Fransa’dan sonra Almanya da, karþýlýklý acýlarýn yaþandýðý Ermeni tehcirini “soykýrým” olarak tanýdý. Osmanlý imparatorluðunun parçalanmasýnda Rumlarý, Ermenileri kullanan Avrupa, Ermeni acýlarýnda en büyük pay sahibi olan Almanya, þimdi de bu acýlarý siyasete malzeme yapýyor. Ayný Avrupa, PKK terör örgütüne de himaye ve destek saðlýyor.
Almanya Federal Meclisi’nin kararý, özü itibariyle Türkiye’yi kontrolde tutmayý, Türkiye’nin AB üyeliðini engellemeyi ve Erdoðan’a boyun eðdirmeyi amaçlýyor.
Bugün Türkiye’nin AB üyeliðine en çok karþý olan ülkeler Fransa ve Almanya’dýr. Türkiye’nin üyeliðine karþý Avrupa kamuoyu “Ermeni soykýrýmý” kararlarý ile hazýrlanmaktadýr.
Ayrýca Avrupa’da yaþayan Türklere de “ya Avrupa’da asimile olur, bizim gibi düþünür ve davranýrsýnýz, ya da Türkiye’den yana olur Avrupa’yý terk eder giderseniz...” denmektedir.
Almanya’nýn “soykýrým” kararýndan sonra, Almanya’da yaþayan eðitimli, ticaret, sanayi ve yerel siyasette öne çýkmýþ Türkler bu kararý sorgulayamayacaktýr. Bu karara itiraz eden bir Türk’ün Almanya’da, hatta bütün Avrupa’da medya, siyaset, iþ ve akademi dünyasýnda üst basamaklara çýkmasý mümkün deðildir. Almanya, bu “soykýrým” kararýný, Türklerin asimile olmasý, boyun eðmesi ve kendilerince ehlileþtirilmesi için sopa olarak kullanacaktýr. Bu karar, Almanya’da kendi deðerlerine ve kimliðine sahip çýkan Türklere karþý bölücü, mezhepçi, Gülenci derneklere bundan böyle daha fazla müsamaha gösterileceði anlamýna da gelmektedir. Almanya’daki Gülenist derneklerin, Almanya Federal Meclisi’nin kararýna nasýl bir tepki vereceklerini göreceðiz...
Almanya, yüz yýllýk Türk dostluðunu bir kalemde çizip atmýþtýr. Bundan nasýl bir yarar umduklarýný bize izah etmeleri ve bizi ikna etmeleri mümkün deðildir. ABD de, PKK’ya verdiði desteði izah edemiyor, Brüksel de, Avrupa Parlamentosu’nun dibine kurdurduðu PKK çadýrlarýný, PKK’ya saðladýðý himayeyi izah edemiyor...
Fransa’nýn, Almanya’nýn ve onlardan önce “soykýrýmý” tanýyan ABD’nin, Türkiye ile Ermenistan arasýndaki iliþkilerin düzelmesini düþündükleri falan da yok. Çünkü bu kararlar, eski yaralarýn kaþýnmasý demek ve yeni nesillere düþmanlýk aþýlanmasýný saðlýyor.
Avrupa, aslýnda mülteci sorunu ile birlikte bir yabancýlar sorunu yaþýyor. Daha açýkçasý Müslümanlara karþý Avrupa, Batý’nýn demokrasi ve insan haklarý konusundaki ikiyüzlülüðünü, çifte standardýný ortaya döken büyük bir sýnavdan geçiyor. 11 Eylül saldýrýlarýndan sonra NATO’da düþman kuvvetlerin rengi kýrmýzýdan yeþile döndü. Haçlý zihniyeti ABD baþkaný Bush’un aðzýnda pelesenk oldu. Avrupa giderek yabancý düþmanlýðýnýn, Türk düþmanlýðýnýn sonu belirsiz cenderesinde sýkýþýyor.
Hitler, Mussolini, Stalin Avrupa’nýn baðrýndan çýktý. Irkçýlýk, faþizm, soykýrým, siyahlarý köleleþtirme, kendinden olmayanlarý ötekileþtirme Batý’nýn tarihinde var.
Birinci Dünya Harbinde Türklerle Ermeniler büyük acýlar yaþamýþtýr. Ama Ermeni soykýrýmý olmamýþtýr. Bu millet tarihinin hiçbir döneminde sýrf ýrkýndan dolayý kimseye soykýrým uygulamamýþtýr. Bu millet binlerce Ermeni çocuðu evlatlýk edinmiþtir. 500 küsur yýl önce Ýspanya’dan kaçan Yahudilere kucak açan da bu millettir. Almanya, Yahudilere yaptýðý soykýrýmý, bizi kendisine ortak yapmaya çalýþarak vicdan azabýný hafifletemez.
Millet olarak da devlet olarak da her gün þehitler verdiðimiz zor bir dönemden geçiyoruz. Hem içeride hem dýþarýda kim dost, kim düþman netleþiyor. Yerli ve milli duruþu neden savunduðumuz, neden güçlü ve büyük Türkiye özlemi çektiðimiz daha iyi anlaþýlýyor.