Alın size Drogba!

Bizim ülkemizde, şöyle bir sıkıntı var. 30 yaşında üzerinde yabancı bir futbolcu transfer ettiğiniz zaman, hele o futbolcu bir de yıldız ise, rakip takım camiaları kıskançlıktan “Zaten posası burada” gibisinden saçma sapan sözlerle karalamaya çalışırlar.

Bunu, Drogba’ya bile yaptılar. Türkiye’deki tüm futbolcuların kariyer başarılarını toplasanız, neredeyse bir Drogba kadar etmez! İşte bu Drogba, dün neden kendisine dünya yıldızı dendiğini, nasıl futbolcu olduğunu cümle aleme gösterdi.

Galatasaray, ligin en zayıf takımı olarak görünen ve son sırada yer alan Akhisar ile deplasmanda karşılaşırken, yine deplasman sendromu yaşıyordu. Hücumda üretkenlik neredeyse sıfıra yakın, savunmada da saçma sapan hatalar yapıyordu. Sneijder iyi gibi görünüyor ama tam hazır ve maç ritminde olmadığı için, fazla etkili olamıyordu. Selçuk’un sezon başından beri süregelen formsuzluğuna Hamit’in de bir türlü seviye yükseltememesi eklenince, Galatasaray aradığı golü bir türlü bulamadı.

Burak-Umut ikilisi, sanki ilk kez yan yana oynarmış gibi, acemilikte birbiriyle yarışıyordu. Maç çok sıradan, zevksiz bir şekilde giderken, Fatih Hoca beklenen hamlesini yaptı.

Drogba’nın oyuna girmesi, bir anda işin rengini değiştirdi. Fildişili futbolcu topla ikinci buluşmasında öyle bir kafa vurdu ki, cümle aleme “Gol böyle atılır” dersi verdi. Onun oyuna girip olumlu işler yapması, Akhisarlı futbolcuları demoralize de etti. Hemen arkasından Drogba, Burak’a “Bari bir tane de sen at” kıyağını geçti.  İşin ilginç tarafı, Drogba’nın oyuna girmesinden sonra Sneijder’in de daha etkili oynamaya başlamasıydı. O da verkaçlarla gollük şutlar çıkardı.

Demek ki, gerçek bir dünya yıldızı, Türkiye gibi futbolun çok ileri düzeyde oynanmadığı ülkelerde, bir maçın rengini rahatça değiştirebiliyor.

Galatasaray’ı, sezonun en zor maçı öncesinde futboluyla eleştirmek doğru değil. Özellikle orta saha oyuncularının akıllarının Schalke’de olduğu bir maç izledik dün gece Manisa’da.