarak da biraz eski Türkiye manzaralarý, Kürtçe þarký yasaðý konusu vs…
***
Gösteriye birlikte izlediðim arkadaþlara sordum:
-Nasýl buldunuz?
-Beðendik
-Ahmet Kaya’yý ve mücadelesini, dönemin Türkiye þartlarýný bilmeseniz, dýþarýdan bir gözle baksaydýnýz sahnede ne olup bittiðini yine de anlar mýydýnýz?
-Hayýr anlamazdýk.
***
Nitekim gösteride, bu ülkede sýkýntýlar yaþanmýþ ama neler olmuþ da bu insanlar savrulmuþun cevabý yok denecek kadar az.
Tek teselli Ahmet Kaya þarkýlarý…
Öylesine güçlü bir müzikaliteye ve öyküye sahip ki, üzerine ne anlatsanýz yavan kalýr.
Nitekim þarkýlarý peþ peþe dizmek için ‘gösteriye’ lazým olan öykü, romanlara layýk þarkýlarýn fersah fersah altýnda kalmýþ.
Oysa 1980’ler ve 90’lý yýllarýn tanýklýðýdýr Ahmet Kaya’nýn þarkýlarý. Darbe üstüne darbe yediðimiz yýllar. Baþörtülü kýzlarýn, dindar insanlarýn, Kürtçe þarký söylemek isteyenlerin gidecek kapý bulamadýðý yýllar…
Müzikli gösteride ‘Herkesin Ahmet Kaya’sý’nýn durduðu yerin altý tam olarak çizilememiþ. Yani? Onur Ünlü’nünsüpervizörlüðünde, Kardeþ Türküler’den Ahmet Kaya þarkýlarý dinledik, lakin, onun mücadelesini bihakkýn (iyice, adamakýllý) göremedik.
Sonuç? Ýsmiyle kitleleri kendine çekebilir bu gösteri. Lakin sanat yaný eksik. Ortada ne tiyatro var ne de Ahmet Kaya þarkýlarýnýn iliklerimize kadar hissettirdiði türden bir hikaye…
Ýki saatlik gösterinin bir tesellisi de konunun politik bir þova dönüþtürülmemiþ olmasý. Neyse ki öyle…
Evet, ‘Herkesin bir Ahmet Kaya’sý var’ Biz Salih’inkini denledik.