Aleviler de düþünsün

Ülkemizde Alevi-olmayanlar —özellikle yaþlarý ileri olanlarý— “Bunlar da nereden çýktý?” diye sorabilir. Doðrudur, ‘Alevi’ açýk kimliði yakýn zamanlarda ortaya çýktý. Geleneksel olarak ‘kýrsal’ kesimde yaþayan Aleviler, kentlere taþýndýklarýnda gizlemeye çalýþtýklarý kimliklerini, kentlerde kalabalýklaþýp toplu ihtiyaçlar kendini belli edince açýk etmeye baþladýlar...

Önceleri kentlerde Bektaþi tekkeleri benzer bir iþlev görürdü; Cumhuriyet’ten sonra tekke, zaviye ve dergâhlar kapatýldý.

Köyde ‘köy odasý’nda yerine getirilen toplu semah kentte özel bir mekâna ihtiyaç doðurdu; ‘cemevi’ bu ihtiyacýn sonucudur...

Þimdi yapýlabilecek þey belli: Ya kapatýlan tekke, zaviye ve dergâhlarýn açýlmasýna izin verilerek ‘cemevleri’ bu statüye kavuþturulacak, ya da ‘devrim kanunlarý’ arasýnda sayýlarak dokunulmazlýk kazandýrýlan yasak sürdürülecekse ‘cemevleri’ne yeni bir statü kazandýrýlacak...

Alevi kesimi bu statünün ‘ibadethane’ olarak belirlenmesinde ýsrarlý.

Daha önce de defalarca yazdýðým gibi, insanlar ve topluluklarýn kendilerine biçtikleri ‘kimlik’lerin baþkalarý tarafýndan sorgulanmasý, onlara dýþarýdan kimlik ve statü yakýþtýrýlmasý yanlýþtýr. ‘Alevi’ kendisini nasýl tanýmlýyorsa odur. Ritüelleri ve onlarý yerine getirdikleri mekânlar için uygun gördükleri sýfat ve nitelemeler de sorgulanmadan kabul edilmelidir.

Eðer sorgulama söz konusu olacaksa, bunu, o kesimin bireyleri yapmalýdýr.

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin telkini, yakýnlarýnýn giriþimi ve itibarlý bir Alevi önder olan Prof. Ýzzettin Doðan’ýn katkýsýyla bu yolda önemli bir adým atýldý. Adýmýn güzelliði soruna sivil toplumun formül bulmasýdýr: Ankara/Mamak’ta ‘Cami ve Cemevi Kültür Merkezi’ kuruluyor. Ayný arsa üzerinde cami ile cemevi yanyana olacak... Giriþimin temel atma merasimi pazar günü yapýldý.

Bazý Alevi örgütleri bu giriþimin karþýsýndalar. Nitekim, temel atma merasiminde onlarýn protesto gösterilerine tanýk olundu.

Cami ile cemevinin yanyana duruþunun rahatsýz edecek bir tarafý yok. Benzetmek gibi olmasýn, ama yine de hatýrlatmakta yarar var: Birçok kentimizde cami, kilise ve sinegog yan yana, sýrt sýrta yer alabiliyor... Yabancý ülkelere gidildiðinde, namaz ihtiyacý belirince, müslümanlarýn ilk aklýna gelen, en yakýn kilisenin bir köþesinde ibadetini yerine getirme formulü oluyor... Birçok uluslararasý havaalanýnda her dinin ibadet ihtiyacý için tek bir mekân ayrýlýyor...

Mamak’ta yapýlmakta olan bunlardan daha anlamlý: Yalnýzca iki mekânýn deðil, Sünniler ile Aleviler’in de yanyana durabileceði, ülke sorunlarýný görüþebileceði, dertlerini paylaþabileceði bir ortaklýk arayýþý bu... ‘Alevi’nin Aleviliðini ‘Sünni’nin Sünniliðini koruyarak varolabileceði bir ortak mekân...

Neden bundan rahatsýzlýk duyulsun ki?

Projeye karþý çýkanlarýn teklifleri ne acaba?

Devlet adýna karar vermede zorlanýlan bazý konular var; aslýnda hiç tereddüt etmeden rahatlýkla yerine getirilebilecek konular... Dikkat çekilmek istenen o konularýn varlýðýysa, Alevi/Sünni Merkezi’nin yan yana duruþu, karar vermede tereddüdü bulunanlarý yeniden düþünmeye sevk edecektir. Sorunlarýn çözümüne bir yerden baþlamak lâzým ve Merkez o yolda önemli bir adým iþte...

Her ihtiyaç duyulan yerde bir Merkez kurulmalý, hem de hiç gecikilmeden...