Türkiye’nin kronik sorunlarýndan biri de Alevi toplum kesiminin talepleriyle ilgili. “Alevi sorunu” demekten imtina etmemiz gerekiyor ama “Alevilerin sorunlarýnýn” totalde Türkiye’nin sorunu olduðu bir gerçek. Bu yüzden tanýmlamalarýn barýndýrdýðý nüanslarýn farkýnda olarak “Türkiye’nin sorunu” dediðimi belirtmek isterim.
Bu detay neden önemli? Týpký Kürtlerin “Kürt sorunu” tanýmýndan rahatsýz olmalarý gibi Aleviler de “Alevi sorunu” tanýmlamasýndan rahatsýz oluyorlar. Çünkü bu tanýmlama biçimi öznenin kendisi sorunmuþ gibi bir vurgu taþýyor. Sorun olan Alevilermiþ ya da Kürtlermiþ gibi. Týpký “Filistin sorunu” derken yaptýðýmýz hata gibi.
Bu detay bence çok önemli çünkü üzerine konuþtuðumuz sorunlarýn önemli bir kýsmýný, somut sorun baþlýklarýndan ziyade psikolojik alt yapý oluþturuyor. Bu durum özellikle de Alevilerle ilgili bahiste böyle.
Alevi toplum kesiminin dönemsel olarak Alevilerin sorunlarý kategorisinde zikrettikleri konular deðiþse de hiç deðiþmeyen bir þey var: Artýk kökleþmiþ olan dýþlanma-ötekileþtirilme durumunun yol açtýðý psikolojik tahribat Alevi oluþun mütemmim cüzü haline gelmiþ durumda. Bunu aþmanýn, her Alevi vatandaþýn bir þekilde hissettiði bu psikolojik tahribatý saðaltmanýn ilk ve elzem koþulu konuþmak, konuþmak, konuþmak...
Kimileri buna “yüzleþmek” diyor. Ben “konuþmak” demeyi tercih ediyorum çünkü yüzleþmek yeni suçlu psikolojileri yaratmadan iyileþme imkaný vermiyor. Bir suçlu bulma motivasyonu barýndýrýyor.
Elbette tarihte travmaya yol açmýþ ve bu sayede toplumsal hafýzaya nakþolmuþ ve dolayýsýyla psikolojik tahribatý derinleþtirmiþ Dersim gibi, Maraþ gibi kimi olaylarýn faillerinin ortaya çýkarýlmasý, gerekli adli süreçlerin geriye dönük olarak iþletilmesi mümkün. Devletin hangi saiklerle toplum kesimlerini birbirine karþý düþmanlaþtýrma mekanizmasýný çalýþtýrdýðýný da biliyoruz.
Fakat Alevi toplum kesiminin sorunlarýný, karþýsýna Sünni bir blok koyarak konuþmak en büyük hatamýz olur. Yüzleþme diyerek yapmaya çalýþtýðýmýz þey, yeni sorun kategorileri tanýmlamaktan öte bir sonuç vermez.
***
Þunca sýcak gündem içinde neden Alevilerin sorunlarýndan bahis açtým? Evvela Alevilerin sorunlarý hala aciliyetini koruyor, bu yüzden de yazmaya, konuþmaya devam etmemiz gerekiyor. Yazmalý ve konuþmalýyýz ki hem somut sorunlarýn çözümünde baský unsuru olalým hem de bence sorunun asýl gövdesini oluþturan psikolojik tahribatý saðaltalým.
Konuyu açmamýn diðer sebebi ise son haftalarda katýldýðým iki Alevi Çalýþtayý oldu. Yukarýda sözünü ettiðim hususlar bu çalýþtaylardan edindiðim izlenimlerle de pekiþti. Stratejik Düþünce Enstitüsü (SDE)Alevilerin yoðun olarak yaþadýðý illerde yerel aktörleri bulup küçük ölçekli ama sorunlarýn derinlemesine konuþulduðu çalýþtaylar yapýyor. Aðýrlýklý olarak dedelerin iþtirak ettiði bu çalýþtaylar öyle tahmin ediyorum ki rapor haline de gelecektir ve politika yapýcýlarýn istifadesine sunulacaktýr.
Siyaset Alevilerin sorunlarýný bilmediðinden deðil, zira çok geniþ katýlýmlý bir çalýþtaylar dizisi bizzat hükümet tarafýndan yürütüldü. Ama baþta da dediðim gibi konuþma hali tek baþýna sorunlarýmýzý seyreltme imkâný veriyor.
Fakat ayný þey somut adýmlarýn gecikmesi halinde tersi bir etki de yapabilir.
***
Alevi inancý hiçbir surette gizlenecek, utanýlacak, ya da baþka ideolojik pozisyonlarýn zemini olmaya mecbur býrakýlacak bir kimlik bileþeni deðildir. Bugün sorunun bu denli katmanlý hale gelmesinin en önemli sebebi de Alevi inancýna mensup kiþilerin Kemalizm ya da radikal sol ideolojileri kendine dayanak yapmak zorunda kalmasýdýr. Bu yüzden Alevilerin sorunlarý dediðimizde Alevilerin sadece Alevilikten kaynaklanan sorunlarýný konuþmuþ olmuyoruz.
Bu handikaplarý bertaraf etmek için cemevi ve zorunlu din dersi gibi somut taleplerin bir an evvel konsensüsle çözüme kavuþturulmasý gerekiyor. Aksi takdirde mütemadiyen çalýþtay yapmak ve konuþmak sorunlarýn araçsallaþtýrýldýðý düþüncesine yol açabilir.