Dün Tayyip Erdoðan’ýn baþ dostu olup da bugün baþ düþmaný olan Ahmet Altan türü liberaller, onu yýpratmak için ne mümkünse yapýyorlar.
Bu konudaki baþ müttefikleri de Fethullahçýlar.
Fethullahçýlarýn 17-25 Aralýk ses kayýtlarýný delil gösterip, Tayyip Erdoðan’a “Çaldýn” diyorlar.
Acaba milletin nezdinde ne kadar inandýrýcý oluyorlar?
Çünkü Ergenekon, Balyoz gibi davalarýn delili olan Fethullahçýlarýn CD’leri sahte çýkmadý mý?
Millet Fethullahçýlarýn 17-25 Aralýk ses kayýtlarýna da “Acaba bunlar da sahte mi” diye þüpheyle bakmaz mý?
Kaldý ki baþkasýna “Kirli” diyenin önce kendisinin temiz olmasý lazým.
Baþkasýna “Çaldýn” diyenin önce kendisinin çalmamasý lazým.
Peki mesela dün Tayyip Erdoðan’ýn baþ dostu olup da bugün baþ düþmaný olan Ahmet Altan böyle biri mi?
Hadi gelin gerilere, 13 Kasým 1993 gününe götüreyim sizi.
O zaman Sabah gazete grubunda çalýþmaktaydým ve baþyazarý olduðum gazetede 13 Kasým 1993 günü Atakürt! baþlýklý bir yazý yazmýþtým.
Bana Atakürt esprisinin ilhamýný veren de o günlerde bir Alman milletvekilinin, “Abdullah Öcalan, Kürtlerin Atatürk’üdür” diye konuþmasýydý.
Bu fikirde olan sadece o deðildi; diðer Alman milletvekilleri de bu konuþmaya destek olmuþlardý.
Bugün Ermeni soykýrýmýný kabul eden Alman milletvekilleri, o gün de Abdullah Öcalan’ý Kürtlerin Atatürk’ü olarak görmekte, kabul etmekteydi.
Ýþte Alman milletvekillerinin bu yaklaþýmýndan yola çýkarak, espriyle karýþýk dedim ki; “Bunlar yakýnda Abdullah Öcalan’ýn soyadýný Atakürt olarak deðiþtirirlerse hiç þaþmayalým!”
Ve ardýndan Atakürt baþlýðýna uygun bir yazý yazdým.
Aradan uzun bir süre geçti.
Derken Milliyet gazetesinde Ahmet Altan’ýn, “Atakürt” baþlýklý bir yazýsý çýktý.
Bu baþlýklý yazýyý daha önce ben yazmama raðmen yine de hiç ses çýkartmadým.
Çünkü birçok yazý baþlýðýmýn, yazý içeriðimin baþkalarý tarafýndan çalýnmasýna alýþýktým.
Ancak bu yazý nedeniyle Ahmet Altan’a yönelik baskýlar artýnca, “Asýl suçlu Ahmet Altan deðil benim; çünkü Atakürt baþlýklý yazýyý Ahmet Altan’dan önce ben yazmýþtým” þeklinde bir yazý kaleme aldým.
Ne var ki bu koruyucu tavrýma raðmen Ahmet Altan’ýn sitemiyle karþýlaþtým.
Ahmet Altan, “Niye Atakürt baþlýklý yazýyý benden önce senin yazdýðýný açýkladýn; beni hýrsýz yaptýn” diyerek bana sitem etti.
Ardýndan da benimle selamý sabahý kesti.
Sen baþkasýna ait bir yazý baþlýðýný ya da baþkasýna ait bir yazý içeriðini alýntý yaptýðýný belirtmeden kendin yazmýþ gibi kullanýrsan, bunun adý alýntý deðil çalýntý olmaz mý?
Ahmet Altan göre, Atakürt baþlýklý yazýnýn benden çalýntý olduðunu açýk etmemeliydim.
Oysa Ahmet Altan bana sitem edeceðine, tavýr alacaðýna, çýkýp özür dileyebilirdi.
Nitekim Gülay Göktürk, bir çalýntý yazý nedeniyle çýkýp mertçe özür dilemiþti.
Ve de mahçup bir ifadeyle, “Bir hata yaptým; bir çocukluk yaptým; komþunun bahçesinden erik çaldým” demiþti.
Neyse yeniden konumuza, Fethullahçýlarýn 17-25 Aralýk ses kayýtlarýna gönderme yapýp Tayyip Erdoðan’a “Çaldýn” diyen Ahmet Altan gibilere dönüp yazýmýzý noktalayalým.
Dedim ya, baþkasýna “Çaldýn” diyenin, önce kendisinin çalmamasý lazým.
Baþkasýna “Kirli” diyenin, önce kendisinin temiz olmasý lazým.
Böyle olmazsan inandýrýcý olamazsýn.