Alemi dar edenin adalet anlayışı

O da ne?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanında yürüyene bakın!

Kemal'in yanında bir diğer Kemal: Kemal Alemdaroğlu!

Bu Kemal'lerin adalet anlayışına şaşılır vallahi!

Birbirlerine pek yakışıyorlar!

Kemal'lerden biri (KK), başörtülü kızların üniversitelerde okumasına imkan sağlayan kanun değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne koşarak kendi ideolojik yandaşlarına iptal ettirmişti.

Ne adalet ama!

Diğer Kemal (KA), rektör olduğu dönemde başörtülüleri üniversiteye sokmamak için İstanbul Üniversitesi'ni laikçi kışlaya dönüştürmüştü!

Kendisi tıpkı bir zaptiye nazırı gibi hareket etmişti!

Başörtülülere kan kusturmuştu!

Recep Peker laikçiliğinin zaptiye nazırı gibi hareket eden bu Kemal zamanında "ikna odaları" kurulmuştu!

Bu "zulüm odaları"nın bizzat yöneticilerinden biri olan bayan rektör yardımcısı bilahare CHP'de kaç dönem milletvekilliği ve yöneticilik yapmıştı!

CHP bu işte!

Şimdi bir eski İslâmcı CHP'li vekil kalkmış Kılıçdaroğlu'nu Peygambere benzetiyor, yürüyüşünü de "Peygamberi yürüyüş" diye takdis ediyor!

Kendi nefsinin ve yüksek egosunun zebunu olmuş bu zatı na-muhteremi Allah ıslah etsin diyelim...

İşte bu ikinci Kemal de "adalet" istiyormuş!

O yüzden birinci Kemal'in yanında "adalet" için yürümeye gitmişmiş!

Laf Kemal'lerden açılmışken sorsam mı acaba: O eski İslâmcı CHP'li vekil "Kefere Kemal" derken Atatürk'ü kastetmediğini söylediğine göre bu ikinci Kemal'i, yani Alemdaroğlu Kemal'i kastetmiş olmasın?

Hazret çıkıp "Kefere Kemal" ile hangi Kemal'i kastettiğini açıklasa da Ümit Kocasakal gibilerin ağzını da tıkasa diyorum!...

***

Gelelim tekrar şu "adalet yürüyüşü"ne...

Şimdi bu Kemal'lerin ağızlarına adalet kelimesini almaya hakları var mı?

Geçmişlerinde ayyuka çıkmış adaletsizlikler ve zulümler varken, hiçbir şey olmamış gibi "adalet" talebinde bulunmaları doğrusu aklımızla ve vicdanımızla alay eder gibi.

O yüzden yüreğimize pek ağır geliyor.

Bu ilkesizlik ve iki yüzlülük siyaseti siyasal ahlaksızlık örneği değil de nedir?

Birileri diyeceklerdir ki geçmişi geçmişte bırakalım, bugüne bakalım.

İyi de geçmiş zaten geçmişte kalır.

Lakin yüzleşilmeyen her geçmiş önünüzü keser.

Bugün inandırıcı olmak isteyenler geçmişlerinden ötürü bir özeleştiri vermek zorunda değiller mi?

Samimi bir özeleştiri ancak geçmişi geçmişte bırakır.

Her iki Kemal'e bakarken doğrusu "adalet" adına pek üzüldüm.

Kimlerin diline düşmüş diye…