Almanya'yýAlamanya yaptýk, adýna türküler çýðýrdýk, Hitler'in NAZÝ partisini geliþtirdiði Münih kentini, Münüf'e dönüþtürdük. Her Türk ailesinden bir kiþi ekmek parasý için o ülkenin yolunu tuttu, ikinci vatan diye baðrýmýza bastýk bütün saflýðýmýz ve duygusallýðýmýzla.
Ama bu sözüm ona ikinci vatan, asýl vatanýmýza, gözümüzün nuru, güzel Türkiye'mize ne tezgahlar kurdu bir bilseniz!
Aslýnda dünyanýn herhangi bir yerinde, yola bomba döþeyip bilmem kaç kiþinin ölümüne neden olan, anýnda Almanya'dan siyasi sýðýnma hakký isteyebiliyordu. Böylece dünyada ne kadar kökten dinci, þiddeti tek yol ollarak benimsemiþ çete varsa Almanya'da elini kolunu sallaya sallaya dolaþabiliyordu. Birçoðu Alman derin devletinin vurucu güçleri, BND, BFV, BKA ve GSG9'la can ciðer kuzu sarmasýydý!
Ancak 11 Eylül sonrasý ABD'nin baskýsý ve Alman halkýnýn korkmasý sonucu bu ikili iliþkiler yer altýnda indi. Þiddeti yaþam biçimi olarak benimsemiþ örgütlerle kurduðu yakýn iliþkiler sonucu Almanya, kendine uydu olarak seçtiði ülkelerde ortalýðý karýþtýrmayý, o ülkelerde istikrarý ve düzeni alt üst etmeyi benimsedi.
Dünya altýn piyasasýný yönlendiren iki devlettten biri olan Almanya'nýn, özellikle altýn rezervlerine sahip ülkelerde "iç karýþýklýklar" yaratmaya çalýþtýðý bilinen bir konudur. Ancak Almanya'nýn gücü yetmeyeceði, ABD, Kanada,Güney Afrika, Avustralya, Ýtalya, Fransa, Ýspanya, Finlandiya,Ýsveç gibi ülkeler vardýr. Bu yüzden Almanya, çýkalarýna ters düþen altýn üretimi gücünün yeteceðine inandýðý dört ülke seçmiþtir. Bunlar Türkiye, Hindistan, Peru ve Gana'dýr. Almanya'nýn pis ve karanlýk iþlerini yöneten BND, doksanlý yýllarda iç ve dýþ istihbarat toplamaya baþladý. Bu arada da her türlü karanlýk ve pis iþleri yönetmesi için GSG9 adýný verdiði, bir vurucu tim kurdu. GSG9, 1972 yýlýnda Filistinli "Kara Eylül" örgütünün Ýsrailli sporcularý kaçýrmasý üzerine hayata geçirilir.
Alman Derin Devletinin özel kuvvetlerine beðlý GSG9, yazar ve tarihçi Necip Hablemitoðlu'nu "Alman Vakýflarý ve Bergama Dosyasý" adlý kitabý yazdýktan sonra hedef tahtasýna oturtmuþtu. Hablemitoðlu'nun Alman vakýflarýyla þirketlerini araþtýrdýðý ve yayýnlanan kitabýnýn raflardan indirilmesi gerektiðini vurgulayan BND raporlarýnda görmek mümkündür. (Zafer Güler Alman Derin Devleti) :
"BND ve BKA kitablarýn yayým ve daðýtýmýný engellemeyi baþaramayýnca, Hablemitoðlu'nun sýcak takibe aldý. Suikastten üç gün önce, BND baðlantýlý dokuz GSG9 vurucu timi Ýstanbul'a geldi. Bu dokuz kiþinin Türkiye'ye niçin geldiðini ne MÝT ne TSK ne de Emniyet biliyordu. Ýþin garip tarafý Hablemitoðlu öldürüldükten iki gün sonra bu dokuz kiþi ülkeden ayrýldý. Cinayetten iki gün sonraysa Alman vakýflarýnda ve Büyük Elçiliðinde çalýþanlar "tatillerini" tamamlayýp görevlerinin baþýna döndü! Onlar döndükten sonra cinayet haberleri manþetlerden iniyor ve basýn sessizliðe bürünüyor.
"Zamanla emniyet Alman vakýflarýný soruþturup kanýt toplamaya baþlayýnca, dýþiþleri 2001 yýlýnda Adalet Bakanlýðýna bir yazý göndererek, Alman hükümetinin rahatsýzlýk duyduðunu, vakýflara yönelik soruþturmadan vaz geçilmesi gerektiðini belirtiyor."
Ve tabi soruþturma durduruluyor, olay örtbas ediliyor. Dünyanýn hiç bir hukuk devletinde böylesi bir boyun eðmiþlik görülmemiþtir!