Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Alaska’da cami kubbesi yýkýlsa hesabý Erdoðan’a yazarýz!

Son sözü baþtan söyleyelim... Tayyip Erdoðan’a karþý bitmek tükenmek bilmez öfke sahipleri, Mýsýr darbesine dahi sarýlmakla baþlarýna büyük bir ahlaki bela alýyorlar. Nasýl 28 Þubat’a, 27 Nisan’a destek verenlerin sicili karardýysa, nasýl 12 Eylül referandumuna karþý çýkanlar bugün baþlarý eðik geziyorsa, darbeye aleni veya utangaç tavýrlarla alkýþ tutanlar da yakýndýr, utanacak.

Mýsýr darbesine direkt veya dolaylý veyahut da sessiz kalarak destek verenler safýnda yýllardýr Türkiye’de demokrat kimliði ile tanýnan ve hatta Ortadoðu halklarýný yakýndan tanýyanlar da vardýr. Bu yazý ayný zamanda onlaradýr...

Bazen unutanlar çýksa da unutulmamalý ki gücünü demokrasiden almayan hiçbir siyasi ve sosyal hareket baþarýya ulaþamaz.

Demokrasi, millet idaresi her zaman kolay kazanamazsa da asla kaybetmez.

Yolun baþýnda söyleyelim de yarýn kimse “Bizi darbeci ilan ediyorsunuz” diye aðlaþmasýn. Ortada bir darbe varsa ölçü þudur: Ya yanýndasýnýz ya da karþýsýnda...

Darbeye karþý tavýr koymayana da “darbeci” derler... Ýlla General Sisi olmak gerekmez, darbeye ses çýkarmamak da yeter.

Deðil mi ki Erdoðan’ýn dostu

Türkiye, Mýsýr deðildir... Mursi de Erdoðan deðildir. Ama Türkiye’deki darbe muhiplerinin Mýsýr’daki darbeci güruhtan hiçbir farký yoktur.

Türkiye’de her fýrsatta her darbeye alkýþ tutanlar, alkýþlamak ve ilham almak için darbe kolluyorlar...

Hele o darbe ucundan kýyýsýndan siyasi olarak Türkiye’ye zarar verirse, Baþbakan Erdoðan’ýn canýný sýkýyorsa deðmeyin keyiflerine...

Ýçlerinde, Gezi havasýndan mülhem kalemini coþturan evvelce demokrat bilinen kalemler de var. Gezi’nin tam içindedirler ama ne Gezi’yi anlayabilmiþ durumdalar ne Mýsýr’ý ve dolayýsýyla Türkiye’nin yaþadýðý muazzam deðiþimi...

Erdoðan’ýn Mursi’ye sempatisi var diye bir kalemde Mýsýr’ýn emekleme aþamasýndaki demokrasisini General Sisi ile birlikte boðazlýyorlar.

Erdoðan’a karþý öfkesini dindiremeyenlerin Mýsýr darbesi konusunda savruluþlarý ibretliktir. Türkiye, Mýsýr’da Müslüman Kardeþler’e destek verdi diye, Müslüman Kardeþler de darbeyle iktidardan düþürüldü diye nasýl bir keyif, nasýl bir mutluluk!..

Ýnsanlarýn Rabia el-Adeviyye Meydaný’na dökülerek demokrasiye sahip çýkmalarýna ise nasýl bir kayýtsýzlýk!..

Böyle bir ilkesizlik, böyle bir ikiyüzlü tavýr pek az görülmüþtür.  

Mýsýr halký, Adeviyye’de Ortadoðu tarihinde görülmemiþ bir kalabalýkla destan yazýyor ama gazete köþelerinden, televizyon ekranlarýndan o kalabalýðýn daðýlmasý için dualar ediliyor.

Ayakta alkýþlanmasý gereken asil bir demokrasi hareketini itibarsýzlaþtýrmak ve önemsizleþtirmek için Sisi’den çok Türkiye medyasý çabalýyor.

Çünkü...

Mýsýr’daki kardeþler, “Müslüman” kardeþler...

Ve onlar ayný zamanda Tayyip Erdoðan’ýn kardeþleri...

Darbeyle cuntayla fark etmez Mursi ve arkadaþlarý kaybetmeli. Çünkü, o kaybederse Erdoðan’ýn desteklediði bir lider kaybetmiþ olacak.

Erdoðan’ýn prensibi ise bellidir. “Demokrasi”den vazgeçmiyor. Sadece o otobüsü bekliyor, gelene binip gitmiyor.

Suriye... Mýsýr... Filistin...

Son 45 günün manzarasý gösterdi ki Türkiye’de Ýslamofobi güçleniyor. Kemalist damar, esasen ayrýlmaz parçasý olan klasik sol hareket üzerinden yeniden kabarýyor. Bu durum da AK Parti karþýtlýðý baþta olmak üzere “Ýslam” olana tepki þeklinde geliþiyor. “Muhafazakar, Müslüman, Ýslam, dindar” gibi birbirine yakýn siyasi kimliklerin hepsi bu kesimlerin hedefidir.

Mýsýr darbesine yakýnlýk da Esad hayranlýðý da Filistin’e kayýtsýzlýk da ayný kaynaktan besleniyor. Gayet tabii ki Erdoðan’a öfke de ayný kökten geliyor. Mesela, darbenin ardýndan akýllarýna ilk önce Erdoðan’ýn muhtemel Gazze ziyaretinin gelmesi tesadüf deðildir. Ziyaretin zora girmesinden mutlu olmalarý da...

Bu perspektif olmaksýzýn mesele anlaþýlamaz.

Þimdiden sonra býrakýn Mýsýr’ý, Filistin’i; Alaska’da rüzgardan camii kubbesi yýkýlsa bunu Erdoðan’ýn kayýp hanesine yazacaklar, þüpheniz olmasýn.

ÝSLAMSIZ DEMOKRASÝ OLMAZ

“Ýslam’la demokrasi baðdaþýr mý?” sorusu, bu coðrafyada artýk geçerliliðini yitirmiþtir. Ýslamsýz demokrasi olmaz... Yeni gerçeklik budur.

Ortadoðu ve Türkiye’deki laik seçkinlerin bir türlü demokratikleþememeleri, darbeci karakterden sýyrýlamamalarý gerçeðini yaþýyoruz. Mýsýr’daki darbe ve Türkiye’de bittiði zannedilen darbeci eðilimlerin baþ göstermesi bir gerçeði ortaya çýkardý. Ýslam dünyasýnda demokrasi için olmazsa olmaz þart muhafazakar-dindar-Müslüman karakterli kitlelerin siyasi sevk ve idare güçleridir.

Ýslam dünyasýnda “Ýslam” olmazsa demokrasi de olmaz.