Algý olgu olmuþsa...

Türkiye'nin önünde seçimsiz bir dört yýl var. Bu iktidar için de muhalefet için de ama en çok da Türkiye için bir avantaj. Evet, þunu hep söyledik; Türkiye uðradýðý kuþatmayý, son beþ yýlda arkasý kesilmeyen saldýrýlarý iþleyen demokrasisiyle yani millet iradesine baþvurarak, sandýða giderek aþtý. Milli iradenin tekrarlanan tecellisi iktidarýn siyasi meþruiyetini her seferinde saðlamlaþtýrdý. Bu süreçte neredeyse her seneye bir seçim düþtü. Hatta kimi zaman seçimler peþ peþe geldi. Fakat bu bir taraftan da insanlarý yordu. Kabul etmek gerekir ki 31 Mart ile 23 Haziran arasýndaki oy farkýnda, daha doðrusu oylarýn CHP adayý lehine bu denli açýlmasýndaki bir sebep de insanlarýn seçimden yorulmuþ olmalarý ve kim haklý kim deðile çok da takýlmadan tekrar sandýða gitmek zorunda kalmaya tepki koymalarýdýr. Milletin verdiði mesajlardan biri de budur yani. 

*** 

O halde bu dört yýlý iyi deðerlendirmek zorundayýz. Kolay olmayacak fakat, çünkü iktidar partisinin "Herkesi kucaklayacaðýz" kuru gürültüsüyle puan almak gibi bir lüksü yok maalesef. Dýþarýdan meydan okumalar devam ediyor. Türkiye için temel ihtiyaç mesabesinde olan S 400 alýmý konusunda ABD'nin tavrýnýn, ciddi bir ekonomik maliyete dönüþmeden yönetilmesi gerekiyor. Bu süreçte ayný zamanda 2023'e giderken yeni iç siyasi geliþmelere karþý bütünlüðü korumak, seçmen nezdindeki zorlayýcý bir boyut kazanmýþ olan algýlarla mücadele etmek icap ediyor. Ak Parti için ödev olan bu gereklilikler, Türkiye'nin baðýmsýzlýðý meselesi ile yakýndan alakalý. 

Nasýl mý? "Yüzyýlýn Anlaþmasý Planý" diye pazarlanan Filistin'i ve Filistinlileri Arap petro-dolarlarýyla parsel parsel, katar katar satýþa çýkartan toplantýlar dizisinde Türkiye'nin de ABD ve Ýsrail'in müttefiki hizasýnda oturmasýný istemiyorsak þayet içerideki algý manipülasyonlarýyla iyi mücadele etmek zorundayýz. Bu bize tarihimizin yükseldiði bir sorumluluk. 

*** 

2013'ten bu yana tüm meydan okumalara karþý göðüs gerebilmiþ iken, FETÖ gibi bir melaneti tüm dünya arkasýna geçmiþ olduðu halde kýskývrak yakalamýþ ve deþifre etmiþ iken sýra ince iþçiliðe geldiðinde çuvallamamalýyýz. 

"Algý bunlar" deyip geçmek de olmaz. Çünkü algýlarýn olgu olduðu bir yeni dünyada yaþýyoruz. Cumhurbaþkaný Erdoðan'ý taklit ederek kazandý Ekrem Ýmamoðlu. Gerçeðine raðmen çakmasýnýn piyasa yapabildiði bir yeni zamandayýz yani. 

O halde bu algý manipülasyonlarý nasýl oluyor da insanlar üzerinde çalýþýyor sorusunu çok ciddiye alarak cevaplamak gerek. Formatlanmaya, yeni yazýlým yüklemeye, takýp takýþtýrmaya, modifiye etmeye çok elveriþli bir aday çýkarttý CHP. O ismi tespit edebilmek için önce ciddi bir çalýþma yürüttü. Ve Ýmamoðlu'nun tanýnmazlýðýnýn bir avantaj olduðunu daha doðrusu CHP'nin ancak bilinmeyen bir isimle yarýþabileceðini gördü. Ve adayýný, Türkiye ortalamasýnýn tasvip edeceði kendi tabanýnýn ise rahatsýz olmayacaðý þekilde reklam nesnesi haline getirdi. 

Millet ittifaký zaten önceki seçimlerde de Ýstanbul özelinde avantajlý bir ortalamaya sahipti. Ýyi bir strateji, ince bir hesap ve takiye gücüyle kazandý CHP adayý seçimi. 

Þimdi belediyeyi de CEO ile yönetmeyi planlýyor. Anlamak gerek, Ýmamoðlu'nun arkasýndaki stratejik akýl 2023'ü de planlýyor. 

Hülasa AK Parti'nin millet adýna bu süreci ciddiye almasý gerek. Millete küsmek olmaz, evet. Neden küstüðünü de sorup öðrenmek gerek.