Din dersleri” üzerine bugün de yazacaðým.Önce “çözüm süreci” üzerine kýsa bir deðerlendirme yapmak istiyorum.
Burada Ak Parti’nin baþarýsýnýn kaynaðý, önemli bir Kürt nüfusun Ak Parti liderliðini “kendisinden” bilmesi ve ona destek vermesidir diye düþünüyorum. Hükümet noktasýndan bakýldýðýnda da, bu kadronun kendisini salt “Türklerin hükümeti” gibi görmediði, bütün “Türkiye’nin hükümeti” gibi algýladýðý söylenebilir. Hükümet bu duruþunu, örgütün bütün dilini “Kürtler adýna pazarlýk” çerçevesine oturtmasýna, Hükümeti de “Türklerin temsilcisi” haline getirme politikasýna raðmen korumuþ, “Benim Kürtlerdeki karþýlýðým BDP-PKK’dan fazla” diyebilmiþtir. Burada Ak Parti, etnik ayrýmý aþabilmiþtir.
Ayný durum Ak Parti’nin Alevilerle iliþkisinde oluþmamýþtýr. Hükümetin “Çözüm süreci”ne benzer bir adýmý, “Alevi açýlýmý” ile de atmak istediði biliniyor. Bunun için Hükümet adýna bir bakan (Faruk Çelik) yapýlan 7 Çalýþtay süresince Alevi kanaat önderlerini dinlemiþ, ama bir sonuca varýlamamýþtýr.
Muhtemel ki bunda Alevi camiasýnýn Hükümeti hala “Sünni toplum kesimi”nin temsilcisi olarak görmesinin, hep gardýný almýþ bir tavýr içinde olmasýnýn, belki Hükümetin de Alevilerin dünyasýný yeterince anlayacak kadar “açýlamamasý”nýn etkisi vardýr.
Ýþin sýrrý, sanýyorum ki, Hükümetin þimdi sayýn Cumhurbaþkaný olan Tayyip Erdoðan tarafýndan ýsrarla altý çizildiði gibi “76 milyonun Hükümeti ve Cumhurbaþkaný olmasý”nda toplanmaktadýr. Bunun önemli ölçüde muhatapta oluþmasý beklenen “algý” ile ilgili bulunduðunda kuþku yoktur.
Bu iþin “Din dersi” konusuyla ilgili boyutuna gelince, üzerinde düþünülmesini gerekli gördüðüm soru þu:
Hükümet ile Sünni - Alevi, ya da Türk - Kürt kanaat önderleri, belki aileler bir araya gelse, doðumdan 20’li yaþlara kadar çocukluk - gençlik dediðimiz dönemleri için insanlarýmýzýn kimlik sorunlarý, beklentileri, ihtiyaçlarý sýralansa, acaba kimliðe iliþkin farklar ya da benzeyiþler ne oranda olurdu?
Mesela eðitim kalitesi...
Mesela iþ ihtiyacý...
Mesela asgari ahlaki duyarlýlýk.
Mesela terör tuzaðýna düþmemek.
Mesela Türkiye’nin güçlü bir ülke olmasý ve onun vatandaþý olmak...
Diyorum ki, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi, Sünnilik - Alevilik ayrýþmasýný beslemeyecek, ama her insanýmýzda da pozitif insani deðerlerin oluþumuna imkan verecek nitelikte bir muhtevaya kavuþturulamaz mý? Alevi Alevi olsun, Sünni Sünni olsun kimlik olarak, insanlýk deðerleri -ki din veya mezhep insani deðer noktasýnda odaklaþýr- araya uçurumlar girecek kadar farklý mýdýr?
Çocuðu uyuþturucu baðýmlýsý hale gelmiþ Sünni anne baba ile Alevi anne babanýn kaygýlarý uçurumlarla ayrýlýr mý?
Biliyorum, yüzyýllar içinden akýp gelen bir farklýlaþmanýn ortaya çýkardýðý pürüzleri arýndýrmak kolay deðil. Cumhuriyet dönemindeki uygulamalar bu pürüzleri azaltmamýþ artýrmýþ. Laik uygulamalar, belki mezhep farklýlaþmalarýný azaltmak gibi bir proje olarak devreye sokulmuþ, ama zaman içinde bizatihi laikliðin kendisi Müslüman - Laik gibi ayrý bir derin farklýlaþmaya zemin hazýrlamýþ.
Ak Parti’nin “Ýnþa süreci” dediði þey, “Yeni Türkiye” dediði þey, farklýlaþmalarý yok etmeyen bir “iç ahenk” arayýþýný da ihtiva ediyor olmalý.
Fay hatlarýný bu hükümet oluþturmadý. Bir kýsmý tarih içinden geliyor, bir kýsmý Cumhuriyet döneminde oluþtu, derinleþti.
Hükümetin, toplumda var olan yüzde 50 karþýlýðý önemsediði açýk. Bu, demokratik sistem içinde sandýk sonucu olarak önemli de bir rakam. Ama yüzde 50-50 farklýlaþmanýn (Birileri ona kutuplaþma diyor) Hükümetin baþat tercihi olduðunu sanmýyorum.
Ama Sünnilerin ve Alevilerin, resmi anlamda deðil, “duygusal aidiyet” planýnda ortak hükümeti olmak... Sorun bu. Bence, “Din Dersi” konusu üzerinde çözümü düþünürken daha temelde bu “duygu aidiyeti” sorununu düþünmek ve problemleri ve çözüm yollarýný olabildiðince ortaklaþtýrmak gerekiyor.
ÝZÝN:Bir Hac yolculuðumuz olacak. Onun için izin istiyorum. Belki oralardan, o coþku ikliminden gönlümüze düþenleri zaman zaman sizlerle paylaþma fýrsatým olur. Yeniden buluþmak dileðiyle...