Fransa’da iki haftalýk dergi Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan’ý kapaðýna taþýdý son sayýlarýnda. Bu dergilerde yer alan (ve kötü niyetli olmadýðýný düþünelim bir anlýðýna) bilgisizliðe ya da yanlýþ bilgilendirmeye dayanan yorumlara yazýmýn devamýnda deðineceðim. Ancak L’Express dergisinin her biri birbirinden objektif (!) haber kaynaklarýna dayanarak hazýrladýðý yaklaþýk 20 sayfalýk Türkiye dosyasýnda referans alýnan öyle bir isim vardý ki, üzerinde durulmasý artýk kaçýnýlmaz oldu.
L’Express dergisi, kapaðýna taþýdýðý Cumhurbaþkaný Erdoðan fotoðrafýnýn altýna Erdogan-Le Danger Turc- Erdoðan-Türk tehlike- baþlýðýný düþmüþ. 11. Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün basýn baþdanýþmaný Ahmet Sever de dosyanýn önemli haber kaynaklarýndan biri olmuþ belli ki... Yazýda Erdoðan’ýn ne kadar “otoriter bir Sultan” olduðuna Fransýz’larý ikna etmeye çalýþan Sever, bunun için yanlýþ (yalandan bir týk aþaðýda) bilgiler vermeye de tenezzül etmekten geri durmamýþ.
“Abdullah Gül’ün Recep Tayyip Erdoðan’ýn onay vermemesine karþýn Cumhurbaþkaný olduðunu” öne süren derginin bu savý belli ki Sever’in bilgilendirmesine dayanýyor... Bu satýrý okuyunca ister istemez Erdoðan’ýn kürsüden “Cumhurbaþkaný adayýmýz kardeþim Abdullah Gül” diyerek bizzat duyurduðu cümle kulaklarýmda yankýlandý. L’Express’i okumaya devam edelim...
Ne diyor Ahmet Sever? “Kendisini ifade ve temsil etmesini engellemek amacýyla Erdoðan’ýn emri ile yasa deðiþtirildi ve bu gerçek bir sansürdü.” Halkýn oylarýyla Cumhurbaþkaný seçilmesi için yapýlan deðiþikliði bu þekilde, üstelik cumhurbaþkanýný halkýn oylarý ile seçen Fransa’ya böyle aktarmanýn açýklamasýný bulamadým. Devam ediyor Ahmet Sever.., “Ýkili arasýndaki gerilim giderek týrmanýyordu. Gül otoriter çizgiyi deðiþtirmeye çalýþtý ancak yalnýz býrakýldý”.
Fransa’da kiosk panolarýný süsleyen dergi kapaðýnýn alt metnini Cumhurbaþkanlýðý bünyesinde yýllarca çalýþmýþ Ahmet Sever böyle hazýrlamýþ.,,
Ne diyelim? Pes!
Derginin Türkiye dosyasýný hazýrlarken baþvurduðu isimleri önyargýlar cephesinden seçmiþ olmuþ kredibilite sorunu yaratmýþ ve belli ki büyük emek harcanan 20 sayfa heder olmuþ...
Valeurs Actuelle dergisinin Erdoðan kapaðý da yine maddi hatalara tenezzül eden bir çerçevede hazýrlanmýþ. Keþke tek taraflý ve fobilerine esir olmadan bir Türkiye resmi çizmeyi deneselerdi.
Engellere Takýlma Þenliði ve DOWN sendromlu küçük derviþ
Denizlili bir aðabeyimin telefonuyla haberim oldu. Pamukkale Üniversitesi “Engellere Takýlma, Þenliðe Katýl” þenliði düzenliyor. Sanat, spor ve medya dünyasýnýn ünlülerini þenliðe davet ediyorlar, bu çerçevede beni de konuk etmek istiyorlar... Oldum olasý “ünlü” sýfatýndan, popüler olma hedefinden hazetmem. Böyle bir iddiam da yoktur. Ama sözkonusu engelliler olunca, davet de kýramayacaðým bir aðabeyimden gelince düþünmeden kabul ettim.
Tansu Yaðan’ýn nefes almadan koþturmasýyla ve Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Baðcý’nýn evsahipliðiyle son derece duygu yüklü ve mükemmel bir buluþma oldu. Sanatçý Muazzez Ersoy, Alpay Özalan, Hidayet Türkoðlu ve Hamza Yerlikaya, sanat ve spor alanýndaki haklý damgalarýyla programa ilgiyi üst düzeye taþýdýlar.
Ýþitme engellilerin okuduðu Ýstiklal Marþý’ndan, DOWN sendromlu atletlerin jimnastik gösterisine kadar her saniyesini gözlerim dolarak izledim.
Hele küçük semazen Lütfiye Gencel’in gösterisi vardý ki, hem kaydettim, hem de defalarca dönüp dönüp seyrettim. Beyaz kýyafetli semazenlerin ortasýnda yeþil semazen kostümüyle dönen ve her hareketinde, dalmýþ gitmiþ gözleriyle insaný yüreðinden yakalayan küçük derviþ Lütfiye... Ýþçi bir ailenin 10 yaþýndaki en büyük çocuðu... Denizli’den bundan böyle engellilerin sorunlarýný dert edinecek bir elçi olma yönünde kendi kendime verdiðim sözle ayrýldým.