AK Parti yeniden, ama nasýl?

Baþýndan bu yana AK Parti’nin üç dönem olarak özetlenen kuralýný siyaseten yanlýþ bulsam da; bir siyasi partinin seçmene verdiði sözünü tutmakta gösterdiði kararlýlýk açýsýndan da takdir ettim. Þimdi 7 Haziran seçimlerinin getirdiði beklenmedik sonuçlar, AK Parti’ye bu kuralla ilgili yeni düzenlemeler yapma imkaný verdi.

Neresinden bakarsanýz bakýn bu durumun kendileri açýsýndan avantaj teþkil ettiðini düþünüyorum. Siyasetin aktif anlamda daha genç kadrodalarla yapýlmasýný deðerli bir giriþim olarak görsem de; bu durumun tecrübenin ve vizyonun önüne geçmesinden yana deðilim. Nitekim 7 Haziran seçimlerinde üç dönemdir iktidar olan ve girdiði tüm seçimleri kazanan bir siyasi partinin aldýðý sonuçlarda bu faktörün ciddi bir etkisi olduðuna da inanýyorum.

Böyle bir tabloyu daha iyi anlayabilmek için, AK Parti’nin kuruluþ döneminde toplumun önüne çýkardýðý kadroya, o kadronun karþýlýðýna yeniden bakmak yararlý olur. Hatta bu takdirde 7 Haziran seçimlerinde alýnan sonucun, gençlik veya yaþla ilgili tartýþmalarýn ötesinde, altýný çizdiðim toplumsal karþýlýkla ilgili olduðunu da görebiliriz. Bu durum, kuvvetle muhtemel 1 Kasým seçimlerinde AK Parti listelerinin gözden geçirilmesini beraberinde getirecektir.

Türkiye’nin deðiþime dair bunca iddianýn ve hamlenin ardýndan, yeniden sýkýntýlý bir koridora girmesi, kimin ne kadar payý olduðu kavgasýna boðulmaksýzýn doðru anlaþýlmasý gereken bir durum. Kaldý ki, yeni dönemin siyasi mimarisini kimin þekillendireceði sorusuna, hali hazýrda mevcut iktidar partisinden baþka cevap veren olmadý. Ancak bu durum AK Parti’nin sorumluluðunu, 2002’den çok daha aðýr hale getiriyor.

Yaklaþýk 13 yýldýr çok geniþ kesimlere dokunabilmeyi baþaran, bölgesel iliþkilerden küresel ölçekteki süreçlere kadar her alanda beklenmedik hamleler yapan, þaþýrtýcý bir cesaret gösteren, tüm bunlarý yaparken kendi iç dengelerinde yýllarýn kangren sorunlarýna neþter atan bir siyasi organizasyon ve liderlik; yeni bir yaklaþým ve duruþla yaklaþan fýrtýna öncesi Türkiye’yi yeniden güçlü bir iktidara kavuþturmak zorunda.

Tarifi zor bir boþvermiþlik hali, öte yandan üç dönem iktidarda olmanýn getirdiði yorgunluk, doygunluk gibi faktörler üzerinden gelinen noktayý açýklamak kolay deðil elbette. Ancak tüm bunlar, ayný zamanda yapýlacak yeni hamlelerin önünü keseceði için bir an önce aþýlmasý gereken sorunlar. Örnek vererek tatsýz tartýþmalara kapý açmak istiyorum. Ancak AK Parti’nin mesela son üç seçimde, 30 Mart yerel, 10 Aðustos cumhurbaþkanlýðý ve 7 Haziran genel olmak üzere Ýstanbul’da aldýðý sonuçlarý soðukkanlý biçimde gözden geçirmesi gerekiyor.

7 Haziran seçimlerinde güvenlikle ilgili yaþanan sorunlarýn ve terör örgütünün doðu ve güneydoðuda oluþturduðu baskýlarýn sonuçlara yansýdýðý kaba bir analizle bile görülebilir. Ancak bu tespite fazlaca yaslanmak, AK Parti’yi gerçekle yüzleþmekten uzaklaþtýrabilir. Sözgelimi Ýstanbul’daki seçim sonuçlarýna yakýndan bakarak, özellikle Kürt oylarýnýn nasýl þekillendiðini ve AK Parti teþkilatlarýnýn bu seçmeni nasýl kaybettiðini doðru okumak gerekiyor. Ayný gözlem Bursa ya da Ýzmit üzerinde de yapýlabilir.

Hepsinden önemlisi ve hele de bu dönemde söylenmesi deðerli olan þu.

AK Parti yine ve yeniden, geniþ kesimlere dokunabilmenin, beklenmedik hamlelerle mutabakat saðlayabilmenin ve anlamsýz kavgalardan uzak durmanýn yollarýný bulmalý. Bunu nasýl yapacaðýna dair, çok uzaklarda deðil, kendi geçmiþinde saðlam bir referansý var. Ona bakmasý yeterli.