2016 uzun bir yýl oldu. Türkiye'nin yaþadýklarýný alt alta sýralasak tüm bu badirenin atlatýlýp da bu günlere nasýl gelebildiðimize kendimiz de hayret ederiz. Zor zamanlarda kuþandýðýmýz bir zýrh var, þükür ki.
Efsunlu bir þeyden söz etmiyorum, bu gerçek. Ortalama bir Avrupa ülkesinin 2. Dünya savaþýndan bu yana yaþadýklarýnýn belki toplamýndan daha fazla felaketi ayný sene yaþayýp salimen ve dirlik birlik içinde ayaktayýz, elhamdülillah. Bunun kýymetini bilelim. En önemli sermayemiz de bu zaten.
Devleti FETÖ'cü hainlerden temizlerken ayný anda yeniden yapýlandýrýyor, hükümet sistemi için deðiþiklik çalýþmalarý yapýyor, yatýrýmlara hýz kesmeden devam ediyor, ayda bir önemli bir projenin ya açýlýþýný yapýyor, ya temelini atýyoruz.
Suriye'deki ateþkesin ve siyasi çözümün garantörlüðünü yürütüyor, artýk ortak eylem yaptýklarý dahi düþünülen üç büyük terör örgütüyle ayný anda mücadele ediyoruz.
Daha ne olsun?
Belki de baþýmýza gelen bunca felaketin sebebi tam da bunlar. Yormak, yýldýrmak, küstürmek, birbirimize düþürmek konusunda azami gayret sarf edenlerin bir türlü bu amaçlarýna ulaþamamalarý, taarruz þiddetini mütemadiyen artýrmalarýyla sonuçlanýyor.
Her geçen gün el yükseltiyorlar, her geçen gün "Bu da mý olacaktý?" dedirtmeye çalýþýyorlar.
Ama baþaramayacaklar. Hiçbir þeyden emin olmadýðýmýz kadar emin olalým bundan.
Baþaramayacaklar, DEAÞ'ýn eylemine altlýk olarak devreye sokulan yaþam tarzý tartýþmalarýna, eylemden sonra tam da "DEAÞ bu eylemi neden yaptý?" sorusuna cevap olacak þekilde yazýlan "Bu bir yaþam tarzý katliamýdýr" yazýlarýna inat... Baþaramayacaklar!
Onlar baþaramayacak da biz bu hainliði, DEAÞ'ýn ekmeðine yað süren bu bölücü söylemi ne yapacaðýz?
Saldýrýdan sonra kim ne dedi, bir bakýn. Hangi gazeteler nasýl deðerlendirdi saldýrýyý? Kimse kýnamaktan geri kalmadý evet, ama Mescidi Nebevi'ye dahi saldýrmýþ bir terör örgütünün yýl baþýnda bir eðlence mekanýna saldýrmýþ olmasýnýn tamamen algý ayarlý bir eylem olduðu ortadayken, olayý Diyanet'in yýlbaþý hutbesine baðlayan, mekanýn sahibinin Alevi olduðunu söyleyip Alevi-Sünni farkýný, yaþam tarzýnýn hedef alýndýðýný söyleyip laik-dindar farkýný bir çatýþma konusuna dönüþtürmeye çalýþan kim varsa, -buna 65 yaþ üstü her devrin adamý tecrübeli fitneciler dahil- kimlerse onlar, hepsinin terörün tesirinin artmasýna katkýsý var.
Bu ülkede ayný ailenin içinde farklý yaþam tarzýný benimseyen insanlar var.
Bu oyunu 90'larla çok izledik. 28 Þubat'ýn sopasý da laiklik ve yaþam tarzýydý.
Terör yamaðý provokatör
Türkiye'yi yaþanmaz gösteren, kendi iþkembesini Türkiye'ye boþaltmaya çalýþan insan yamaðý bile olamayacak pespayelerin provokasyonuna gelince...
Çok belli deðil mi bunun planlý bir provokasyon olduðu?
Provokasyonu planlayanlar kadar olsun onu boþa çýkartacak stratejimiz olmayacak mý peki?
Hukukun, yargýnýn, kolluk güçlerinin önüne geçmek yerine, Türkiye'ye en iðrenç þekilde hakaret edebilen bu mahluka karþý bile soðukkanlý durabilmek gerek.
Fakat, tahammül eþiðinin bu kadar açýk tahrik edildiði bir olayda milletin baþýný belaya sokmadan gerekli tedbiri alacak olan devletin görevidir.
Herkes ne yaptýðýný çok iyi biliyor çünkü vazifesini yapýyor. DEAÞ da zaten zaman ve mekan ayarlý bu eylemi, ardýndan yazýlacak yazýlarý, atýlacak tweetleri bilerek yapýyor.
Ýsterse büyük büyük gazetelerin çok okunan yazarlarý olsun, isterse sosyal medyada asalak, ister terörün kurbanlarýna sevinen alçaklar olsun isterse "terör yaþam tarzýmýzý hedef aldý" diyen fýrsatçýlar, terör bunlarýn yarattýðý iklimde yaþýyor. Bu iklimden güç alýyor, bu sayede etkinliðini artýrýyor.
