Ben “uzun yola” çýkmadan önce son yazýmda Zaman gazetesi yazarý Ali Bulaç’ýn yazdýðý bir yazýyý eleþtirmiþtim. Yazýda Ali Bulaç’ýn, 1999 yýlýnda Saraybosna’da duyduðu bir iddiayý sayfasýna taþýyýp NATO’yu Türkiye’ye müdahaleye çaðýrdýðýný söylemiþtim.
Ali Bulaç’tan bir mail aldým.
Virgülüne dokunmadan sizlerin takdirine sunuyorum, sonuna da bir cümle notum olacak.
Ýþte Ali Bulaç’ýn o maili:
“Deðerli kardeþim
Bugünkü yazýný okudum. Beni NATO’yu çaðýrmakla itham ediyorsun. Aksine ben herkesi uyarmaya çalýþýyor, bir tehlikeye dikkat çekiyorum. Burada iki nokta var:
1) Ya yazýyý dikkatle okumamýþsýn, maksadýma aykýrý bir kanaat hasýl olmuþ sende.
2) Veya kasten yazýnýn maksadýna aykýrý bir sonuç çýkarýp beni böyle meþ’um bir suçla itham ediyorsun.
Sebep birinci þýk ise, bir daha oku ve yazýný tashih et; deðilse seni lanetleþmeye davet ediyorum.
Eðer ben NATO’yu iþgale çaðýrýyorsam ve yazý bu kasýtla yazýlmýþsaAllah’ýn, meleklerin ve lanet edebilen herkesin laneti üzerime olsun. Eðer maksadýma aykýrý kavgada her silah ve yol mübah diye bu yazýyý yazdýysan Allah’ýn, meleklerin ve lanet edebilen herkesin laneti senin üzerine olsun. Seninle Mahkeme-i Kübra’da (Din Günü’nde) hesaplaþýrýz.
Esasýnda sana yazmayacaktým. Fakat sabahtan beri rahmetli anneme, eþime ve yedi ceddime sinkaflý öyle küfürler yiyorum ki, buna tahammül edemedim, hiç deðilse bunu yazdým. Sana yazýklar olsun, hayatýný Ýttihad-ý Ýslam’a adamýþ, deðil NATO’ya AB üyeliðine bile sempatiyle bakmayan birini ahlaksýzlarýn ve psikopatlarýn küfür ve sövgülerine maruz býraktýn ya! Mülaaneden baþka sana söyleyecek aðýr söz bulamadým.” (Ali Bulaç)
Ali Bulaç’a kimler küfretti. Bu küfürlerde benim dahlim nedir bilmiyorum.
Lakin onun yazýsýný eleþtirmek baþka hakaret, küfür baþka. Bu küfürleri edenleri kýnýyorum.
Lakin okuduðunuz mailin sahibi Ali Bulaç’ýn beni “lanetleþmeye” çaðýrmasýna da þaþýrmadým desem yalan.
Zira kendisi Ýslam tarihini kesinlikle benden daha iyi bilir ve bu lanetleme iþinin kimler arasýnda nasýl olduðunun kitabýný yazmýþlýðý da vardýr.
Hal böyleyken Ali Bulaç’ýn köþe arkadaþý Ahmet Turan Alkan’ýn Tevrat’tan alýntýlarla Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý tehdit ettiðinde...
Ya da Lale Kemal’in MOSSAD’lý, CIA’lý yazýsýný gördüðünde...
Hadi söyleyeyim, Genel Yayýn Yönetmeni’nin “Gidecek, ya adam gibi gidecek, ya da gönderilecek” diye atarlandýðýný gördüðünde onlara da bir mülaane çaðrýsýnda bulunsaydý kendisini ciddiye alýrdým.
Neyse be Ali Abi, ben senin kitaplarýndan öðrendim, bugün senin durumunda olanlarý eleþtirmeyi!
Ýþimiz ahirete kaldý ama bilesin ki ben sana hakkýmý helal ettim!
Uzun yola çýkmaya hüküm giydim
Yakýn yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çýkmaya hüküm giydim.
mataramdaki suya tuz ekledim, azýðým yok
uzun yola çýkmaya hüküm giydim.
burada bitti artýk iþim, ocaðým yok
uzun yola çýkmaya hüküm giydim.
(Ýsmet Özel)
Siz bu satýrlarý okuduðunuz saatlerde ben nasipse Mekke’de Beytullah’ta tenimi insan seline, ruhumu ümmetin ruhuna katmakta olacaðým.
Nasipse Hacca niyetlendim, yola çýktým.
Cümlenizden helallik isterim.