Dün AK Parti'nin 7. Olaðan Büyük Kongresi yapýldý. Erdoðan liderliðinde güçlü ve büyük Türkiye yolunda yürümeye devam edilecek.
AK Parti 19 yýldýr iktidarda.
Bu dönemi ikiye ayýrmak lazým.
15 Temmuz 2016'dan önce, 15 Temmuz'dan sonra.
FETÖ'nün hain darbe giriþiminden önce vesayetin bekçileri Erdoðan'la çok uðraþtýlar. AK Parti'ye kapatma davasý bile açýldý. 7 Þubat MÝT krizi ile devreye Fetullah Gülen'i soktular. Gezi kalkýþmasý, 17/25 Aralýk yargý/emniyet darbe giriþimi, MÝT týrlarýnýn durdurulmasý ihaneti, hepsi ABD projesi saldýrýlardý. Maksatlarý Erdoðan'ýn, halkýn seçtiði cumhurbaþkaný olmasýný engellemekti.
Bunlarýn hepsi püskürtüldü.
Meðer Erdoðan içeriden de kuþatma altýna alýnmak istenmiþ. Bugün "zillet ittifaký"na omuz veren Gül, Babacan ve Davutoðlu'nun hamleleri, sadece vefasýzlýk ile izah edilemez.
15 Temmuz'dan sonra ise bambaþka bir siyasî zemin, bir diriliþ ruhu ortaya çýktý.
MHP'nin gönüllü, yürekli desteði ile Cumhur Ýttifaký kuruldu.
Cumhurbaþkanlýðý Hükümet sistemine geçildi.
Bu öyle bir ittifak ki, devlet katýndaki iki asýrlýk bocalamada ufuk göründü, istikamet belirleme arayýþýnda düzlüðe çýkýldý.
Cumhur Ýttifaký siyaset üstüdür. Parti politikalarý ile ilgili deðildir.
Asýrlýk oyunlarý bozma, kurulan tezgâhlarý parçalama, onun da ötesinde milletimizi milli deðerlerimiz etrafýnda büyük yürüyüþe ikna etme zaferidir. Erdoðan dün, "Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve Genel Baþkaný Devlet Bahçeli'ye, Cumhur Ýttifaký çatýsý altýnda büyük ve güçlü Türkiye yolunda birlikte yürüdükleri için" þükranlarýný sundu.
"Türkiye'yi önce 2023 hedeflerine, ardýndan da 2053 vizyonuna inþallah Cumhur Ýttifaký'yla kavuþturacaðýz." dedi.
Erdoðan liderliðinde AK Parti iktidarýnda Türkiye; hizmet, kalýcý büyük eserler, FETÖ, PKK baþta terör örgütleri ile mücadele, iç/dýþ güvenlik, refah ve kalkýnma yolunda gerçek manada çað atlamýþtýr.
Türkiye'nin çehresi deðiþmiþ, milletimizin kendine güveni artmýþ, yarýnlara daha bir güvenle, umutla bakar hale gelmiþtir.
Türkiye artýk hizaya sokulamayan, Suriye, Libya, Azerbaycan, Doðu Akdeniz ve Kýbrýs'ta "ben buradayým" diyen, söz kesen güçlü bir ülkedir.
Erdoðan kin ve nefreti ile dolu olanlarýn bu gerçeði kabullenmediðin biliyoruz, görüyoruz.
Türkiye için umudu, güveni artan millet çoðunluðunun bugün hayatî gördüðü iki konu var.
1. AK Parti'nin birliðinin, bütünlüðünün korunmasý. Dünkü kongredeki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) ile sonrasýnda belirlenen Merkez Yürütme Kurulu'nun (MYK) yeni üyeleri, dengeler için gösterilen hassasiyeti yansýttý.
Ýktidar partilerinde dengeleri korumak büyük maharet ve karizma gerektirir. Erdoðan'ýn liderlik vasfýnýn deðeri ve önemi unutulmamalýdýr.
Erdoðan'a ve AK Parti'ye içeriden zarar vermek için yola çýkanlarýn çabalarý boþunadýr, boþa çýkacaktýr. Dünkü kongredeki heyecan, kararlýlýk bunun göstergesidir.
2. Cumhur Ýttifaký'nýn korunmasý, güçlendirilmesi.
Zillet Ýttifaký'nýn da Batý baþkentlerinin de hedefinde surda gedik açmak vardýr.
Fitne, "hükümeti Bahçeli yönlendiriyor, AK Parti MHP'nin dümen suyuna girdi" algý operasyonu ile yürütülüyor. Bunu bilhassa Davutoðlu, Babacan ve medyadaki tetikçiler ýsrarla yapýyor.
Dün fitnenin dýþarýdaki kazanýna da odun taþýndý
Almanya'da Federal Hükümet, muhalefetteki Sol Parti'nin sorusuna cevaben; "MHP'nin siyasi taleplerinin Türk hükümetinde karþýlýk bulduðunu ve bu taleplerin düzenli biçimde yasalara girdiðini" söyledi.
Dengeleri korumak, fitnelere kapý aralamamak dün de önemliydi, bugün de önemli...