Ateroskleroz ya da halk arasýndaki adý ile damar sertliði, geliþiminde baþlýca etkenlerden birinin yangý olduðu biliniyor.
Vücuttaki yangý uyarýsýna baðlý olarak yangýya yol açan sitokinler ve dolaþým sisteminin iç yüzünü kaplayan yüzeylerde adezyon moleküllerinin meydana gelmesi ve diðer kemoatraktanlar dolaþým sisteminde yangýsal olaylarý tetikleyerek neticede koroner kalp hastalýðý oluþumuna yol açar. Koroner kalp hastalýðý tüm dünyada ve özellikle geliþmiþ ülkelerde ölüm nedenleri arasýnda en önde. Ancak geliþmiþ ülkeler arasýnda Güney Avrupa ülkelerinde koroner kalp hastalýðýna baðlý ölüm oranlarýnýn Kuzey Avrupa toplumlarý ve Amerika Birleþik Devletleri’ne oranla daha düþük olmasý Akdeniz beslenme tarzýnýn bu konuda baþlýca etken olabileceðini gündeme getirmiþti. Sanýrým bizim de içinde bulunduðumuz Akdeniz toplumlarýndaki meyve ve sebze aðýrlýklý beslenme þeklinin saðlýðýmýz bakýmýndan ne kadar önemli olduðunun farkýndayýz. Hoþ, yaz aylarýnda halkýmýzýn mangala olan düþkünlüðünü gördükçe bu konuda net bir yorum yapabilmekte zorlanýyorum!
Beþ yýllýk deðerlendirme
Bildiðiniz gibi koruyucu saðlýkla ilgili daha gerçekçi yorumlar yapýlabilmesi bakýmýndan saha çalýþmalarý (epidemiyolojik) ve klinik çalýþmalarýn deðerlendirmesinin yapýldýðý meta analiz çalýþmalarýna çok önem veririm. Kýsa süre önce yayýmlanan ve Akdeniz beslenme þeklinin kalp saðlýðý bakýmýndan önemini deðerlendiren uzun süreli ve kapsamlý bir meta analiz çalýþmasýnýn sonuçlarýndan bahsetmek istiyorum. Bilimsel kriterlere uygun þekilde planlanmýþ (randomize, çok-merkezli, kontrollü) bu klinik çalýþmada 7500 saðlýklý gönüllü üzerinde 5 yýl gibi uzun bir sürede yapýlan deðerlendirmelerin sonuçlarý açýklanýyor. “Akdeniz beslenme tarzý kalp hastalýklarýnýn önlenmesinde yararlý mý?”
Damar týkanýklýklarýnda azalma
Gönüllüler titizlikle seçilmiþ; kalp/þeker/kronik hastalýðý olanlar, sigara ve alkol içenler, ilaç kullananlar çalýþmaya alýnmamýþ. Gönüllüler üç gruba ayrýlmýþ; bir gruba Akdeniz diyetinin yaný sýra sýzma zeytinyaðý (haftada 1 litre), diðer gruba Akdeniz diyetinin yanýnda günde 30 gram badem-fýndýk-ceviz karýþýmý (7 buçuk gram badem, 7 buçuk gram fýndýk ve 15 gram ceviz) kuruyemiþler ve üçüncü gruba ise Amerikan Kalp Birliði’nin önerileri doðrultusunda düþük yað içerikli diyet verilmiþ. Ýspanya’da yapýlan bu çalýþmada yapýlan kapsamlý deðerlendirmeler ayrýntýlarý ile açýklanmýþ. Benim dikkatimi çeken ise Akdeniz diyeti alan kiþilerde damarlarda týkanmalara yol açan etkenlerde dikkati çekici azalma. Adezyon molekülleri (ICAM-1 ve VCAM-1) ile yangý sitokinleri (interlökin-6) Akdeniz diyeti verilen her iki grupta da belirgin bir þekilde düþerken düþük yað içerikli diyet uygulanan üçüncü grupta bu yangý indikatörlerinin seviyesi artýþ göstermiþ. Diðer taraftan kalp krizi riski deðerlendirmesinde bir baþka önemli parametre olan C-reaktif protein seviyesi sadece sýzma zeytinyaðý verilen grupta belirgin bir düþme göstermiþ. Bu sonuçlar çok ilginç; siz istediðiniz kadar yaðsýz yemeðe çalýþýn, risk azalmýyor, hatta artabiliyor. Tabii burada önemli bir konuya deðinmek istiyorum. Sýzma zeytinyaðý polifenolik bileþikler bakýmýndan zengin, rafine edildiðinde bu yararlý bileþikler uzaklaþtýrýlýyor. Ayrýca zeytinyaðýnýn temel içeriði olan oleik asit doymuþ yað asitlerinin damarlardaki yangýyý tetikleyici etkisini giderici etkiye sahip. (Nasýl mý? Hücrelerin cidarýný çevreleyen fosfolipit yapýsýndaki stearik asidin yerine geçerek.)
Meyve ve sebzenin önemi
Hafta içerisinde gazetelerde yer alan bir haberde “antienflamatuvar diyet” (yani yangý-giderici diyet) diye bir uygulama, yeni bir kavrammýþ gibi lanse ediliyordu. Aslýnda meyve ve sebzelerdeki polifenolik bileþikler baþta olmak üzere birçok bileþenin deðiþen derecelerde yangý-giderici etkisi bulunduðunu biliyoruz. Hastalýklara yol açan etkenler üzerinde yapýlan çalýþmalar neredeyse tüm hastalýklarýn temelinde yangýsal bir olayýn yer aldýðýný ortaya koyuyor. Dolayýsýyla meyve-sebzelerin saðlýðýmýz için önemini yeniden keþfediyoruz!