Almanya ile yükselen gerilim

Almanya ile Türkiye arasýnda göçmen kriziyle baþlayan bir müzakere süreci vardý. Görünüþte, AB’nin Suriyeli sýðýnmacýlar için en duyarlý üyesi Almanya idi; sadece bu konu için Merkel 15 Temmuz’a kadarki dört ay içinde beþ kez Türkiye’ye gelmiþti.

Bu ziyaretler sýrasýnda AB ile öngörülen yol haritasýnda Almanya’nýn büyük katkýsý vardý; ancak Merkel önerilerin AB’nin diðer üyeleri tarafýndan kabul edilmeyeceðini bilerek müzakere sürdürmüþtü. Üstelik Suriyeliler için verilecek mali yardýma AB üyeleri katýlmayýnca meselenin maliyeti Almanya üzerine kalmýþ, ödenmeyen paranýn hesabýný da Türkiye Almanya’dan sorar olmuþtu.

Merkel’in Türkiye’deki sýðýnmacýlara yönelik politikasý Almanya’da büyük tepki gördü; kamuoyu desteði azaldý, bu da yetmezmiþ gibi Merkel’in partisinden çok daha  “saðda” yer alan partilerin yýldýzý parladý. AB ekonomik krizi sýrasýnda baþta Yunanistan olmak üzere bir dizi ülkeyle iliþkisi bozulan Almanya, uyguladýðý politikalar nedeniyle Ýngiltere’nin AB’den çýkma kararýndan da sorumlu tutuldu.

Yükselen tansiyonun evreleri

Almanya’nýn içerideki krizlerinin en önemli nedeni, Ukrayna krizi ve Rusya-Almanya iliþkilerinin bizzat ABD tarafýndan bozulmasý olsa da, etkileri daha çok baþka çevrelerde görüldü.

Merkel kabinesine yönelik eleþtiriler arttý ve son yýllarýn en moda siyasi aleti olan Türkiye, Almanya iç siyasetinde de kullanýlmaya baþladý.

Bu çerçevede önce, soykýrým yasasý gündeme geldi; yasayý meclise getirenlerin aynen beklediði gibi Türkiye ile kriz çýktý. Türkiye, bu konunun gündemden çýkartýlmasý baskýlarý baþlatýnca, sýðýnmacýlar-vize serbestisi-geri kabul anlaþmasý üçlüsünü kapsayan AB-Türkiye müzakerelerinin içine bu konu da dahil oldu.

Bu geliþmenin hemen ardýndan Alman milletvekilleri Ýncirlik’i ziyaret etme konusunda ýsrarlý taleplerde bulunmaya baþladýlar. Neden böyle bir ziyarete ihtiyaç duyulduðu kamuoyuyla hiç paylaþýlmadý; basýna sadece Türkiye’nin bu ziyarete izin vermediði taþýndý. Bu olayla birlikte Türkiye-Almanya müzakere  bavuluna, bir de milletvekili ziyareti konusu eklendi.

Gerilimden krize doðru

Tam bu sýrada Türkiye’de darbe giriþimi yaþandý; Almanya kýsa bir süre sustu; sonra Merkel sessizliði bozarak darbenin kabul edilemez olduðunu ilk duyuran AB lideri oldu. Ancak Türkiye ile ilgili olumlu adým atar atmaz, Alman basýný bu kez de darbe giriþimi sonrasý Türkiye’de  yaþananlarý, cumhurbaþkanýna mal ederek çok sert bir eleþtiri dönemine girdi.

Der Spiegel dergisinin Türkiye’deki iç siyasete yönelik “güvenilmezlik” vurgusu, Bild gazetesiyle pekiþtirildi. Gazete, bayram süresince Türkiye’deki tüm Alman konsolosluklarýnýn, büyükelçiliðin, Alman lisesinin ve diðer kuruluþlarýnýn terör saldýrýsý ihtimaliyle kapatýldýðýný duyurdu. Tatil sýrasýnda zaten kapalý olan kurumlarýn kapatýldýðýný duyurmak, Türkiye’nin güvensiz ülke olduðunun altýný çizmek anlamýna gelir.

Ancak haber ayný zamanda Almanya’nýn da terör hedefinde olma arzusuna iþaret ediyor olabilir. Almanya hep tehdit altýnda olduðunu ilan etti, herhalde istihbaratlarý çok güçlü, hiç eylem yaþamadý.

Anlaþýlan Almanya’da Merkel’le derde kalanlar, aslýnda Türkiye’nin bir biçimde Almanya’nýn “Doðu”da etki alanýný geniþletmesine engel olmasýna kýzýyorlar. Türkiye, Rusya-Ýsrail-ABD ekseniyle Almanya’nýn doðu kapýsýný tutuyor ve adým atýlacaksa bu Türkiye üzerinden olsun diye zorluyor.

Bu, sadece Türkiye’nin politikasý deðil; onu belirtelim. Süreç devam ettiðine ve stratejik tercihlerde bir deðiþim olmadýðýna göre, Türkiye-Almanya iliþkilerinde yeni krizler öngörülebilir.