Koalisyoncular vardý hani 7 Haziran’a bir kala “Bakýn testi kýrýlmadan uyarýyorum” cümlesiyle baþlayan nasihatlerde bulunan...
Koalisyoncular vardý hani, yanýmýzda saðýmýzda solumuzda. “Bundan sonra uzun yýllar koalisyonlarla yönetilmeye alýþýn” diye baþlayan cümleler kuran!
“Koalisyon kurulmazsa Erdoðan’ýn önü alýnamaz. Tek adam olur” diyen yýllardýr Erdoðan sayesinde kendine kariyer yapan, yer bulan, servet yapan siyasetçi, medya mensubu vardý hani!
1 Kasým seçim sonuçlarýný görünce, “inme inecek” sandýðýmýz sureti haktan görünenler vardý hani. Seçim akþamý, ne yana döneceklerini þaþýran..!
Ýþte onlarýn bir kýsmý bugünlerde “Yeni Anayasa” tartýþmalarýnda dümeni “Parlamenter Sistem”den yana kýrdý. “Anayasa’nýn ruhu ve formu” þeklinde analiz yapan Baþbakan Davutoðlu’nun “form” meselesine gelmeden önce “ruh”un nasýl olmasý gerektiðine ait izahýný biliyoruz. Buna mukabil, ruhun saðlýklý olmasý için mutlaka “sistem” meselesinin de çözümü gerekiyor. Zira bize yutturulan “parlamenter(imsi)” sistem ile gerektiðinde “kilitlenen” bir demokrasimiz, kilitlenen bir siyasetimiz olduðunu biliyoruz.
O halde “radikal” karar verip, radikal çözüm üretmeliyiz!
Zira 2023, 2053 ve 2071 hedefleri olan bir ülkenin ne idüðü belirsiz bir sistem ile yürümesi düþünülemez.
Bu millet cumhurbaþkanýný kendi iradesiyle seçtiði gün, geri dönülmez bir yola girilmiþtir.
Bu yolun menzili “Baþkanlýk”týr.
Yoksa ne terör sorununu kalýcý çözebiliriz...
Ne yeniden kurulan dünyada söz söyleyebiliriz...
Ne de toplumsal refaha ulaþabiliriz..!
Muhalefetin “Baþkanlýk” konusundaki “net” tutumuna karþýlýk Ak Parti’deki kafa karýþýklýðýný ise anlamak mümkün deðil!
Bu kez havanda su dövülmesin.
Ýstikamet verilmiþtir. Gereði yapýlmalý.
Sýrrý git iþine, düþ yakamýzdan
Ne yaptýlarsa halký kendi taraflarýna çekemediler. Doðu ve Güneydoðu illerinde millet, PKK terör örgütünün onca provokasyonuna, onca tehdidine raðmen tercihini “birlik”ten ve “devlet”ten yana koydu...
Hazýmsýzlýk çekiyorlar..!
“Evini terk edersen, el koyarýz” diyorlar dinletemiyorlar.
“Gidersen bir daha dönemezsin” diyorlar dinletemiyorlar.
“Sokaða çýkýn, eylem koyun” diyorlar dinletemiyorlar.
“Kapýný çaldýðýmýzda açacaksýn, kapýný kilitli tutmayacaksýn” diyorlar dinletemiyorlar.
Velhasýl, ne yapsalar milleti kendi taraflarýna çekemiyorlar!
***
Ýnandýrýcýlýklarýný yitirmiþlerdi... Çatal dillerinin ikircikli halleri ortaya çýkalý bölge insanýnýn, yani Kürtlerin büyük bir kýsmýnýn desteðini kaybetmiþlerdi.
Bunun bilinciyle daha dün kendi sözleriyle, kendi tutum ve davranýþlarýyla siyaseten canlý canlý Ýmralý’ya gömdükleri terörist baþý Abdullah Öcalan’a sarýlmaya baþladýlar.
Dün, “Çekilme kararýný Öcalan veremez, kararý KCK verir” diyenler...
“Silahlý mücadele dönemi bitmiþtir, artýk silahsýz mücadele dönemi baþlamýþtýr” diyen Öcalan’ý sýnýr dýþýna çekilmeyerek boþa çýkardýlar.
Bugün, yanýndaki 2 mahkumun baþka bir cezaevine nakledilmesi üzerinden “Ýç savaþ” çýðýrtkanlýðý yapýyorlar..!
Ýmralý sakini Abdullah Öcalan’ýn, hala Kürtler üzerinde etkili olduðu inancý ile onun üzerinden yeni bir senaryo uygulamaya kalkýþýyorlar.
Ayaklandýramadýklarý, kendi yanlarýna çekemedikleri halký, terörist baþý Öcalan üzerinden yanlarýna çekmeye çalýþýyorlar.
Oysa HDP de... PKK da... KCK da... HDG-H de... PYD de... YPG de... ve elbet artýk Apo da... Kürtlerin temsilcisi deðildir!
Milletin bir unsuru olarak Kürtler tercihlerini devletten ve birlikten yana koymuþlardýr.
Geriye, ayrýlýkçý, aþýrýcý, kan döken, terör estiren kriminal yapýlar kalmýþtýr. Bu yapýlarýn Kürtler nezdinden artýk teveccüh görmesi zordur.
O halde, devlete düþen uzun zamandýr süren çatýþma ortamýnda birlikten ve devletten yana tavýr koyan Doðu ve Güneydoðu’daki insanlarýmýza...
Onca þehidine raðmen sükunet içinde devletin “terör”le mücadelesine destek olan Anadolu’daki insanlarýmýza sahip çýkmasýdýr.
“Öcalan üzerindeki tecrit, toplumsal barýþa Marmara Denizi kadar hendek kazmak anlamýna gelir” diyenlere, Anadolu kadar büyük yüreði olan bu millet gereken cevabý çoktan vermiþtir!
Sýrrý git iþine, düþ yakamýzdan!