AK Parti Ömer beklerken Veysel geldi

Diyordu ki Baþkan Erdoðan; “Bize Ömerler lazým…” Adaletin sembolü. Güvenilirlik timsali. Sadakatin göbek adý… Ömer… Hz. Ömer (RA)… Faruk Ömer… “Hak” ile “Batýl”ý ayýrabilen Ömer... Devlet baþkaný olduðu halde gösteriþsiz hayatý sade yaþam tarzýyla örnek olan Ömer. Her attýðý adýmýn hesabýný veren, harama el uzatmayan, garibi hor görmeyen Ömer. Devletin mumu yanarken sohbet etse Allah indinde mesul olacaðýna inanan Ömer.Medine sokaklarýnda, sýrtýnda fakir fukaraya yiyecek taþýyan, Âliye’de kölelerin yükünü alan, halka vereceði emirleri, getireceði yasaklarý evvela kendinde uygulayan Ömer... Biliriz ki bir “Ömer Müslümanlýðý” vardýr, ulaþýlmasý hedeflenen ve belki de bir ütopya gibi uzaklarda bir yerlerde duran. Ama en azýndan o ahlakýn izinden giden... Baþkan da çýktý dedi ki; “Bize Ömerler lazým..” O da bilmiyor mu sanki, yok artýk öyle insanlar. Ama en azýndan ‘çalýþýn’ diyor Baþkan... ‘Deneyin’ diyor... Yorulun bu yolda... Varamasanýz da hedefe, yürüyün en azýndan. Bir ümit bekliyorsun Ömer gelecek diye... Güngören’den bir Veysel çýkýyor, bütün ümitlerini yýkýyor. Tam diyorsun ki ‘bu münferit bir hadisedir. ‘Bu adamýn bu garibe ettiði sadece kendi kabahatidir’. Bir de kafaný kaldýrýp bakýyorsun ki, milletvekillerine trafikte geçiþ üstünlüðü saðlayan yasa geçirmiþler sabaha karþý… Çakarlý Ömerler…

 

ALMANYA'DA YAÞAYAN TÜRKLER ÝÇÝN REFERANDUM YAPARLARSA SONUÇ NE OLUR?

Prof. Dr. Ersan Þen diyor ki, Suriyelilerin durumunu millete soralým. Referandum yapalým yani. Gitsinler mi, kalsýnlar mý? Bu teklifin konuþulmasýnýn bile ne kadar acý verici olduðunu söylemeye gerek yok aslýnda. Bu temel bir insan hakký meselesidir ve referandumu tartýþma konusu dahi olamaz. Bugün ise Ersan Þen’in bu faþist teklifini alkýþlayanlara tek bir soru soracaðým; eðer Almanya, oradaki Türklerin varlýðýný referandum konusu yapsa ne tepki verirsiniz? Almanya’da böyle bir referandum yapýlýrsa çýkacak sonucu biliyorum ben. Eze eze ‘evet’ çýkar. Peki bu kabul edilebilir bir karar olur mu? Nasýl ki Batý Trakya’da seçilmiþ müftümüz imamlýk yaptýðý için hapis cezasýna çarptýrýldýðýnda bunun bir ayrýmcýlýk olduðunu söylüyorsak, nasýl ki Ýsviçre’de camilerin minaresi referandum konusu olduðunda yeri göðü inletiyorsak, burada misafir ettiðimiz muhacirlerin durumu da aynýdýr. Anlaþýlmayan nokta þu. Bugün bir sokak, bir mahalle, bir semt deðiþtiriyoruz. Yine de berbere, kahveye eski mahallemize, sokaðýmýza koþuyoruz deðil mi? Öðrenciyken gelip kaldýðýmýz büyükþehirlerde hep doðduðumuz köyün özlemini çekiyoruz, öyle mi? Arkadaþ gerekli koþullar tesis edilse bu adamlar neden kalsýn burada? Zaten dönecekler. Biraz sabýr. Baþýmýza gelen kötü hiçbir þeyin (iþsizlik, enflasyon, kriminal meseleler) tek baþýna sorumlusu aldýðýmýz göç deðil. Fatura kesecekseniz yine kesin ama hakkaniyetli olun n’olur... 

 

90’LARDA NORMAL SAYILAN ÖZGÜRLÜK ORTAMI BUGÜN YOK MU?

Sýklýkla duyuyorum. Özellikle Devekuþu Kabare ve Gýrgýr dergisi üzerinden çeþitli örnekler verilerek deniyor ki; “Arkadaþ öyle özgür bir ortamdý ki bir vakitler Türkiye, Zeki-Metin’e politikacýlar dava açmýyordu…” Gençleri etkilemek için iyi bir malzeme. Oysa 45 yaþ ve üzeri çok iyi hatýrlayacaktýr Zeki-Metin kabarelerini. O haklarýnda dava açýlmayan skeçlerde hangi konularý ele alýyorlardý, biliyor musunuz? Ülkenin yasaklardan nefes alamadýðýný, suçun kol gezdiðini, sokaklarýn güvenli olmadýðýný, eðitim sisteminin berbat olduðunu, tek kanaldan parti propagandasý yapýldýðýný, zamlarý, geçim sýkýntýsýný, sansürü vs.. Bu kadar kötü bir Türkiye’nin ortasýnda bunun mizahýný yapan adama da dava açýlmamýþ olmasýný, özgürlükten saymayýn lütfen…