Alýþmadýk, alýþtýramayacaksýnýz!

Biz ergenlik yýllarýmýzdan bu yana nerdeyse hiç terörsüz yaþamadýk. Bizden önceki kuþak, 27 Mayýs’a giden yolda sokak çatýþmalarýný, polis-öðrenci yumruklaþmasýný, cübbelerini sýrtlarýna geçirip seçimle iktidara gelen Demokrat Parti’nin “defolup gitmesi” için sokaklarý tutan akademisyenleri gördü. Dehþet içinde, öðrencilerin Et Balýk Kurumlarýnda kýyma makinelerinden (!) geçirildiðini, mezbahalarda çengellere asýlýp öldürdüðü yalanlarýný dinledi; 27 Mayýs sonrasý kimi basýnýn bu palavralarý nasýl da ballandýra ballandýra yazdýklarýný okudu; korkudan dudaðý uçukladý.

Bizim kuþaksa lise çaðlarýnda, üniversiteli aðabeylerinin nasýl da saðcý-solcu diye ikiye bölünüp birbirini kýrdýðýný izledi. Her gün bombalar patlýyor, kahveler makineli tüfeklerle taranýyor, insanlar kaçýrýlýyor, bankalar soyuluyor, iþ adamýndan ensesi az biraz kalýn esnafa deðin herkesten haraç alýnýyordu. Kimi sendikalarýn da içine terörist kaçmýþ, ikide bir greve gidiyor silahlý çatýþmaya ortak olsun diye emekçiye davetiye çýkarýyordu. Böylesi bir har-gür bizi 12 Eylül’e sürükledi. Millet, Evren ve arkadaþlarýna kurtarýcý diye sarýldý; yaptýklarý her acýmasýzlýðý, örneðin 17 yaþýndaki çocuklarýn yaþýný büyütüp ipe çekmelerini bile kýlýný kýpýrdatmayarak izledi. Turgut Özal döneminde terörün pek sesi soluðu çýkmadýysa da 90’lý yýllarla birlikte faili meçhullerle tanýþtýk. Devlet geçmiþ yýllarýn öcünü alýyordu; PKK’ya destek olanlarý öldürüyor, yol kenarýna fýrlatýp atýyordu cesetlerini. Yani örgüt terörü yerini devlet terörüne býrakmýþtý. Gladyo’nun evlatlarý Özel Harp ve JÝTEM, Güneydoðu’da tam bir insan avýna kalkýþmýþtý ki, bunlar çok derin yaralar açtý toplumda. Kurunun yanýnda yaþ da yandý kül oldu!

Ak Parti iktidarý toplumsal uzlaþýnýn þart olduðunu, terörün ancak böyle bitirileceði gerçeðinden yola çýkarak, Çözüm Sürecini baþlattý. Bu toplumsal barýþ sürecini ülkenin yarýsý anlamamakla kalmadý, kimi sözde aydýnlar da baltalamak için elinden geleni yaptý. Bu arada PKK, evrilip devrilerek ABD’nin Chicago’sunu 1930’lu yýllarda mesken tutmuþ Murder Inc., (Cinayet Anonim Þirketi)’ne dönüþmüþtü. Parayý bastýranýn uyuþturucusunu koruyor, adam öldürüyordu kim olduðuna bakmaksýzýn. Türkiye’yi karýþtýrmak, ülkenin güçlenip bölgedeki petrol ve doðal gaz ticaretinde söz sahibi olmasýný istemeyenler PKK’yý kiralamaya baþlamýþtý. PKK’nýn Kürtlerle, Kürtlerin istekleriyle uzaktan yakýndan ilgisi kalmamýþtý. Zaten örgütteki Kürt kökenli gençlerin sayýsý azalýyor, yerlerini paralý askerler alýyordu. Çözüm sürecinin baþarýya ulaþma ihtimali arttýkça ve PKK’nýn “yasal” uzantýsý HDP, tatlý su aydýný bir yýðýn cahilin, salt Ak Parti iktidar olmasýn diye verdiði oylarla TBMM’ye girmeyi baþarýnca PKK, PYD’si aracýlýðýyla özerklik ilan etmeye baþladý! Hükümet iþin nereye varacaðýný görmüþtü amma son bir umut çözüm sürecini tamamlayabilmek için çabaladý. Býçak kemiðe dayanýnca da TSK göreve geldi. Çözüm süreci Güneydoðu’nun kendine gelip toparlanmasý, TC’nin diðer bölgeleriyle kucaklaþmasý için büyük bir fýrsattý. Bu arada Türkiye’nin büyüyüp geliþtiðini, hem bölgede hem dünyada söz sahibi olmaya baþladýðýný görenler, devletin kýlcal damarlarýna sýzmýþ din ticaretinin ustalarýný harekete geçirdi. PKK bir yandan din tüccarlarý öte yandan, Tayyip Beyi ve Ak Parti’yi alaþaðý edeceklerini sandýlar. Ama olmadý. TSK’nýn saðduyusu ve milletin teröre alýþmayacaðýný haykýrmasý, devletin din tüccarý CIA ajanlarýnýn üstüne gitmesi ve yok etmeye baþlamasý, özerklik ilan ettiðini haykýran kasaba ve köylerin PKK katillerinden birer ikiþer temizlenmesi, Türkiye’nin dimdik ayakta olduðunun somut kanýtýdýr. Evet teröre ve kaltabanlýða ALIÞMADIK, ALIÞMAYACAÐIZ!..