Proteinin kas kütlesi için önemli olmasýna karþýlýk, potasyum ve magnezyum bakýmýndan zengin besinlerin de katkýsý büyük.
Ýskelet kasý kütlesi ve kuvvetinde, saðlýklý kiþilerde bile 40’lý yaþlardan itibaren baþlayan zayýflama yaþlýlýkta iþlevsel becerilerde ister istemez azalmaya yol açýyor. Özellikle ileri yaþlarda gözlenen düþmeler ve yol açtýðý kýrýklara baðlý tedavi ve bakým harcamalarý tüm ülkelerin saðlýk bütçelerinde büyük bir yer tutuyor. ABD’de yýlda 17 milyar dolar, Ýngiltere’de ise 2.3 milyar pound gibi yüksek meblaðlar söz konusu. Bu bakýmdan, iskelet kasýnýn korunmasýna ve dolayýsýyla düþme ve kýrýklarýn önlenmesine yönelik alýnacak önlemler arasýnda özellikle kemik yoðunluðunun korunmasý ve denge bozukluklarýnýn giderilmesine yönelik uygulamalar öne çýkýyor. Ýskelet kasý kaybýna yol açan etkenler arasýnda süreðen böbrek yetmezliðiyle birlikte metabolik asidozun önemli rolü bulunduðu biliniyor. Ancak saðlýklý kiþilerde kas kaybýna yol açan nedenler tam olarak açýklanamýyor.
Kas metabolizmasýnda beslenme önemli rol oynuyor. Proteinlerin kas yapýsý ve iþlevinde bilinen katkýsýnýn yaný sýra D vitamininin rolü hakkýnda bazý kanýtlar bulunuyor. Protein yetersizliði azot dengesinde bozukluða yol açarak iskelet kasýnda kayba yol açýyor. Günlük beslenmedeki asit-alkali dengesi, asit (proteinli besinler) ve alkali (meyve ve sebzeler) özellikteki besinler arasýndaki oranla ifade ediliyor. Et, balýk, yumurta, süt ürünleri ve tahýl gibi asit özellikteki besinlerin fazla tüketilmesi durumunda, içerdiði kükürt taþýyan amino asitlerin (sistein ve metionin) karaciðerde metabolize olmasý neticesi açýða çýkan hidrojen iyonlarý kanýn pH’ný asidik yapabiliyor. Buna karþýlýk alkali özellikteki besinlerdeki karbonat iyonlarý vasýtasýyla oluþan bu hafif metabolik asidozu dengelemeye çalýþýyor. Dolayýsýyla dengeli beslenmenin iskelet kasý iþlevlerinin korunmasýndaki rolü son derece önemli.
ÝKÝZ KADINLAR ÜZERÝNDE DENEY YAPILDI
Ýngiltere’de yürütülen bir çalýþmanýn kýsa süre önce açýklanan sonuçlarý bu konuda bazý bilgiler saðlýyor. Çalýþmanýn ilginç olan kýsmý 18-79 yaþlarý arasýnda ikiz kadýnlar üzerinde yürütülmüþ olmasý. Çalýþmanýn dikkati çeken kýsmý ikizler üzerinde yürütülerek olasý kiþisel farklýlýklarýn en düþük seviyeye indirilebilmesi. Ayrýca 2 bin 689 kiþi gibi yüksek sayýda ve geniþ bir yaþ aralýðýnda gönüllülerle yapýlmasý, sonuçlarýn daha gerçekçi olabilmesi bakýmýndan önemli. Ýkiz gönüllülerin günlük beslenmeleri kaydedilerek uluslararasý besin indekslerinde yer alan deðerler hesaplanmýþ. Gönüllülerin idrar pH’sýndaki (asitlik deðeri) deðiþimler günlük olarak (24 saat boyunca) kaydedilmiþ. Birçok analiz deðerlendirmeye alýnmýþ.
Sonuç olarak, protein ve onun saðlayacaðý yeterli azot dengesinin kas kütlesi için önemli olmasýna karþýlýk, alkali özellikteki besinlerin -bilhassa potasyum ve magnezyum bakýmýndan zengin besinlerin- katkýsýnýn da gözardý edilemeyeceði bildiriliyor. Bu bakýmdan her iki grup besinin de dengeli bir þekilde tüketilmesi gerektiði ifade ediliyor.
Peki dengeli beslenme ne olmalý? Asidik olarak tanýmlanan protein grubu besinler arasýnda yer alan et, balýk, yumurta, süt ürünleri ve tahýllar çoðumuzun kolaylýkla vazgeçemeyeceði besinler; alkali olarak tanýmlanan meyve ve sebzelere göre hangi oranda tüketilmeli?
Araþtýrmacýlarýn yaptýklarý hesaplara göre herbir ölçek protein grubu besine karþýlýk, 0.7 ölçek meyve ve sebze tüketilmesi iskelet kasý kütlesinin korunmasý bakýmýndan önemli.