Önceki günkü Finlandiya maçý ile kýyaslamamýz gerekirse... Ýtalya kötü; biz daha konsantre idik. Her ne kadar alýnmýþ dersler olsa da, savunmamýz hala alarm vermeyi sürdürüyordu. Sadece Ýtalyan hücumlarý çok verimsizdi.
Her þey çok iyi gidiyordu ama 1. periyot sonunda tekrar daðýldýk. Bu da ne kadar kýrýlgan bir takým olduðumuzu gösterdi. Lidersizlik ve oyunu her anlamda deðiþtirecek bir oyuncumuzun olmayýþý, en büyük problem olarak kendini gösterdi.
2. çeyrekte ve maçýn genelinde olduðu gibi savunmada yine çok baþarýsýzdýk. Ne birebir ne de takým savunmasý anlamýnda bir gayretimiz yoktu. Buna bir de uzunsuz oynamamýzýn eklenmesi ve blok tehdidinin de ortadan kalkmasý eklenince; Ýtalyan takýmý devamlý çembere gitmeye çalýþtý. Neden takým kurgusunda onlara benzemeye çalýþýp uzunsuz oynuyoruz, anlaþýlýr gibi deðil.
Hidayet acemi genç oyuncu gibi oynayarak, beklentilerin çok uzaðýnda kalarak, ürettiði sadece 1 sayý sýkýntýlarýmýza çare olamadý...
Ýtalya ilk yarýda 34 top biz ise ancak 24 topu potaya atabildik.
3. periyodun ortasýnda alan savunmasý denemeye baþladýk ama çok etkili olduðu söylenemez. Þurasý kesin ki; savunma anlamýnda hiçbir hazýrlýðýmýz yok. Görüntü bu ne yazýk ki!
Diðer taraftan; oynayan neden oynuyor, çýkan neden çýkýyor, yerine giren hangi soruna çare olarak oyuna katýlýyor; anlayan ya da bilen yok. Çünkü her hamle baþarýsýz oluyor. Bir periyotta 30 sayý yiyerek kimse maç kazanamaz.
Hidayet’in savunmasýnýn altyapý oyuncularýndan gizlenmesi lazým! Kötü örnek ancak bu kadar güzel olur! Kimi tutsa sayý atýyor ve hala oyunda kalabiliyor. Bunun anlaþýlýr tarafi yok.
Bu aþamada Milli Takým bench’inin akýl tutulmasý yaþadýðýný söylemek kaçýnýlmaz.
Dünkü maçtan sonra birkaç oyuncunun ve kenar yönetiminin acil olarak havaalanýna býrakýlmasý ve takýmýn masöre emanet edilmesi fazla bir kayýp olmaz. Muhtemelen daha iyi oynayarak turnuvayý selametle tamamlarýz!