BÝR: Ergenekonve Balyoz örgütlerinin varlýðýna binlerce kanýt getirebilirsiniz. Örgütün “varlýðýný” tartýþmak baþka, adý geçen örgütlerle ilgili yargýlamalarýn adil yapýlýp yapýlmadýðýný tartýþmak baþka.
Namuslu bir aydýn, “Bu örgütler hayaliydi” açýklamalarýna cevap vermeden önce, yargýlamalarda hukuka uygun davranýlýp davranýlmadýðýna bakar.
Hukuka riayet edilmiþ midir?
Edilmemiþtir.
Sizin bu örgütlerle ilgili yayýnlarýnýz ahlaka uygun muydu?
Deðildi.
Manþetlerinizle/haberlerinizle/bavulcularýnýzla, büyük bölümü FETÖ imalatý olduðu sonradan ortaya çýkan sahte belgelerinizle, zaten adaletli olmayan bir yargýlamayý, daha da “adaletsiz” hale getirdiniz; bu uðurda “ölümüne” uðraþ verdiniz.
Efendim, Ergenekon ve Balyoz’a en büyük kanýt, Hrant Dink cinayetiymiþ...
Kanýt aramýyoruz...
Senden kanýt isteyen olmadý.
Ýlkokul mezunu bir marangozu koskoca HSYK’ya imam tayin eden “hukukunuzu” çözmeye çalýþýyoruz ve burada bir anomali görmeyen vicdanlarýnýza hayret ediyoruz... (Taha Akyol gibi þiþme liberaller buna “hukukun üstünlüðü” diyor.)
Madem öyle, bugün Hrant Dink cinayetiyle irtibatlandýrýlan Emniyet istihbarat elemanlarýnýn isimlerini niçin ketmettiniz o belgeden?
Belge, devlet içindeki bir yapýlanmayý deþifre ediyordu.
Fetullahçýlara avantaj getirecek bir tasarrufa gittiniz ve o isimleri kararttýnýz.
Neden?
Elinize geçen her belgeyi fütursuzca manþete çakýyorsunuz da, devlet içindeki “paralel oluþuma” iþaret eden ve sonradan Hrant Dink’in öldürülmesini kolaylaþtýracak o isimleri niçin cýmbýzla çekip alýyorsunuz?
Kim verdi size o talimatý?
Resen mi yaptýnýz?
Hrant Dink cinayetini aydýnlatacak hayati önemdeki bilgileri gizleyerek ve ölümüne “susarak” ne yaptýðýnýzý zannediyorsunuz? Ve ne yapmýþ oldunuz?
Peki, hangi yüzle “Hrant Dink gazetecilik ödülünü” kabul ettiniz?
Hadi Allah korkunuz yok, Dink ailesinden ve tarihten de mi utanmadýnýz?
ÝKÝ: Bir Fetullahçýyla oturup sanat edebiyat konuþmak, Beþiktaþ maçýna gitmek seni “darbeci” kýlmayabilir... Darbenin þartlarýný oluþturmak için her melaneti sergiledin, orasý ayrý... Ama “Müslüman Türk hükümeti Kürtleri bombalýyor” diye yazarsan, sana hem kötü niyetli bir adam, hem “dünyanýn en cahil yazarý” derler.
Müslümanlýk nedir?
Ýktidar dini midir?
Ýktidardakileri “Müslümanlýkla” tanýmlayacaksak, Kürtleri hangi aidiyete yerleþtireceðiz?
Hayatýnda kaç Kürt gördün ve onlarýn hangi inanç dairesine ait olduðunu düþünüyorsun?
ÜÇ: Danton savunmasý, iyi hoþ da... Ben devletin yerinde olsam, seni darbecilikten deðil, “ahlak”tan yargýlardým.
DÖRT: Fetullahçý firari polis ve gazeteciler, darbe davasýnýn gizli tanýðý olduðum yalanýný dolaþtýrýp duruyorlar. Ahmet Keleþ ben deðilim... Soy ismim bile farklý... Bugüne kadar hiçbir davanýn gizli ya da açýk tanýðý olmadým. Hiçbir davaya “müdahil” olarak baþvurmadým. Kendi hukukumun peþine bile düþmedim, yani küfredenlere dava bile açmadým; kaldý ki bir davada “gizli tanýk” olacaðým... Allah bu yalaný dolaþtýran Fetullahçý þerefsizlerin evlerine ateþler salsýn, bir þey olmalarýna fýrsat vermesin, onlarý kahru periþan eylesin. Baþka ne diyebilirim ki?
HAMÝÞ
ByLock’çularýn “maðduriyeti” üzerinden Kemal Kýlýçdaroðlu’nun yürüyüþüne destek veren Star yazarý, “Bir kere daha oku, anlamaný umarým” diyor. Nasýl bir kibirdir bu! Mecazlarla ve eðretilemelerle örülü, ancak belli bir kavrayýþ düzeyinin nüfuz edebileceði yazýlar yazdýðýný mý zannediyorsun? Nedir ki yani? Erdoðan’la “meseleni” gizleyemiyorsun, sürekli ByLock’un “delil” niteliðine saldýrýyorsun. Bu kadar netsin!