Pazar günü 15 Temmuz Þehitler Köprüsü’nde yapýlan anma programý için Altunizade metro duraðýndan köprüye yürürken bir þeyi çok net gördüm:
PKK ve FETÖ gibi, onlarýn sahipleri de hedeflerine asla ulaþamayacak.
Toplumun her kesiminden, her yaþ grubundan yüzbinlerce insan iki yýl önce nasýl bir inanç ve kararlýlýkla, caný pahasýna yürüdü ise iþgalci hainlerin karþýsýna, o gün yine öyle idi.
Herkesin elinde bayrak vardý. Bazýlarý þehitlerin isimlerinin yazýlý, Türk bayraðýnýn basýlý olduðu tiþörtler giymiþti. “Bir ölür bin diriliriz” cümlesi vücut bulmuþ gibi. El yapýmý pankartlar, “tek vatan, tek bayrak, millet, tek devlet” yazýlý el kartonlarý, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn isminin, resminin olduðu flamalar her yerdeydi.
Yanlarýndan geçip giderken iþittiklerim… Önceki darbeleri ve zilleti görmüþ yaþlýlar dualar ediyor, þükrediyor, nasihatler ediyordu. Bir genç kýz ayaðýný bastýðý yerin belki de iki yýl önce bir þehidin kanýyla ýslandýðý ihtimalinden bahsetmekteydi, belli ki bu ihtimal onu sarsýyordu. Bebek arabasý iten anneler, küçük çocuklarý omuzlarýnda babalar... Büyüklerinin elini tutarak yürümek zorunda olan ve kalabalýðýn çok sýkýþtýðý yerlerde gerçekten sýkýþan çocuklar. Onlarý korumak için birbirini uyaranlar. Sýkýntýsýný birbirine nezaketle ifade eden, müsaade isteyen, tatlýlýkla anlayýþ gösterenler...
Sanýrým 15 Temmuz, insanlarýn birbirine bakýþýný da deðiþtirdi. Önceden belki daha kolay eleþtirebildiði, kýzdýðý, belki sertçe tepki verdiði kiþilerin 15 Temmuz kahramaný olma, gazi olma, þehit yakýný olma ihtimali yerleþik önyargýlarý kýrdý. Yeni bir hüsnü zan üretti.
***
Onca hasara raðmen öyle gür ve güçlü bir omurgasý varmýþ ki bu ülkenin, güçlü temsile ve doðru siyasi lidere kavuþtuðu anda derinlerdeki o ruh canlanýyor. Þehit Erol Olçok’un sembolize ettiði gibi, bin bir hile-desise ve ihanetle indirilmek istenen bayraðýný tekrar göndere çekiyor. Çanakkale’de, Kut’ul Amare’de, Kurtuluþ Savaþý’nda ne yaptýysa bir kez daha yapýyor.
Erdoðan’ýn konuþmasýnda vurguladýðý hakikat gibi: Bir taraftan 251 vatandaþýmýzý bir gecede kaybetmenin hüznünü tekrar yaþarken, diðer tarafta dünyada eþine rastlanmayan bir direniþe imza atmanýn onurunu yaþýyoruz.
***
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn 15 Temmuz Þehitler Köprüsü’nde yaptýðý konuþmanýn bana göre en can alýcý cümlesiydi “Pensilvanya'daki melunun takiye, hile, yalan dolanla büyük bir gizlilik içinde büyüttüðü ahtapotun kollarýný kestik” cümlesi.
Devletin en stratejik noktalarýna sýzýp bir bukalemun gibi bulunduðu yerin rengini alan FETÖ hainleri devletten kazýndý, kazanýyor. Yargýya teslim edilen katiller aðýrlaþtýrýlmýþ müebbetten hüküm giydiler. Firar edenler birer ikiþer paketlenip yurda getiriliyor. MÝT mensuplarý, AA muhabirleri ve vatandaþlarýmýz onlarý saklandýklarý deliklerde buluyor ve ne olduklarýný hatýrlatýyor.Tabanlarýný kaybettiler. Ýnsan ve para kaynaklarý kurutuldu. Ýtibarlarý kalmadýðý gibi milletin ve ümmetin ilencini aldýlar.
Buraya kadar tamam. Ahtapotun Türkiye’yi kavrayan, sýkýp zehirleyen kollarý kesildi. Lakin kafasý Amerika Birleþik Devleri himayesinde. Gövdesi ABD, Kanada, Almanya baþta olmak üzere pek çok ülkede hala aktif. Türkiye aleyhine lobi yapmaya, sosyal medya hesaplarýndan operasyon çekmeye devam ediyorlar.
Þu da var: Devletten ve toplumdan uzaklaþtýrýlan FETÖ, söylemleriyle siyasete çöreklenmiþ vaziyette. Erdoðan düþmanlýðýný muhalefet etmek sanan zevat çeþitlendirildi.
15 Temmuz’a tiyatro demekten ar etmeyen Kýlýçdaroðlu ve CHP üzerinden Meclis’e sokulan bir miktar devlet-millet düþmaný, zehirli dilleriyle ahtapotun kesilen kollarý yerine iþ görmeye niyetli. Layýkýyla muamele gerek.