Sadece insanlarda deðil, diðer canlýlarda da üstün gelmek, karþýtýna galebe çalmak bir fýtrî haldir. Kediler, köpekler, kargalar, arslanlar, balinalar, zürafalar vs. bütün canlýlar böyledir. Hepsi de, hattâ yandaþlarýný yanlarýna alarak birbirleriyle öyle savaþýrlar ki..
Karýncalarýn savaþýný izlediniz mi hiç, ‘hayvanlar âlemi’ belgesellerinden.. Onlar arasýnda da ayný kavga.. Ayný þekilde, dev yapýlý su aygýrlarýnýn, ya da fil’lerin rakiplerini kaçmaya, yani kendi üstünlüðünü karþý tarafý kaçmaya zorlayýncaya kadar sürdürdüðü de görülür. Bu savaþlar yapýlýrken, kimisi tekmesin, kimisi diþ, pençe veya boynuzunu, kimisi kuyruðunu, kimisi de zekâsýný kullanýr. Ama, tenasül organlarýný savaþ malzemesi olarak kullananlarý yoktur ve sanýyorum, bu, sadece insana aid bir alçaklýktýr.
Diðer yaratýklara göre en üstün özelliklerle yaratýlmýþ olan insanlar arasýnda da, evet güç gösterisi ve yarýþý yapýlýr. Galib gelen veya berabere kalan ya da yenilip saf dýþý olanlar olur. Mücadeleyi býrakmayan, yenilgiyi kabullenmeyen taraf ise, yeni mücadele yöntemleri geliþtirmeye çalýþýr.
Dahasý, karþý tarafý ‘Sen kim oluyorsun ki, benim karþýma çýkýyorsun?’ dercesine aþaðýlamayý hedef alan psikolojik savaþ taktikleri de vardýr. Ama, o kadar yüksek hasletlerle donatýlan ve âlâ’y-ý ýllîyn’e, yüceler yücesine, ulaþmasý mümkün iken; kendi mevkýini idrak edemeyip alçalmasý halinde de bir noktaya, ‘belhum adall’ (hayvandan da aþaðý) ve ‘ esfel-i sâfilîn’e aþaðýlýklarýn aþaðýsýna yuvarlanmaya da ulaþabilen, yine insan’dýr ve bunu yaparken, tenasül organlarýný da mücadelesinde kullanmaya kalkýþan da yine sadece odur.
Türkiye’ye ve Müslüman halkýmýza düþmanlýk ve nefretini dile getirmek için, hattâ Yunan askerinin sabah eðitimlerinde, aðýzlarýnda tenasül uzuvlarý, ne gibi marþlar okuduklarýna dair örnekler var ki, biz yine de, ayný alçaklýklarýn sokak kabadayýlarýnýn aðzýyla tekrarlanmasý ihtimaline zemin hazýrlamamak için, o laflarý yazmaktan kaçýnýyoruz.
Ama, bununla da yetinmediler, evvelki gün, bir Yunan gazetesi, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý hedef edinerek çok alçakça, alçaklýðýn da ötesinde, çukurluk ifade eden bir ‘sövme’ lafýný manþete çekti.
Bunun karþýsýnda ne yapýlabilir böyle bir alçaklýða.. Ona ayný kelimelerle hitab etmek, insaný ayný derekeye düþürmez mi?
En iyisi, galiba Hz. Ýsâ Mesih (a) bir karþýlýk vermek.. (Aman, yanlýþ anlaþýlmasýn, o Yüce Peygamber’e isnad olunan, ‘Bir yüzüne vurana öteki yüzünü göster..’ þeklindeki ve öyle diyebileceðine inanmadýðým sözdeki gibi bir davranýþý, asla.. Benim sözüm, baþka..)
Bir gün Yahudiler gelip, Hz. Ýsâ Peygamber’e, her zaman yaptýklarý gibi yine, aðýzlarýna geleni söylediler.
Hz. Ýsâ da, onlara sükûnet içinde mukabelede bulundu, onlarýn iddialarýnýn doðru olmadýðýný söyledi.
Etrafýndakiler Hz. Ýsâ’nýn bu kadar mülâyemet içinde karþýlýk vermesine þaþýrdýlar. ‘Efendimiz, onlar geldiler, sana aðýz dolusu küfürler etiler; sen ise, sükûnet içinde mukabelede bulundun.. Niçin onlarýn aðzýnýn payýný vermedin?’ kabilinden yakýndýlar. O zaman, Hz. Ýsâ’nýn, ‘Herkes kendi týynetine, iç dünyasýnda neler taþýyorlarsa, aðzýndan çýkanlar da ona göre þekillenir. Onlarýn içlerindeki, aðýzlarýndan boþalttýklarýndan ibaretti. Ben de kendi týynetimin gereðince hareket ettim..’ dediði rivayet olunur.
Matta Ýncili, 5/11’de de Hz. Ýsâ’nýn þöyle dediði yazýlýr: ‘Benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karþý her türlü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size.. Sevinin.. Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür..’
Bu söz, aslýnda haklý olduðuna inanan ve amma haksýzlýða, hakarete, zulme uðrayan her insaný bekleyen karþýlýðý anlatýyordur.
Siz de doðru yoldaysanýz ve haklý olduðunuz hakarete uðruyorsanýz, alçalan siz deðil, size küfrederek kendilerini yücelttiklerini sananlardýr. Onlarýn içindeki, korkunç bir karanlýk ve pisliktir.
Yunanistan’daki Müslümanlarý tenzih ederek söylüyorum; þahsen bir Yunanistan vatandaþý olsaydým, o kadar alçaklýðýn hem de umûma açýk bir yayýn organýndan sergilenecek kadar ortaya konulmasýndan utanç duyardým.
Bu vesileyle belirteyim; yeni partilerden birinin baþkaný, geçen hafta yaptýðý konuþmada, Trump’ýn Erdoðan’a gönderdiði bir mesajýnda çok kaba bir þekilde hitab ettiðini duyunca, -sanki Erdoðan o lafýn altýnda kalmýþ ve gereken cevabý kendisine yakýþan bir diplomatik uslûbla vermemiþ gibi- ‘O gece sabaha kadar uyuyamadým..’ diyerek, güya bir âcizliði eleþtiriyordu.
Ama, þimdi bu alçakça, þerefsizce saldýrý karþýsýnda tek kelime söylemedi. Halbuki ayrýlýrken söylediði sözlere sadýk kaldýðýný, yine saldýrýlara karþý çýkacaðýný bir TV. proðramýnda daha yenilerde ifade etmiþti.
‘Siyaseti, bir takým yüksek deðerler adýna yapacaðýný’ söyleyenlerin, hangi deðerleri ayaklarý altýna alarak yükselmeye çalýþtýklarýna ibretlik bir durum..