Almanya ile hangi yeni sayfa…

Baþbakan, siyonizmin kontrolünde, Pentagon’un emrinde Almanya ile yeni bir sayfa açmayý arzu ettiðimizi söyledi. Ýyi niyetli bir atak. Eðer, Türkiye’nin bu devlete karþý son “zeytin dalý” gösterisi deðilse, kusura bakmayýn, imkansýzý zorluyorsunuz.

PKK’ya yataklýk eden, FETÖ’yü koruyup kollayan, hatta Ege’de Yunanistan’ý bile üzerimize sürmeye çalýþan bir devletten söz ediyoruz.

Yunanistan, çaldýklarý helikopterle kendisine sýðýnan 0 8 kaçaðý aslýnda bize verecekti, ilk açýklamalar ve siyasi duruþ o yöndeydi, birden fikir deðiþtirdi, neden? Eh, önce Çipras sonra da Merkel’e sormak gerekiyor.

 

Kendi yasalarýný çiðniyorlar…

SETA araþtýrma uzmaný Zeliha Eliaçýk’ýn analizine göre (Darbecisever Demokratik Almanya, 12 Þubat, 2018, Anadolu Ajansý) Almanya’da þu anda diplomatik pasaport sahibi 260, üst düzey kamu görevlisi 508 olmak üzere toplam 768 FETÖ’cü darbeci var. Alman mahkemeleri ve siyaseti bu þahýslarý, iade edildikleri takdirde kötü muamele ve adil olmayan yargýlamayla karþýlaþacaklarý gerekçesiyle koruma altýna almýþ durumda…

Eliaçýk’ýn analizinde önemli bir detay var: Vatana ihanet ve darbecilik Alman kanunlarýnda da suç!.. Almanya bu þahýslarý iade etmese bile, kendisi yargýlamak zorunda, bunu da yapmýyor, yasalarýný çiðniyor.

Normaldir. Çünkü bunun iþaretini 15 Temmuz ihanetinden sonra izlediði politikayla göstermiþ, hatta, Alman iç istihbarat þefi Bruno Kahl’in 18 Mart 2017’de Der Spiegel’e yaptýðý açýklamayla da resmileþtirmiþti. Kahl, FETÖ’yü dini ve seküler bir STK olarak gördüklerini söylemiþti!..

Kahl’ýn baþýnda bulunduðu teþkilat, Almanya sokaklarýný PKK bayraklarý ile donatan teröristleri de “liberal ifade özgürlüðünün” bir parçasý olarak görüyor.

Merkel’in, Yýldýrým’la basýn toplantýsýnda sergilediði tutum, öyle, uzlaþmaya yakýn bir çizgiyi temsil etmiyordu.

Belli ki, bir planlarý var ve hedeflerinde radikal bir deðiþiklik olacaðýný düþünmek aþýrý iyimserlik olur.

Necip Hablemitoðluboþ yere mi öldü?.. Hatýrlayýn.

 

Bir hukuk sorunu…

Hafýzam beni yanýltmýyorsa, Cumhurbaþkaný, Die Welt muhabiri Deniz Yücel için “PKK’lý bir Alman ajaný” demiþti, bunu, sanýrým soyaðacýna bakarak söylemedi, devletin verdiði raporlara dayanarak konuþtu.

Ayný isim, Baþbakan’ýn Berlin ziyaretinde verdiði ýlýmlý mesajlardan bir-kaç saat sonra tahliye edildi!..

Madem tahliye edilebilecek bir konumdaydý, neden “zamanlamasý manidar” oldu?

Eðer, ortada bir “casus takasý” varsa, açýklayýn, sakinleþelim.  Ama sakýn, “bilmediðin þeyler var, göreceksin” diyerek bizi devletin gri noktalarýna yönlendirmeyin, burasý da en az Almanya kadar bir demokrasi, kamuoyu cevap bekler, bilin.

Kamuoyu Deniz Yücel’in özel uçakla anavatanýna kavuþmasýndan bu yana kaçak FETÖ’cü sosyal medya hesaplarýnda yaþanýlan sevinç naralarýný izliyor ve hayli rahatsýz…

Uyarýyorum: Bu ülkede bazý iþler ters gitmeye baþlarsa, bedelini millet olarak hep birlikte öderiz…

 

Savrulursanýz, kaybedersiniz…

Türkiye’yi neyle tehdit ediyorlar, iç savaþ çýkarmakla mý?.. Bunun ana komuta merkezinin Almanya olduðunu mu söylüyorlar?.. Sünni-Alevi, Türk-Kürt hatlarýný zorlayarak Anadolu’yu karýþtýracaklarýný mý bildiriyorlar?

Ba-þa-ra-maz-lar…

Millet burada, her türlü tehdide karþý sýrtýnýzý yaslayacaðýnýz tek güç…

Bilin: Savrulursanýz, kaybedersiniz…

O Tillerson buraya bu kez koþarak gelecek, çünkü, Rusya, Suriye hava sahasýný Ýncirlik’ten kalkan ABD uçaklarýna kapatýyor. Neden?.. Çünkü Deyr-Zor’da PKK/YPG’ye karþý harekata hazýrlanan rejim güçlerini vurup, aðýr kayýp verdirdiler. Þimdi yeniden yýðýnak yapýyorlar, Ýsrail F-16’sýnýn düþürülmesi de ilk iþaretti.

 

Ya varsýn, ya yoksun…

Eðer, çok yerinde bir tespitle, milletin kuþatýldýðýný, emperyalizmin, devletin bekasýna dönük bir saldýrýsý olduðunu söylüyorsak, tek gerçek  var: Ya varsýn, ya yoksun…

Emperyalizm seni hedefine oturtmuþsa, günü birlik uzlaþma manevralarýyla varlýðýný koruyamayacaðýn açýk gerçektir.

Erdoðandemedi mi, “ya olacaðýz, ya öleceðiz…” Doðru teþhis!.. O zaman teþhisin yolundan yürüyeceðiz, kaçýþ  yok…

Tahmin bile edemeyeceðimiz ihanet, öngörmediðimiz emperyalist kuþatmayla karþýlaþtýk… Erdoðan’a millet olarak þükran borçluyuz, onun, 2009’da Davos’taki “one minute”undan bu yana sergilediði tutum,  millete bunu gösterdi…

Sakýn, Erdoðan’ýn elini-kolunu baðlayacak hamlelere izin vermeyin.

Milletle arasýný açarsanýz bedeli aðýr olur.

Milletin 15 Temmuz’daki duruþu bakidir: Ya istiklal, ya ölüm…

O kadar…