Ýstanbul Sözleþmesi aileyi bozuyor, kadýný aileden koparýyor ve eþcinselliði teþvik ediyor iddialarýyla öyle bir kara kampanya yürütüldü ki fokurdayan kazan sonunda taþtý, herkes eteðindeki taþý, dilindeki zehri hedef gözeterek bir güzel döktü.
Ortama þu an sükunet hakim.
Çirkin sözlerin, yakýþýksýz iddialarýn sahipleri aðýzlarýndan çýkan sözü ilk kez duyduðundan olacak, pek çoðu vebal derdine düþtü.
AK Parti ise çok yönlü ve serinkanlý bir çalýþma içinde. Edindiðim izlenim yapýcý bir tutum alýndýðý yönünde.
Ne ürettikleri huzursuzluðu siyasi operasyona çevirenlere bakýlacak, ne partili kadýnlarý AK Partililer ve AKP’liler diye kategorize ederek kendine pozisyon üretenlere bakýlacak. Tüm bu tartýþmalarý “AK Parti ikiye üçe beþe bölündü” temennileriyle yorumlayanlara da kulak asýlmayacak.
Pompalanan algý deðil sorun alanlarý ve itiraz noktalarý dikkate alýnacak.
Ortak fayda için ortak payda gözetiliyor çünkü.
**
AK Parti’nin hukukçularý ve ilgili bakanlýklarýn bürokratlarý konuyu çalýþýyor, Cumhurbaþkaný Erdoðan konuyu yakýndan takip ediyor.
Ýlk adým Avrupa Konseyi’ne götürerek “yorum beyaný” talep etmek.
Sözleþmedeki tartýþmalý iki kavramýn (“cinsel yönelim” ve “toplumsal cinsiyet”) metinden çýkarýlmasý veya yeniden yazýlmasý önerilecek. Öneri karþýlýk bulmazsa metne þerh düþülerek bu iki kavram yerine Türkiye’nin hassasiyetlerini gözeten ifadeler kayda geçirilecek.
AB mevzuatýný ve iþleyiþini iyi bilenlere göre Avrupa Konseyi’ne “yorum beyaný” kabul ettirmek pek kolay deðil. Hýzlý hiç deðil.
Eðer Konsey’in tavrý olumsuz olursa Türkiye kendi metnini hazýrlayacak.
Genel yaklaþým Türkiye’deki mevzuatýn Ýstanbul Sözleþmesi’ne ihtiyaç duyulmayacak denli iyi olduðu yönünde.
Zira yürürlükteki yasalarýmýz kadýna þiddeti ve ayrýmcýlýðý meþru mümkün gören hiçbir norm içermiyor.
Öte yandan Ailenin Korunmasýna ve Kadýna Karþý Þiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayýlý kanunun þiddetin önlenmesi ve maðdurun korunmasý için yeterli olduðu düþünülüyor.
Halihazýrda yaþanan sorunlarýn mevzuattan deðil zihniyetten ve yanlýþ uygulamadan kaynaklandýðýna inanýlýyor.
**
Görüþtüðüm AK Partili kadýnlarýn sözleþmeye kutsallýk atfetmeden nesnel þekilde yaklaþtýðýný söylemeliyim.
AK Parti Kadýn Kollarý Baþkaný Lütfiye Selva Çam bunu “6284’ten çýkýþ yok, o bizim yasamýz ama Ýstanbul Sözleþmesi neticede çerçeve bir metindir, gerektiðinde gözden geçirilir” diyor.
“Neticesi ne olur” diye sorduðumda cevabý net: “Vaktiyle Kopenhag Kriterlerine nasýl Ankara Kriterleri der yolumuza devam ederiz dediysek aynýsýný olur. AK Parti dediði ve yaptýðý en net parti. 2002’den beri seçim beyannamelerimiz açýk. Ailenin güçlendirilmesi, kadýnlarýn hak-özgürlüklerinin tanýnmasý, eðitim ve iþ imkanlarýnýn geliþtirilmesi, ayrýmcýlýðýn önlenmesi, fýrsat eþitliðinin saðlanmasý, þiddetin engellenmesi için vaat edilenler de ortada yapýlanlar da”.
Peki, AK Partili kadýnlarýn tartýþmanýn merkezine çekilmesi?
Ýyi niyetli bulmuyor Selva Çam. “Ülkenin her yerindeyiz örgütlüyüz, kadýnlarýmýzý dinliyor, güçlerimizi birleþtiriyor ve yola beraber çýkýyoruz. Bizim için ailelerimiz de, birliðimiz dirliðimiz de önemli. Toplumun nabzýný her an tutuyoruz. Oturduðu yerden AK Partili kadýnlarý bölmeye, ayrýþtýrmaya, aþaðýlamaya çalýþanlara asla taviz vermeyiz” diyor.
Lütfiye Selva Çam’ýn baþkanlýðýný yaptýðý kadýn kollarý Türkiye’nin en büyük, en güçlü kadýn örgütü aslýnda.
Sýký durun, 5 milyon üyesi var! Pandemi dönemi dahil Ocak 2020’den bu yana 200 bin yeni üye kazandýrmýþlar AK Parti Kadýn Kollarýna. “Biz hiç durmadýk, çalýþýyoruz” diyor Selva Haným.
Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’nýn Þubat 2020’de güncellediði parti üye sayýlarýna göre AK Parti 10 milyon 195 bin üyeye sahip. CHP’de 1 milyon 257 bin, MHP’de 479 bin, ÝYÝ Parti’de 266 bin, HDP’de ise 39 bin üye kayýtlý.
Bu durumda AK Parti Kadýn Kollarý’nýn Türkiye’deki diðer tüm partilerin toplamýndan üç kat fazla üyesi var demektir.
Müthiþ.
Bu kadar büyük bir kadýn nüfusunun siyasi tercihi olmak, teþkilat görevleriyle sahada var olmak, kadýn enerjisini Türkiye’nin gücü haline getirebilmek gerçekten büyük bir baþarý. Onlarýn sesine ses olabilmek de öyle.