Öncelikle depremde hayatýný kaybedenlere rahmet yakýnlarýna sabýrlar diliyorum.
Ýkinci olarak dur durak bilmeden gece gündüz arama kurtarma çalýþmasý yapan kahramanlara içtenlikle teþekkür ediyorum.
Tabii ki en coþkun sevinç enkazdan canlý kurtarýlabilen afetzedeleri görmektir.
‘Allah esirgesin’ diye dua ediyoruz ama insan kendisini korumazsa Allah’ýn esirgemeyeceðini bilmemiz gerekir.
Duanýn kabulü için önce tedbir almak gerekir ki biz buna ‘fiilî dua’ diyoruz. Kolonu kesilmiþ yahut çürümüþ bir binada oturup sonra Allah’tan esirgemesini dilemek Allah ile alay etmektir.
Ben ‘Allah hepimize akýl fikir iz’an versin’ diye dua ediyorum.
Çünkü hiçbir tedbir almadan iþi Allah’a havale etmek gibi bir aymazlýk içindeyiz.
Her deprem bu aymazlýðýmýzý yüzümüze vuruyor, yine akýllanmýyoruz.
Ýstanbul için bilim insanlarýnýn tespitlerini dinliyoruz ama kurbanlýk koyun gibi o günü bekliyoruz.
Bir ilçe belediye baþkaný bana aynen þunu söyledi: ‘Ýlçemizde bir büyük deprem olsa kurtarma çalýþmasý yapmak mümkün olmaz, yapýlacak tek iþ cesetlerin kokmamasý için ilaçlama yapmaktýr.’
Evet, zamanýnda gecekondularla oluþan ilçelerimizin genel durumu böyle.
Kentsel dönüþüm yapýlýyor ama çok yavaþ ilerliyor.
Ýstanbul’un eski yerleþim birimlerinde de 1999’dan önce yapýlmýþ binalar için ayný tehlike söz konusu.
Çünkü Ýstanbul 1998 yýlýna kadar 2. Derecede deprem bölgesi kabul ediliyordu. Bunun anlamý bina kolanlarýnýn 25 cm. eninde olmasýný gerektiriyordu ve binalar ona göre yapýlmýþtý. Oysa 1999 depreminden sonra Ýstanbul 1. Derecede deprem alaný ilan edildi. Bunun anlamý da kolon kenarlarýný en az 35 cm. olmasýný gerektiriyordu.
1994’ten sonra Ýstanbul’da gecekonduya izin verilmedi. KÝPTAÞ gecekonduyu engelledi. Ama 1999’dan önce yapýlan binalarýn hepsi risk taþýyor.
Ýþin daha garibi 1994’ten önce Ýstanbul’un Nâzým Planý yoktu. Daha da ilginci ÝBB bu planý yapmak için yola çýktý Mimar Odasý önce destek verdi sonra dava açýp yapýlan planý iptal ettirdi!
1999 depremi yönetimleri olumlu kararlar almaya da sevk etti.
ÝBB 1999 depreminden sonra Afet Koordinasyon Merkezi AKOM’u kurdu.
2009 yýlýnda hükümet Afet ve Acil Durum Yönetim baþkanlýðý AFAD’ý kurdu. Misyonu“Afet ve acil durumlara iliþkin süreçlerin etkin yönetimi için gerekli çalýþmalarý yürütmek, ilgili kurum ve kuruluþlar arasýnda koordinasyonu saðlamak ve bu alanda politikalar üretmek”olan AFAD kurulduðu günden beri de örnek çalýþmalar yaptý.
Mesela Van depreminde ilk 6 saatte binden fazla kurtarma personelini olay yerine sevk etmiþ, 18 gün içinde 75 bin çadýr daðýtmýþ, 39. Gün afet konutlarýný inþaya baþlamýþ ve birinci yýlda 15 bin 341 konut teslim etmiþtir.
Ýçiþleri Bakanlýðýna baðlý olarak çalýþan AFAD olay bölgesindeki koordinasyonun da merkezidir. Gerek resmi kurumlarýn gerek belediyelerin gerekse sivil toplum örgütlerinin koordinesi AFAD’a baðlýdýr.
Ýzmir depreminde de ayný hýz ve duyarlýlýðý göstermiþtir.
Bu yüzden daha ortada belge verilmesi söz konusu deðilken bir siyasetçinin ‘AFAD çadýrlarýný kullanabilmeniz için evinizin hasarlý olduðunu belgelemeniz gerekiyor. Belediyelerimizin çadýrlarýný ise ihtiyaç sahibi olduðunu belirten herkes kullanabilir’ diyerek yaptýðý ucuz politikaya hem bakan yardýmcýsý hem de AFAD baþkaný cevap vermek zorunda kalmýþtýr.
Evet, hükümetimiz de belediyelerimiz de afet konusunda ciddi çalýþmalar yapýyor. Ancak çalýþmalar aðýrlýklý olarak kurtarma eksenli.
Oysa asýl yapýlmasý gereken afete hazýrlýklý olmaktýr.
Kuran-ý Kerim her zaman ders alacaðýmýz hükümlerle ve öðütlerle doludur. Hz. Nuh kýssasý afetler hususunda öðütler verir.
Dolayýsýyla, afete hazýrlýklý olmanýn zirve örneði tufan gelmeden gemisini hazýrlayan Hz. Nuh’tur.
Kuran bize Hz. Nuh gibi afetler gelmeden önce hazýrlýk yapmamýzý öðütlüyor.
Elbette ki depreme hazýrlýklý olmanýn baþýnda saðlýklý yapýlaþma gelir. Ýnsaný deprem deðil bina öldürür gerçeðini bir kez daha yüze yakýn caný bedel ödeyerek gördük.
Hükümet ve belediye artýk kimsenin gözünün yaþýna bakmamalý, depreme dayanýksýz evleri tahliye etmeli, yýkýp dayanýklýsýný yapma kararlýlýðýný göstermeli.
Dikey mimariye artýk geçit verilmemelidir. Ýstanbul’da yeni binalara 4-5 kattan fazla izin verilmeyeceði kararýna raðmen gökdelenlerin yükselmesi hayra alamet deðil.
Alýnacak tedbirleri uzmanlar detayýyla anlatýyorlar. Yetkililer o uyarýlara dikkat etmeli ama asýl halk olarak bizlerin yetkililere kolaylýk göstermemiz gerekir.
Aksi takdirde enkazdan hangimiz sað çýkar hangimizin cansýz bedenine ulaþýrlar orasýný Allah bilir.