Aksa Tufanı-Demir Kılıçlar

Dünya bu kelimelerle tanıştı dün. Hem de ne tanışma. Sürecin başlangıcı, ilerleyişi, içeriği, araçları, amaçları muazzam derinlik barındırıyor. Tam da 'nerden başlasam, nasıl anlatsam' demelik.

Dün Filistin ile İsrail arasında 50 yıl içindeki en şiddetli çatışma hemen hemen herkese aynı cümleyi kurdurdu: İran'a bir cisim yaklaşıyor. Dün yaşananların tüm boyutları dikkate alındığında öyle diğerleriyle mukayese kabul etmeyecek doneler taşıyor. Nedir bunlar diye ele almaya başlayalım ancak şimdiden belirtelim; bu pilav daha çok su kaldırır; üstüne daha çok yazı yazılır.

Video klibinin yayınlanmasından pek çok aracın eş zamanlı kullanımı nedeniyle 'hibrit' diye nitelendirilmesinden farklı ülkelerden gelen 'şaşkınlık verici' açıklamalara ve en tabiisi sonrasında olması beklenen 'artçı' belki de 'sarsıcı', tetikleyici hamlelere kadar farklı düzeylerde analiz gerektiren bir gündü dün, öyle sıradan İsrail-Filistin çatışması olmanın çok çok ötesinde.

Hangisi en ilginçti diye sıralama yapmayı bile güçleştirecek nitelikler barındıran 7 Ekim tarihli haberler silsilesinde bundan sonrası için İsrail'in yapma niyetini ayan beyan ortaya koyan İsrail Başbakanı Netanyahu'nun tek kelimelik açıklaması manidar olmanın ötesinde 'acaba' dedirten kuşku uyandırıcı özellikteydi: "Savaştayız"

İstihbarat kapasitesiyle anılan İsrail'in düne bu kadar hazırlıksız yakalanması, kuşkulanmaya zemin hazırlayan en önemli unsurdu. Sonrasında gelen haberlerde işte o meşhur 'hibrit' tabirinin kullanılmasına yol açan 'pek çok zeminde eş zamanlı' araçların kullanıldığı haberi istihbaratın 'paralize' olmasını ne kadar açıklar tartışılır.

21. yüzyılın 'silahları' olma yolunda tam gaz ileri giden 'siber saldırılar', 'drone denilen insansız hava araçları' ve en tabiisi 'füze ve hipersonik füzesavar sistemleri' dün yoğun şekilde haberlere konu oldu ve bundan sonra güç savaşının en temel teknolojik yarışının ana eksenini oluşturacak.

Ancak bunlardan çok daha öte bir şey var dedirten cinsten, 6 Ekim 1973 Yom Kippur Savaşı'nın 50. yılında Şabat tatilinde hatları çok belirgin, kurgusu tamamlanmış videosunun bile yayınlanmasını içerecek şekilde kapsamlı ve organize olduğu dün yaşananların ardından bariz olan 'istihbarat zaafiyetine' ilişkin tevatür muhtelif. Bunların içinden en ilginci İran ajanı çıktığı söylenen bir Amerikalı üst düzey ismin sekreteri aracılığıyla İsrail güvenlik sistemleriyle ilgili bilgilerin kullanılarak siber saldırıyla askeri iletişim sistemleriyle sınır koruma sistemlerinin paralize edilmesi.

Yakın döneme kadar İran ile İsrail arasında karşılıklı üst düzeyde 'ajan' yakalama haberlerine başka bir boyut getirme niteliğindeki bu haber doğruysa bundan sonra olacakların öyle birkaç yıl ile sınırlı kalması pek mümkün değil. Enerji konusunda İsrail ile Türkiye arasında Gazze önündeki rezervlerin garantörlükle Türkiye üzerinden iletilmesi, Mısır'ın arabuluculuğu ile Marine gaz sahası üzerinden taraflar arasında bir ateşkes ihtimalinin doğduğu, 'İbrahim Anlaşmaları' ile Trump iktidarı sonrası istediği desteği bulamamasıyla İran'a karşı 'kendi göbeğini kendi kesme' niteliği barındıran tarihi husumetleri bitirmeye kadar varan, Çin ile bile anlaşmalar imzalatan, IMEC denilen Hindistan-Suudi Arabistan-İsrail güzergahının duyurulduğu ve tabii ki Karabağ ve Zengezur Koridoru konusundaki gelişmelerin peşi sıra gelen 'zaafiyet' öyle yenir yutulur cinsten değil; hele hele Netanyahu karşıtı gösterileri 'bıçak gibi' kestireceği belli olan 7 Ekim, bölgeyi çokça dün kullanılan 'eşi görülmemiş' gelişmeleri İran'a karşı Orta Doğu coğrafyasında getirecek gibi görünüyor. Yarattığı travmanın sonuçları, dış politik gelişmeler ve olası Trump ikinci döneminin getirebileceklerini ise yaşayıp göreceğiz; ne demişti İsrail, "Bize savaş ilan eden İran; savaştayız"

Bu yangın yerinde Türkiye'nin 5 bölge ülkesi ve ABD nezdindeki diplomatik çabalarının ne kadar hayati olduğu ve 'güvenlik sağlayan ülke' nosyonunun yansıması olduğunun altını kalın şekilde çizmek gerekir.