Mahir Ünal: FETÖ’yü vesayet sistemi güçlendirdi

Ünal: Biz, milletle beraber yol yürüdük ve iktidara geldik. İktidara geldiğimizde devlet içinde bir tarafta vesayet odakları diğer tarafta devlete sızmış bir yapı vardı. Bu yapı dini grup görünümündeydi ve vesayetçi elitlerin ürettiği mağduriyetleri kendisine kalkan edinmişti.

BARAJ YÜZDE 50+1 AMA SEÇiM KORKUMUZ YOK

-  AK Parti’nin, 15 yıldır her seçimde en yakın rakibiyle arasında yüzde 20-25 fark vardı. Ama 2019 yüzde 50 +1 zarureti nedeniyle AK Parti için zorlu olacak mı?  

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini biz teklif ettiğimizde  birileri ‘Siz Tayyip Erdoğan için bir sistem getiriyorsunuz’ dedi.  Biz de “Hayır Erdoğan için bir sistem getirsek mevcut sistemi değiştirmeyiz” dedik. Çünkü mevcut  sistemde bizim seçim kazanmak gibi bir sıkıntımız söz konusu  değil. Her zaman şunu söyledik; Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye razıyız. Dolayısıyla bu sistem değişikliğinde seçim kazanmak oldukça zor, çünkü 50 + 1’i almayan bir partinin seçim kazanması mümkün görünmüyor. Ama Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kendisini yenileyen güncelleyen AK Parti’nin seçim kazanmak gibi bir sorunu yok. 

Erdoğan partisine döner dönmez eleştiriler yöneltmeye başladı. Eleştirilerin sonucunu istifalarda gördük. TEOG AK Parti hükümetlerinin koyduğu bir sınav sistemiydi. Şimdi AK Parti Genel Başkanı olarak Erdoğan muhalefet ediyor. Ya da şehirlerin mimarisiyle ilgili “hatamız büyük, ben de sorumluyum” dedi. Ya da FETÖ. “Benim de hatam var, Allah affetsin” dedi. Sorum şu: Sayın Erdoğan kendi partisine muhalefet eden lider olarak mı döndü siyasete? AK Parti’de revizyon AK Parti’ye içerden muhalefet mi demek?

Recep Tayyip Erdoğan’ın çok farklı ve değişik bir liderlik tarzı var. Kendi ifadesiyle “kapının arkasındakini kapının önünde de konuşurum” demesi konuşmalarında sürekli samimiyet ve dürüstlük çağrısında bulunması. Çünkü Cumhurbaşkanımızın literatüründe samimiyet çok güçlü bir kavramdır. Samimiyet kalbinde ve zihninde olanı ifade edebilme, paylaşabilme cesaretidir. Bu aynı zamanda dürüstlüktür de.   

RUTİNE TESLİM OLMADIK 

- AK Parti 15 yıldır iktidarda. Seçmenin olası yorgunluğunu silmek, yenilenme hissini verebilmek gibi bir fayda da umuluyor mu burada?  

İktidarları yok eden temel şey rutindir. Cumhurbaşkanımız 15 yıl içerisinde hiçbir rutine teslim  olmadı. Her zaman yeniliğin değişimin yanında oldu. Yeni fikirlerin yanında oldu. Soğuk savaş sonrası dönüşüme direnen bir vesayet odağı vardı. Her türlü yeniliğe ve değişime karşı çıkan, toplumdan gelen değişim taleplerini baskılayan, bunun için 28 Şubat’ı gerçekleştirmiş bir vesayetçi akıl vardı. Ama bir de 40 yıldan beri devlete sızarak, kadrolaşarak devleti ele geçirmiş bir yapı vardı. Yani millet seçimle AK Parti’yi iktidara getirdiğinde AK Parti bir şey gördü. Bir tarafta bu sözünü ettiğim vesayet odakları bir tarafta da devlete sızmış devletin emniyetinde devletin yargısında devletin diğer kurumların da ciddi anlamda yapılanmış ama görünmeyecek kadar saklı ve çok sonra  farkedilecek bir yapılanma vardı. 

VESAYETÇİ -FETÖ EL ELE

- FETÖ’yü gördünüz mü iktidara ilk geldiğinizde? 

Devleti niye ele geçirmek ister birileri? Devlet mağduriyet üretmeye başladığı  zaman birileri bu mağduriyeti sonlandırmak için devleti ele geçirmek ister. Kimisi kadrolaşır, kimisi devlete sızar ama biz gelenek olarak ne yaptık? Devlete  sızmadık, kadrolaşmadık. Biz, siyaset yoluyla, sandık yoluyla iktidar olmak için bir çizgiyi bir yolu takip ettik. Devleti ele geçirmesi gerektiğine inanan FETÖ yapılanmasının dışında biz, milletle beraber bir yol yürüdük ve iktidara geldik. Hatırlayın 90’lar- 95’ler ve bu yapı neyi kullanıyordu? Bu yapı bir dini grup görünümündeydi ve dindar insanların bu konudaki hassasiyetlerini kendisine kalkan olarak kullanıyordu. Bunu tabi bu gün daha net görüyoruz. Yani Allah aşkına şimdi bizim hafızamızla alay mı ediyorlar? Bu yapının Turgut Özal’la, Mesut Yılmaz’la ilişkisini, Süleyman Demirel’le ilişkisini, Tansu Çiller’le ilişkisini, 1986’da, 1997’de bütün bu süreçte emniyette nasıl yerleştiğini hatırlıyoruz. Ondan sonra askeri okullara girmek  için neler yaptığını biliyoruz. Bütün bunları o dönem devleti ele geçirmiş elitlerin ürettiği mağduriyetleri sona erdirme iddiasını kendisine meşruiyet zemini yapmış. Burası önemli. Biz iktidara geldiğimizde bizimle kim savaştıysa biz onunla mücadele ettik. Bizimle kim savaştı? Mesela vesayet odakları ve statüko.   

AYNI TORBAYA ATTILAR 

- Erdoğan’ın “Yanıldık, Allah affetsin” muhasebesini de hatırlatarak soralım, AK Parti FETÖ tarafından nasıl yanıltıldı?  

Bakın Recep Tayyip Erdoğan samimi bir şekilde bu özeleştiriyi yaptı. Peki, diğerleri niye bu özeleştiriyi yapmıyorlar? Sonuçta bu yapı, herkesi kandırdı. Şimdi birileri bize diyor ki “biz sizi bu konuda uyarmıştık. 2004’de sizi uyarmıştık. Biz sizi 2010’da uyarmıştık.” Hayır, siz bizi uyarmadınız. Siz, irtica konusunda tıpkı daha önce iktidarlarını korumak isteyenlerin, dini dindarları ve değişim talebinde bulunanları tehdit  olarak görenlerin diliyle konuştunuz. Bakın sadece FETÖ’ye karşı değil, o zaman, Mili Görüşü de, diğer dini yapılanmaları da.. Şöyle bir cümle kullanıyorlardı; “laiklik  için tehdit olan unsurlar. Devletin laiklik niteliğini ortadan kaldırılmasını isteyenler.” Diye bütün dindarları, bütün dini grupları ay nı torbaya koyuyorlardı.   

KADEME KADEME DEŞİFRE

- FETÖ’yü ilk ne zaman farkettiniz? 

Bu kademe kademe bir şeydir. Önce diyorsunuz ki Davos’ta ‘one munite’ den dolayı bütün ümmet Erdoğan’ı alkışlarken bunlar burun kıvırıyor. Burada bir tuhaflık var diyorsunu.“İradeden izin alınmalıydı” diyorlar. Sonra bakıyorsunuz çarşaf listeyi savunuyorlar ve CHP üzerinden anayasa mahkemesine götürüyorlar. Sonra dershane konusunu  gündeme getirdikçe biz onlar farklı bir dil kullanmaya  başlıyorlar. Siz istihbaratı tek bir havuzda toplamak istiyorsunuz, istihbaratın dış güçlerden özellikle MOSSAD etkisinden istihbaratı  temizlemek istediğinizde bunlar MİT’e ve Hakan Fidan’a saldırmaya başlıyorlar. Ve Hakan Fidan’a hamle yapıyorlar bu  hamle yapıldığında biz bu hamlenin direk başbakanımıza  olduğunu gördük, yani Erdoğan’a. Bu çok net ve açıktı. 7 Şubat 2012 ve 17-25 Aralık 2013 ve tabi öncesinde dershane olayı var.  Ozaman bir şey görüyorsunuz mesela dershane olayında CHP yanlarında durmuş. O dönemde Kemal Kılıçdaroğlu, ‘elinizde hiç bir delil yokken bunların neye dayanarak suç örgütü olduğunu söyleyebiliyorsunuz’ diyor. Şimdi aynı Kemal Kılıçdaroğlu bize diyor ki: “o zaman bunlara karşı niye gereğini yapmadınız? 2004-2010 yılları arasında ortada hiç bir delil yokken bunlara karşı ne yapabilirsin? Kaldı ki 17-25 Aralık gibi bir olay  gerçekleşmiş ve bunların yargıyı ele geçirdikleri ortaya çıkmış. 

2010 HSYK Kılıçdaroğlu’nun ilk icraatıdır

- 2010 referandumunda FETÖ HSYK’yı ele  geçirmek için girişimlerde bulunmuştu? 

Orada çok stratejik bir oyun oynadılar, mesela bunların HSYK’yı  ele geçirmelerine engel olacak şey 12 bin 500 hakim ve savcının her birinin bir adaya oy kullanmasıydı bizim teklifimiz bunlar da  ısrarla çarşaf liste diyorlardı bakın bu nokta çok kritik. CHP bunların teklifini anayasa mahkemesine götürdü ve anayasa mahkemesinden çarşaf liste kararı çıkarttılar. Bu Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaset operasyonu ile birlikte genel başkan olmasından sonraki ilk icraatıdır. Yani anayasa mahkemesine gittiler biz sonradan da görüyoruz ki mahkeme zaten bunların etkisinde ve çarşaf liste üzerinden HSYK da istedikleri sonucu aldılar. Daha sonra ise Yargıtay’da istedikleri sonucu aldılar. 

Değişim talebi tabandan geldi

- AK Parti’deki revizyona dönelim. AK Parti kendini 2019 için hazırlarken haliyle teşkilatlara da eleştiriler oldu işte istifa süreçleri yaşandı vesaire ve bir metal  yorgunluktan bahsedildi, başka eleştiriler oldu. Parti’nin tabanı ve teşkilatları, bu değişime nasıl tepki veriyor? 

Bu değişim basıncı yukarıdan gelmedi, aşağıdan geldi. Çünkü 16 Nisan öncesinde çok ciddi bir değişim talebi vardı zaten. AK Parti’nin yerel yönetimlerine, teşkilatlarına dönük o üç yıllık eksen kayması döneminde liderin  siyasi hareketin liderinin, siyasi hareketin başında olmadığı  dönemde oluşmuş bazı sapmalar vardı. Bu sapmalarla ilgili zaten  tabandan gelen bir talep vardı. Genel  Başkan olduğu andan itibaren Tayyip Bey, aşağıdan gelen talepleri zaten karşıladı. Burada yapılanların özellikle belediyeler ile ilgili yapılanların demokratik olduğunu nerden biliyoruz: 1- Gelen taleplere dönük, 2-Keyfi olmaması, 3-Yüksek bir siyasi risk alınarak bunların yapılmış olması, 4-Bir toplumsal talebi  karşılayacak demokratik bir mekanizma yoksa o talebin karşılanmasına biz antidemokratik diyemeyiz. Bu konuda bir  demokratik mekanizma oluşturulmalıdır deriz. Şimdi bir şey daha  gördük, bu konuda belli demokratik mekanizmalar oluşması gerekiyor. O yüzden AK Parti bu geçtiğimiz zaman zarfı içerisinde  bu yenilikleri yaptı. Bakın bir şey söyleyeyim AK Parti’nin en önemli özelliği, değişimi yönetebilmesidir. Biz değişimi yönetirken dört şeye bakarız: Korunması gerekenler  neler? Değiştirilmesi gerekenler neler? Tamamen yıkılması  gerekenler neler? Yeniden yapılması gerekenler neler? Bu dört şey bizim için önemli.   

AK Parti ve MHP stratejik ortak mı?

“15 Temmuz’dan sonra da zaten bütün yerli ve milli unsurlar Cumhurbaşkanı’mızın sık sık sözünü ettiği: Tek Millet! Tek  Bayrak! Tek Vatan! Tek Devlet! bu dört konuda hassasiyeti olan herkesle siyaset üstü bir ittifakımız var, zaten müttefikiz. Bu ayrı bir  konudur. Şimdi seçim ittifakları seçime giderken yani işin hukuki  ve teknik kısmı olur, olmaz bunlar tamamen Partilerin yetkili  organlarının, kurullarının istişareleri sonucunda vereceği kararlar. ”

CHP’de milli siyaset hassasiyeti yok

“CHP’de bir milli siyaset anlayışı yok. Yani  düşünün CHP’ye bir bakıyorsunuz yaptığı tek şey var, PYD ile PKK ile beraber, bakıyorsunuz DHKPC ile beraber, Türkiye aleyhine açıklama yapan bir yabancı devletin Dışişleri Bakanı ile beraber. HDP ile ittifak halinde CHP ne yaptı? Israrla Türkiye’yi DEAŞ’ın yanına itmeye çalıştılar değil  mi? Çünkü bunlara birileri diyordu ki; siz ısrarla Türkiye’yi DAEŞ’e destek olmakla suçlayın. Bunlar ne yaptılar? Türkiye DEAŞ’a destek oluyor diye sürekli tekrar ettiler değil mi?  

RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ