Ak Parti’nin önderlik sorumluluðu da var

Bazýlarý sýrf bizimle uðraþýyor izlenimi edinse de, Avrupa Birliði’nin (AB) geniþlemeden sorumlu komiseri Stefan Füle, þu sýralarda, vaktinin büyük bölümünü Ukrayna’ya ayýrmak zorunda. Baþkan Viktor Yanukovych’i ve hükümetini devirmek için meydanlara doluþan muhalifler pek çok kentte yönetime el koymayý baþardýlar. Ancak kanlý çatýþmalarýn yaþandýðý baþkent Kiev muhalefete direniyor.

Çare? AB’nin zorlamasýyla baþlayan iktidar-muhalefet görüþmeleri bataða saplanýnca, muhalifler, Brüksel’de Füle’nin kapýsýna dayandý.

Ukrayna’da kýyasýya bir çatýþma yaþandýðýný bilmiyor muydunuz yoksa? Hükümeti devirmeye kararlý kitlelerin aðýr kýþ þartlarýna raðmen meydanlardan ayrýlmadýðýný?

Hürrem Sultan’ýn akrabalarý, geniþ alanlara, Ukraynaca’da ‘maidan’ (yani ‘meydan’) diyorlar...

Yalnýz Ukrayna karýþýk deðil, seçilmiþlerin baþka ülkelerde de baþý dertte. Tayland’ta aylar boyu süren protesto gösterilerinden yýlan hükümet, seçim tarihini erkene aldý; halk gelecek hafta sandýk baþýna gidecek. Sokak muhalefeti seçimi boykot etmiyor, ama protesto gösterilerini de durdurmuyor. Sokak, seçim deðil, hükümetin çekilmesini ve teknokratlar hükümeti eliyle sistemde reforma gidilmesini istiyor...

Ýlk kez bir halk hareketi ‘demokrasi-dýþý’ taleplerle sokakta...

Derdimin Ukrayna veya Tayland olmadýðýný bilmem söylemem gerekir mi? Birbirinden çok farklý iki ülke esas söylemek istediklerime ‘örnek’ teþkil ediyor: Bugünün dünyasýnýn eskiden farklý olduðuna ve yeni durumun farkýna varmayanlarýn baþýnýn derde gireceðine örnek...

Zaten bu sebeple, yüzlerce yýllýk hanedanlarýn yarým asýrdan fazla hüküm sürmüþ kral ve kraliçeleri, tahtlarýndan feragat ederek yerlerini Kraliyet Ailesi’nin daha genç yüzlerine býrakýyorlar: Hollanda ve Belçika’da yakýnlarda yaþanan deðiþ-tokuþu Ýngiltere ve Ýspanya’nýn da izlemesi bekleniyor.

Avrupa’nýn pek çok ülkesinde yerleþik düzen kendisini ilk kez ‘güvende’ hissetmiyor...

Nasýl hissetsin; ‘özgürlük, eþitlik ve kardeþlik’ sloganýyla ‘devrim’ gerçekleþtirmiþ (1798) Fransa’da bile, renkleri ve dinleri farklý bazý vatandaþlarla kendilerini ‘eþit’ ve ‘kardeþ’ görmeyen siyasi hareketler, yadýrgadýklarý insanlar için ‘özgürlük’ alanýný daraltmayý savunan politikalarýný geniþ kitlelere kabul ettirmeye baþladýlar.

‘Irkçýlýk’ düzeyinde siyasi jargona sahip siyasi akýmlar pek çok Avrupa ülkesinde yerleþik düzeni zorluyor. Yunanistan ve Fransa’da, kamuoyu yoklamalarý, iktidar yolu önlerinde hiç açýlmayacak sanýlan partilerin ilk seçimden baþarýyla çýkacaðýný gösteriyor...

Sözün kýsasý þu: 20. yüzyýlýn eseri siyasi yapýlar 21. yüzyýlýn getirdiði yeni deðerlerin tehdidi altýnda; derhal deðiþime giderek kendilerini yenileyemeyenleri, sokaklar ve sandýk, tepetaklak edeceðe benziyor...

Kalýcý olacak mý bu deðiþim? Sanmýyorum. Bir arayýþ var ve galiba doðruya ulaþýlmasý için önce bir süreliðine yanlýþlar denenecek...

Türkiye ve ülkemizi son 11 yýl boyunca pek çok alanda yeniliklerle tanýþtýran Ak Parti’nin önemi burada devreye giriyor: Demokrasiye ve toplumun deðerlerine sahip çýkarak ekonomide dengeli bir büyümeyi tutturan bir yönetim... Zaten bu sebeple de, halkýn yüzde 58’inin desteðini almýþ bir deðiþimden geri adým atýlmamasý gerekiyor... Deðiþiklikler yapýlabilir, ama ileriye doðru olmak þartýyla...

Yönetenlerimizin yalnýz kendi vatandaþlarýna deðil, dünyanýn her tarafýnda ‘deðiþim’ talep edenlere karþý da böyle bir sorumluluðu var.