Seçim sürecinde artýk son düzlükteyiz. 1 Kasým akþamý sandýklar kapandýðýnda, nasýl bir siyasal tablo oluþacak hepimizin meraký elbet.
7 Haziran seçimlerinden sonra oluþan siyasal tablo millete aðýr bir bedel ödetti.
13 yýllýk Ak Parti iktidarýný sona erdiren ve 4 partili bir Meclis’in faturasý aðýr oldu.
En aðýr fatura, “Kurulamamýþ hükümet nedeniyle siyasette bir zaaf oluþacak... Bu zaaf fiili durum oluþturmamýz için en iyi zemin” diyen terör örgütü PKK’nýn Türkiye’de onlarca canýmýzý almasý oldu.
Þimdi “1 Kasým’da da ayný tablo çýkarsa ne olacak” sorusu soruluyor.
Milletin bu seçimde yeniden “istikrar” diyeceðini düþünüyorum. Bu düþünce ile merkez oylarýn artacaðýna inanýyorum.
Oylarýn Ak Parti ve CHP’de bloklaþacaðýný düþünüyorum.
Zira anketler ne de medya üzerinden bir okuma yapmadan, bire bir görüþmelerimde bunu gözlemliyorum. Tamam bir yarýlma var. Tamam bir keskinleþme var. Buna mukabil toplumun ekseriyetinde “istikrar bozulursa” endiþesi ile “terörle mücadelede kararlýlýk devam etmeli” beklentisi bu seçimin öne çýkan düþüncesi.
Milletin nabzýný tutan esnaflarla konuþmalarýmda, “7 Haziran’da gidenler geri gelecek” diyor. Bu gidenler gelecek cümlesini sadece Ak Parti’den gidenler olarak okumuyorum.
7 Haziran “HDP’nin barajý aþýp aþamayacaðý” üzerine þekillenmiþti. 1 Kasým ise “Ak Parti’nin tekrar tek baþýna iktidar olup olmayacaðý” üzerine kilitlenmiþ durumda.
Ak Parti önümüzdeki bir kaç gün içinde ciddi bir hata yapmaz ise 2 Kasým sabahý yeniden iktidar olur diye düþünüyorum.
Siz ne dersiniz?
Ehli Beyt sevgisi imandandýr
Üniversite yýllarýmdý. Bir gün rahmetli babama, “Baba bizim geçmiþimizde Alevilik olabilir mi” diye sordum.
“Tövbe de oðul” dedi önce. Sonra da “Bizim köyün adý Hocalar Köyü, öyle þey olur” mu diye Alevi bir geçmiþimiz olmadýðýný anlatmaya baþladý.
Babama dedim ki “Baba Kurt dedemin adý Hüseyin, dedemin adý Hasan, ben Hasan, amcam Hüseyin, amca oðlum Ali... Cevat da var ha bir de Haydar amca da...”
Babam dedi ki “Oðlum biz ehli sünnetiz ispatý da Ehli Beyt sevgimizdir!”
Sustum.
O yýllarda M. Asým Köksal Hoca Efendi’nin Kerbela Faciasý isimli kitabýný okudum.
Bir ehli sünnet alimi olarak Hoca Efendi, Kerbela hadisesini anlatýrken olaðanüstü ihtimam göstermiþti... Hazreti Hüseyin Efendimizin þehadetinin bugüne bir husumet kaynaðý olmamasý için.
Bu bahisle, Muharrem ayýnda Kerbela üzerinden siyasallaþmýþ ve neredeyse düþmanlaþmýþ iki kutup üzerinden Ýslam dünyasýný okumaya çalýþmak... Ya da Türkiye’de alevi sünni meselesine bakmak bence çok saðlýklý bir bakýþ deðildir.
Bir Carlo Cottarelli vardý hatýrlayan var mý
Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Kadir Topbaþ ile Ülke TV’de özel bir yayýn yaptým. Kadir Topbaþ bu kez yerel siyasetin çok ötesine geçti. Ve Türkiye’nin yakýn tarihini de hatýrlatarak bugünlerde muhalefetin ve egemen çevrelerin Tayyip Erdoðan düþmanlýðýnýn nedenlerini anlattý.
Kadir Topbaþ’ýn konuþmasýnda dikkatimi çeken iki hususu size de aktarmak istiyorum.
Bunlardan ilki “Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’a yapýlan düþmanlýðýn sebebi, onun þahsýyla ilgili deðil Türkiye’nin baðýmsýzlýðýyla ilgili olmasýdýr. Asýl hedef Tayyip Erdoðan deðil Türkiye’dir” dedi Topbaþ.
Türkiye’nin ekonomik baðýmsýzlýða ihtiyacý olduðunu anlatýrken de bir isme atýf yaptý, Carlo Cottarelli!
“Bir zamanlar IMF’ye mahkum bir ülkeyken IMF’nin Türkiye sorumlusu Carlo Cottarelli diye bir adam vardý. Devlet eliti o þahsýn önünde 1 milyar dolarlýk borç için el pençe divan dururdu. Oysa bugün ben Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný olarak hiçbir Hazine garanti vermeden tek imzam ile o paralarýn bir kaç katýný kredi olarak alabiliyorum. Bazý çevreler Türkiye’nin bu ekonomik baðýmsýzlýðýný hazmedemiyorlar.”
Türkiye’nin kazanýmlarýnýn ne olduðunu anlamak için yakýn geçmiþi anlatacak ehillere ne çok ihtiyaç var.
Öyle deðil mi?