AK Parti’yi BDP ile baş başa bırakma politikası

Hükümetin, terör sorununun çözümü sürecine bütün partileri katma girişimi CHP ve MHP’den destek görmedi. TBMM’de süreçle ilgili araştırma komisyonu kurulması önerisine iki partiden destek gelmemesi “CHP ve MHP, AK Parti’yi BDP ile baş başa bırakmak istiyor” şeklinde değerlendiriliyor.

İki sorunun cevabı, son iki günün özetini veriyor: CHP ve MHP katılmama kararını nasıl aldı; iki partinin katılmaması halinde komisyon kurulabilir mi?

CHP, aslında terör sorununun çözümüne ilişkin TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulması önergesi vermişti. AK Parti’den benzer bir önerge gelince parti içinde tartışıldı. Önemli bir grup, “Komisyona üye verelim, sürece yönelik eleştirilerimizi, itirazlarımızı orada dile getirelim. Normal şartlarda partilerin üye sayısına göre oluşan komisyonda AK Parti 10, CHP 4, MHP 2, BDP’ye 1 üyelik düşüyor. ‘Böyle bir komisyonda AK Parti’nin dediği olur’ gerekçesiyle, Anayasa Uzlaşma Komisyonu örneğindeki gibi ‘eşit üyelik’ isteyelim” önerisi getirdi.

Ancak ‘ulusalcı’ diye bilinen kanat, “AKP süreci bildiği gibi yürütüyor, bize bilgi vermiyor. Şimdi kendi projelerinin parçası haline getirmek istiyorlar. Komisyona katılmayalım” görüşünde ısrar etti ve başarılı oldu.

Ancak CHP, “Bu sürecin parçası olmayacağız” demenin siyasi riskini de görerek resmi açıklamada bu ifadeye yer vermedi. Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, katılmama gerekçelerini “TBMM komisyonları olan konuları araştırır. Gelecekte meydana gelecek gelişmeleri, olayları araştırmak üzere komisyon kurulamaz” diye açıkladı.

Hamzaçebi, kendi teklifleriyle AK Parti’nin komisyon teklifinin farkını da şöyle açıkladı: “Bizim teklifimiz ‘Toplumsal barışı bozan olayları araştırma ve çözüm yollarını bulmak komisyonu’ydu. AK Parti ise ‘Ülkemizde yaşanan terör sorununu çözümüne yönelik sürecin tüm boyutlarıyla değerlendirilmesine’ yönelik komisyon önerdi.” 

 

AK Partililer bu gerekçeyi tutarlı bulmuyor; “Zaten TBMM’de ‘değerlendirme komisyonu’ olmaz. Bizim teklifimiz de ‘araştırma komisyonu’dur. Araştırılacak konu da gelecekte olacaklar değil, 30 yıllık geçmişi olan bir konudur ve çözüm süreci de başlamış, yürümekte olan bir süreçtir. Komisyonun görevi olanları araştırmak ve süreçte olanları da değerlendirerek tespitlerde bulunmak, geleceğe yönelik öneriler üretmektir”diyorlar.

 

MHP’nin tavrı ise daha net: “Bu sürecin parçası olmayacağız.” 

 

CHP ve MHP destek vermese de TBMM’de komisyon kurulması mümkün. İki partinin üye vermemesi komisyonun kurulmasına engel değil. 9 üyeyle salt çoğunluğu sağlaması halinde çalışmalarına başlayabiliyor, ancak CHP ve MHP’ye düşen üyelikler diğer partilere paylaştırılmıyor, boş kalıyor. AK Parti, salı günü önerge vereceğini açıkladı. Bu durumda BDP’nin katılımıyla 11 üyeyle komisyonun oluşması bekleniyor. AK Parti’nin, CHP’nin daha önce verdiği araştırma önergelerindeki gerekçeleri hatırlatarak sürece katılmaya zorlayacağı belirtiliyor. Dün Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu’nu aradığı, ancak geri dönüş olmadığı da gelen bilgiler arasında.

AK Parti’nin uzattığı elin CHP’de karşılık bulması zor görünüyor. Ancak özellikle ‘akil insanlar’ grubunun halka vereceği mesajların alınmasıyla birlikte oluşacak toplumsal baskının CHP’yi de ‘bir formülle’ sürece katması ihtimalini hala yok saymıyorum.

Son anketler, çözüm sürecine desteği artan halkın, sürece katılmayan partilere yaklaşımının ne olacağına dair önemli işaretler taşıyor. CHP, AK Parti’nin 2011 seçim kampanyasında kendisini BDP ile işbirliği içinde gösterme politikasını bugün AK Parti’ye karşı kullanma eğiliminde. Ancak bugün BDP ile işbirliği ‘terör’ değil ‘çözüm’ü akla getiriyor. CHP bir daha düşünmeli. Yoksa “Yahu iple adam kurtarılıyordu ama kuyudan mı çıkıyordu, minareden mi alınıyordu” tartışması yakındır.