AK Parti-CHP koalisyonu

"Cumhurbaşkanı Erdoğan koalisyon istemiyor, erken seçim istiyor” tezviratının daha 7 Haziran gecesi, YSK Başkanı başını yastığı koymadan başladığı gerçeğini görmezden gelelim ve bir bakalım; AK Parti koalisyon meselesini ne kadar ciddiye alıyor?

AK Parti 7 Haziran’da seçmenin mesajını aldıktan ve o ilk şoku attıktan sonra sorumlu bir siyasi üslup benimsedi.

AK Parti’ye mesaj vermiş olan seçmene “kararın baş göz üstüne, ben de durup bir bakacağım kendime” dedi. Parti yetkilileri çeşitli düzeylerde dile getirdiler bunu. 

Hemen ardından çeşitli kademelerde hummalı bir “ne oldu, neden oldu, nasıl aşabiliriz” çalışması oldu.

Kaybettiği yüzde 9’u anlamaya çalışırken tercih hakkını bir kez daha AK Parti’den yana kullanan yüzde 41’in iradesine, kendisine verdiği vekalete ve seçmeninin asaletine de sahip çıktı AK Parti.

Bir yandan ise seçimden birinci çıkmanın sorumluğu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan alacağı hükümet kurma görevi için kolları sıvadı. Dört ayrı kurul çalıştı.

Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin başkanlığındaki hukuk komisyonu partilerin seçim beyannamelerindeki benzerlikleri, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığındaki ekonomi komisyonu ise partilerin örtüşen ekonomik vaatlerini tespite çalıştı. 

Siyasi konulardaki çalışmaları ise bizzat Başbakan Davutoğlu başkanlığındaki heyet yürüttü. CHP ve MHP’nin seçim beyannamesi, tüzük ve programı incelendi.

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik imzalanmış tüm koalisyon protokollerini okuyarak, hangi koalisyonun ne kadar uzun ve ne kadar az sorunlu çalıştığını mukayese edebilecek bir bilgiye ulaştı.

Partilerle yapılacak görüşmelere zemin teşkil edecek müktesebat böylece elde edilmiş oldu. CHP ve MHP ile görüşecek heyetlerin isimleri dahi daha sonra belirlendi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümeti kurma görevini olması gerektiği gibi seçimden birinci çıkan partinin genel başkanı olan Davutoğlu’na tevdi etmesinin ardından AK Parti de partilerin kapılarını bir bir çaldı. 

Hemen her parti kamuoyuna AK Parti ile koalisyon hakkında bir şeyler söylemiş olsa da AK Parti partilere elinde sadece çiçek çikolata ile değil ciddi çalışılmış dosyalarla gitti.

Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı ilk tur liderler görüşmelerinin ardından CHP ve AK Parti heyetleri karşılıklı olarak çalışmaya devam etti. Belli bir mesafe de aldı.

MHP ve HDP’nin omuz silkerek “bize ne, siz yapın işte” tavrı dolayısıyla çoklu koalisyon seçeneğinden de bahsedemeyeceğimize göre -en azından mevcut durumda- koalisyon ya AK Parti ve CHP arasında olacak ya da Kasım’da erken seçim var. 

Peki görüşmelerde gelinen durum ne diyor AK Parti-CHP koalisyonu hakkında?

Şu an çalışan heyetler Başbakan’ın ifade ettiği gibi istikşafi -keşfedici- heyetler.

Yani koalisyon için müzakere yapılıyor değil. Koalisyon müzakerelerine başlayabilecek bir ortak zemine sahip olup olmadıklarını çalışıyor heyetler. Terörle mücadele, yargı reformu, paralel yapı, dış politika gibi temel meselelerde nerede durduklarını ve nereye kadar yaklaşabileceklerini keşfediyorlar bir anlamda. İki parti için de buradan olumlu bir sonuç çıkarsa başlayacak koalisyon müzakereleri.

Bu çabayı “oyalamaca” olarak görenlerin anlamadığı şu: Olası bir koalisyonda yer alacak partiler bilakis kendileri olmaktan vazgeçerlerse, siyasi karakterlerini, ilkelerini, tabanlarının hassasiyetlerini görmezden gelirlerse ölü doğar o koalisyon, ya da yaşamaz.

AK Parti de CHP de tabanı dinliyor bir yandan. İki taban da koalisyon istemiyor aslında. AK Parti tabanı ORC’nin son araştırmasına göre CHP ile koalisyona yüzde 8.4 oranında onay veriyor. Yüzde 90.2 oranında ise erken seçim istiyor.

CHP tabanı ise yüzde 18 oranında evet diyor AK Parti koalisyonuna. Erken seçime isteyen CHP’li ise yüzde 57.9.

Bu durumda Erdoğan koalisyon değil erken seçim istiyor diyenler ezbere konuştuğunun farkında mı?

Ayrıca Kılıçdaroğlu ilan etmiş aslında koalisyon olmayacağını Hürriyet’e verdiği röportajda. Bir erken seçim yatırımı olarak Cumhurbaşkanı’nı konu etmiş. AK Parti ile koalisyon görüşmesi yapıp Cumhurbaşkanını andığınız an koalisyon görüşmesinin bittiği andır çünkü.