Ali Babacan haklý

Ekonomide düþen büyüme oraný karþýsýnda alýnmasý gereken tedbirler konusunda Baþbakan Yardýmcýsý Sayýn Ali Babacan ve Ekonomi Bakaný Sayýn Zafer Çaðlayan arasýnda ilginç bir tartýþma yaþanýyor.

Tartýþma için belki de ilginç deðil önemli sýfatýný kullanmam gerekiyor zira bu tartýþma her zaman ve her yerde, büyüme oranlarý düþmeye baþladýðý zaman yaþanan bir tartýþma, bu açýdan bir ilginçliði yok, kadim bir tartýþma ama önemini de yitirmiyor.

En genel hatlarýyla özetlemek gerekir ise, Sayýn Babacan büyüme oranlarýnýn düþtüðü bu ortamda mali disiplinden taviz verildiði ölçüde orta vadede iþlerin daha da kötüleþeceðini, büyüme oranlarýnýn orta ve uzun vadede daha da düþebileceðini söylüyor.

Sayýn Çaðlayan ise bütçe disiplininin kontrollü bir biçimde gevþetilmesinin büyümeyi olumlu anlamda uyaracaðýný, yükselen büyüme oranlarýnýn da vergi gelirlerini arttýrmasý üzerinden bütçe disiplinin orta vadede biraz da otomatik bir biçimde yeniden yakalanacaðýný ifade ediyor.

Bu tartýþma klasik iktisatçýlarla keynesciler arasýnda en azýndan 1930’lardan günümüze yaþanan bir tartýþma.

Söylemeye muhtemelen gerek yok, Sayýn Babacan klasik iktisatçýlara, Sayýn Çaðlayan da keynesci görüþlere yakýn duruyorlar; reel ekonomiyi temsil iddiasýnda olan kiþiler zaten büyük oranda bu tartýþmalarda keynesci görüþlere daha yakýnlar.

Ayný tartýþma global kriz karþýsýnda dünyada da yaþanýyor; Nobel ödüllü ünlü iktisatçý Paul Krugman, Star gazetesinde yazýlarýný görebilirsiniz, bu tartýþmadan habersiz bir þekilde Sayýn Çaðlayan’ýn safýnda, AB Merkez Bankasý yöneticileri ise Babacan’a daha yakýn duruyorlar.

Konunun 2012 Türkiye’sinde tartýþýlmasý, Türkiye’nin özel diyebileceðimiz enflasyon ve bütçe performans tarihi veri iken, konuyu bizler yani Türkiye iktisatçýlarý için daha da çekici kýlýyor.

Yazýmýn baþlýðýnda belirttðim gibi bendeniz de Sayýn Babacan’ýn görüþlerine daha yakýn hissediyorum kendimi, gerekçelerimi açýklamak isterim.

Büyüme oranlarýnýn yüksekliði her zaman, her konjonktürde bir ekonominin temel önceliðidir, bunu bir kenara yazalým ama kýsa vadede bir toparlanma gayreti için de orta ve uzun vade büyüme oranlarýný heba etmenin bir anlamý yok.

2000’li senelerin temel ekonomik mottosunun, büyümenin ön koþulunun siyasi ve  ekonomik istikrar olduðunu düþünüyorum; bütçe disiplini de, kendi baþýna, siyasi ve ekonomik istikrarýn yeterli koþulu olmasa dahi, en azýndan gerekli koþulu.

Bütçe açýklarý kýsa vadede belki bir nebze canlýlýk getirebilir ama orta vadede, siyasi ve ekonomik istikrar ortamýný zedelemesi üzerinden, büyük zararlar üretmesi çok muhtemel.

Yukarýda bu tartýþmanýn Türkiye’de ayrý bir öneme sahip olduðunu yazdým çünkü Türkiye hala yüksek enflasyon hafýzasý çok canlý, bütçe açýklarýnýn sonuçlarýný da çok iyi bilen, iktisadi aktörleri de bunlara göre çok net pozisyon alabilen bir ülke.

Bütçe açýklarýnýn faizler ve faizler üzerinden de gelir bölüþümü üzerinde etkilerini de yine muhtemelen en iyi Türkiye biliyor; 2000’li senelerin baþlarýnda toplam vergi gelirlerinin yüzde doksanýnýn faiz ödemelerine gittiði korkunç bir ekonomiden bütçe disiplinini temel alan bir yaklaþýma gelerek söz konusu oraný yüzde 16’ya çektik, bu oran deðiþimi/azalýmý da yine muhtemelen AK Parti’nin on senelik iktidarýnýn en büyük baþarýsý.

Yüzde 16 da yani ödenen her yüz lira verginin on altý lirasýnýn hala faiz adý altýnda transfer harcamalarýna gitmesi de çok yüksek ama gelinen nokta büyük bir baþarý ve bütçe disiplininin bozulmasý ile birlikte bu oranýn tekrar ve hýzla yükselmesi, yanlýþ kullanýlan “rantiyeci” lafýnýn geri dönmesi bizlerin en büyük korkusu.

Büyüme için yatýrým, yatýrým için de tasarruf gerekiyor ama küreselleþme çaðýnda tasarrufun illaki de iç tasarruf olmasý þart deðil, önemli olan küresel tasarruf havuzundan daha büyük pay çekebilmek; küresel tasarruflarýn ülkemize giriþi de siyasi ve iktisadi istikrara baðlý, istikrar da mali disipline; yeterince açýk deðil mi?  

Türkiye’nin reel sektörü de bütçe açýklarý, yüksek faizler, yükselen enflasyon ortamýnda orta vadede en çok kaybedenin de kendisi olduðunu hatýrlamalý; geçmiþ sayýsýz örnekleriyle dolu.  

twitter.com/KarakasEser