Ankara’da siyasi takvim giderek hýzlanýyor. AK Parti, 2014 Mart ayýnda yapýlacak yerel seçimlerin Ekim 2013’e alýnmasý konusunda MHP ile mutabakat saðladý. Ardýndan CHP ile ayný konuda bir görüþme yapýlacak. Sonuç itibarýyla yerel seçim takvimi yaklaþýk 5 ay erkene alýnmýþ olacak.
Bu geliþmeler artýk sürpriz sayýlmaz. Çünkü neredeyse bir yýldýr sanki gizli bir el dokunmuþçasýna siyasi gündemin akýþý hýzlandý. Belki birkaç yýl sonra ortaya çýkmasý muhtemel tartýþma baþlýklarý erkenden gündeme gelmeye baþladý. 2011’in sonlarýndan itibaren ortaya çýkan bu geliþmeyi en dikkatli okuyan siyasi aktör Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan. O nedenle bu akýþý kontrolünde tutmak ve bir sonraki dönemin siyasi mimarisini belirlemek için sürekli hamle yapýyor.
AK Parti’de kongre yaklaþtýkça, heyecan da artýyor. Kuþkusuz parti yönetiminde, yani önemli kurullarda deðiþimler olacak. Kimi isimleri daha önde göreceðiz, ayrýca partiye yeni katýlýmlar olacak. Bunlarýn hepsi bize yakýn geleceðin siyaseti hakkýnda önemli ipuçlarý verecektir. Ancak isimler üzerinden yapýlacak bir okuma ve deðerlendirmenin, yeni dönemi kavramaya yeteceðini söylemek de fazla abartýlý olur.
O nedenle, yeni dönemi ve siyasetin geleceðini, bakanlar kurulundaki muhtemel deðiþimler ya da kongre sonrasý AK Parti tablosu üzerinden deðil, Türkiye’nin ve bölgenin þartlarýna bakarak okumak daha doðru olacaktýr.
***
Öncelikle Suriye’deki krizi ve Türkiye’nin bu ülkede olup biten karþýsýnda gösterdiði tavrý, izlediði politikalarý ve tüm bunlarýn küresel ölçekteki yansýmalarýný daha yakýndan izlemek gerekiyor. Türkiye’de 27 Mayýs darbesini gerçekleþtiren ‘Türk Baas’ýnýn halihazýrda medya ve siyaset dünyasýnda bir karþýlýk bulduðu ortada. 1960’dan farklý olarak ‘Türk Baas’ý, sermaye çevrelerinde etkili deðil, siyasi merkezde ana belirleyici olma gücünü yitirmiþ durumda. Medyadaki hali ise içler acýsý.
Ama buna raðmen Türkiye’nin bölge gücü olmasý ihtimalinden rahatsýzlýk duyanlarla kol kola girip operasyonel davranacak bir cesareti buldular son zamanlarda. Ýþte bu nokta gerçekten düþündürücü. Sözgelimi CHP’nin, özellikle de Kemal Kýlýçdaroðlu ile birlikte daha farklý bir siyasi duruþa doðru ilerlemesi beklenirken, bir anda ‘Türk Baas’ýný diriltme ayininde baþrole soyunmasý tuhaf.
Bölgemizde ve genel anlamda Ýslam coðrafyasýnda çok büyük bir sarsýntý yaþanýyor. Bu sarsýntýyý belki de en az hisseden ülke olmamýza raðmen, ‘dýþýnda’ olduðumuzu söylemek aldatýcý olur. Suriye deðiþecek, Mýsýr muazzam bir duruþla yoluna devam ediyor. Yeni devlet baþkaný Muhammed Mursi, cesur çýkýþlarýyla ciddi bir itibar kazanýyor. Ayný sürecin, sanki hiç bu iþlerle ilgisi yokmuþ pozlarýna bürünen Suudi Arabistan baþta olmak üzere Körfez’i, Ýran’ý ve diðer önemli aktörleri içine alacaðýný da herkes görüyor.
***
Ýþte tüm bu sarsýntýlarýn ortasýnda bir yeni siyasi model ve söylem arýyor Türkiye. Yapýlan hesaplarýn aksine, sürecin en önemli aktörü yine Tayyip Erdoðan. Ýçeride Kürt sorunu, bölgede Suriye baþlýðý altýnda devam eden güç çatýþmasý ve sonrasýnda ortaya çýkacak yeni dönemin kodlarý üzerinde elbette herkes kafa yoruyor. Ancak þu ana kadar sadece Erdoðan yeni dönem üzerine hamleler yapýyor ve sadece AK Parti’yi deðil, kendi bulunduðu ittifak alanlarýný da gözden geçiriyor, yeniliyor.
Sosyal adalet, gelir daðýlýmýndaki adaletsizliðinin giderilmesi, bölgede sahici bir dille yeni nüfuz alanlarýna sahip olmak ve bu siyasi söylemi taþýyabilecek aktörlerle yola devam etmek. Yeni kurgunun özeti bu aslýnda. Eðer tüm bunlarý daha somut biçimde algýlamak isterseniz, kýsa bir süre sonra resmen AK Parti saflarýna katýlacak olan Numan Kurtulmuþ’un siyasi ve entelektüel portresi üzerinde daha fazla durmanýzý öneririm.
Þimdilik bu kadar.