“Almanya küçük ABD’dir”

ABD ve Batýlý ülkeler, eþgüdüm içinde Türkiye’ye karþý psikolojik bir savaþ yürütüyor, bu artýk inkar edilemez. Bu savaþýn en önemli ayaðý da batýlý/bizim medya. Zaman zaman ABD’ye davet edilen ya da ABD’de çalýþan gazetecilerimiz sürekli görüþtüðü ABD resmi kaynaklarýnýn eleþtirel görüþlerini gazetelerine yazar; bunlar haber televizyonlarýnda da uzun uzun konuþulur; tartýþýlýr..her kafadan bir ses çýkar. Bunlar olurken ABD’nin saygýn bir düþünce üreten kurumundaki sözde Türkiye uzmaný bomba gibi bir açýklamada bulunur. Ekonomimiz sarsýlýr, faizler artar. Senaryonun son ayaðý Türk Dýþ Ýþleri Müsteþarýnýn apar topar Washington’a gitmesidir. Orada ilgisiz, küçük rütbeli memurlara görüþebilir müsteþar ancak, davetli gitmesine raðmen. Ardýndan da TC Baþbakanýna, randevu verilmediði ve yekýn bir gelecekte verilmeyeceði haberleri ABD basýnýna düþer, resmi makamlarsa bu haber yalanlamaz.

Bundan yýllar önce, 90’larý ortalarýnda, bir gün ansýzýn bir ABD’li yetkili “Ýncirlik bizim için artýk önemli deðildir!” açýklamasýný yaptý. Tam bu sýralar, ilk kez, AB resmi olmayan aðýzlardan, “Türkiye’nin AB tam üyeliði gerçekçi deðildir”  açýklamasýyla gündemi sarstý. Ne olmaktaydý? Batý psikolojik savaþý baþlamaktaydý!

Bütün bunlar olurken geleneksel “iliþkilere tehdit” içeren söylemler havada uçuþtu. Örneðin Ermenilerle ilgili soykýrým sözcüðünün kullanabilirliði ilk kez George W Bush döneminde ortaya atýldý. Washington’un baskýsý en üst noktasýna vardýktan sonra Bush soykýrým sözcüðünü kullanmaktan vaz geçti bir gecede!  Ancak yýllar sonra bu kez Almanya devreye girdi ve soykýrýmý resmen tanýdý! “Almanya KÜÇÜK ABD’DÝR” söylemini Washington’un siyaset üreten loþ koidorlarýnda, hem de en yetkili aðýzlardan sýkça duyabilirsiniz. Almanya bu gün yeniden tek devlet olmasýný Amerika’ya, sanayiinin bu denli güçlenmesini de Amerikan  sermayesine borçludur. Bunun da bilincindedir. Alman Parlamentosuna soykýrým tasarýsýný Türk kökenli ama Türkiye’den nefret ettikleri her konuþma ve tavýrlarýndan belli milletvekillerince getirilmiþ olmasý da, “ne halt ettiklerini en iyi Türkler bilir: iþte bu parlamenterler Türkiye’nin suçlu olduðunun kanýtý” derken Alman yetkililer, aslýnda her þeyin nasýl düzmece ve bir oyun olduðun Türkiye’de kimseden saklayamamýþtýr...

FETÖ ayaklanma giriþiminin hemen ardýndan, Ýncirlik artýk önemsizdir sözü rafa kaldýrýldý. Konuyla ilgili bir Amerikalý uzman açýkça þunlarý söyledi ABD basýnýna:

“Ýncirlik Üssü Balkanlar’ý, Türk Boðazlarý’ný, Karadeniz’i, Kafkaslarý, Basra Körfezi’ni, Süveyþ Kanalý’ný, Doðu Akdeniz’i, Hazar Havzasý’ný, Orta Doðu enerji kaynaklarýný, enerji deniz ulaþým hattýný, GAP Bölgesini denetim altýnda tutar; küresel ve bölgesel önemi tartýþýlmayacak kadar büyüktür.” Ve psikolojik savaþýn, en azýndan bu ayaðý o saat çöktü!

Burada yapýlmak istenen þudur: Türkiye’yi salt siyasi iktidarý ve anayasal kurumlarýyla deðil, kamuoyuyla birlikte baský ve çaresizlik hatta umutsuzluk duygusuyla baþ baþa býrakmak.  Ancak Tayyip Beyin inançlý direniþini, çaðrýsýyla milyonlarýn sokaklara dökebileceðini kimse hesaba katmadý. Ne kadar büyük düþünce kuruluþu, strateji uzmaný olursanýz olun, eðer bir Millet ve bir Adamý hesaba katmazsanýz sýnýfta kalýrsýnýz. Ve iþte onun için ABD Baþkan yardýmcýsý Joe Biden koþtura koþtura Türkiye’ye gelmek zorunda kalmýþtýr. Ardýndan da Avrupalý devlet adamlarý birer ikiþer geleceklerdir. Çünkü Türkiye’nin Çin-Rusya-Ýran’la birlikte durmasý kabuslarýnýn baþlangýcýdýr! Çünkü bir sabah kalkar ve yeni bir dünyanýn kurulduðunu görürlerse korkudan küçük dillerini yutarlar, emin olun!