Petrol fiyatlarýnýn tam da G-20 zirvesi sýrasýnda seksen dolarýn da altýna inmesi tabii ki piyasanýn ‘sihirli elinin’ iþi deðil. G-20’deki Ukrayna gerilimi ve bu konuda ABD ile Ýngiltere’nin açýklamalarý sanýyorum petrol fiyatlarýndaki düþüþün siyasi etkisini anlatýyor. Zirvenin baþladýðý ilk gün, Ýngiltere Baþbakaný David Cameron, Rusya’nýn, kendinden küçük ülkelere zorbalýk yaptýðýný söyledi ve Rusya’ya yönelik yaptýrýmlarýn artacaðýný vurguladý.
Obama ise Rusya’nýn Ukrayna saldýrganlýðýnýn aslýnda dünyayý tehdit ettiðini söyledi. Putin’in bütün bu aðýr söylemlere ne cevap verdiðini bilmiyorum; bir yerde bunlara yönelik bir cevabýný okumadým. Yalnýz, Putin’in kendinden emin ve hayli neþeli -özellikle Asyalý liderlerle ve Brezilya, Hindistan, Çin, G.Arika (BRICS) liderleriyle- verdiði pozlarý gördüm.
G-20 zirvesinde, bu zirvenin diplomatik sýnýrlarýný da aþacak þekilde, Ýngiltere ve ABD’nin Rusya’ya yönelik sert çýkýþlarýný bekliyorduk. Çünkü zirveden birkaç gün önce Sovyetler’in son ‘liberal’ lideri Gorbaçov, Batý ile Rusya’nýn yeni bir soðuk savaþ sürecine girdiðini söyledi.
Gorboçov bunu, Berlin Duvarý’nýn yýkýlmasýnýn 25’inci yýl dönümünde Berlin’de söyledi. Ama Gorbaçov’un bu söyleminin pek doðru olmadýðýna dair itiraz ise hemen Almanlar’dan geldi. Almanya Uluslararasý Ýliþkiler ve Güvenlik Enstitüsü (SWP) Baþkaný Prof. Dr. Volker Perthes, Batý ile Rusya arasýnda Ukrayna nedeniyle ortaya çýkan gerilimin büyük risklere yol açtýðýný, ancak eski Sovyetler Birliði Lideri Mihail Gorbaçov’un aksine Soðuk Savaþ’ýn tekrarlanmasýný beklemediðini kaydetti. Þimdi Gorbaçov’un Berlin’e gidip týpký Ýngiltere Baþbakaný gibi konuþmasý anlamlýdýr ama; Almanya’da hatýrý sayýlýr bir enstitünün de, “tamam Gorboçov’un söyledikleri doðru ama bir soðuk savaþ da yok, çünkü Rusya sistemin içinde” diye Gorboçov’un söylediklerini yumuþatmasý da anlamlýdýr. Tabii ki, 1989 öncesine geri dönmeyeceðiz, tabii ki Rusya sistemin içinde ama sistem de þu an tam ortasýndan ikiye hatta üçe ayrýlmýþ durumda.
Sistem içi cepheler...
Þöyle anlatalým: Sistemin içinde bulunduðu kriz, çok derin siyasi kutuplaþmalarý bugün önümüze koymuþ durumda. Bu kutuplaþmalarýn taraflarýný ülkelerden ziyade sektörler belirliyor. Savaþa dayalý sektörler demir-çelik, petro-kimya, Minsky’nin Ponzi/Kirli finansý vb. Bunlar, 20. yüzyýl dünyasýnýn devam etmesini istiyorlar. Bunun dýþýnda, bilgi toplumunun yapýcýsý olan ve ulus-devletler ekonomisinden çýkýp her yönüyle küresel bütünleþmeye geçmeye çalýþan sektörler ve bunlarýn kurumlarý var. Þimdi çok genel olarak içinde bulunduðumuz sistem içi savaþ, bu dinamiðe dayanýyor.
Bu iki temel -eski ve yeni- dinamik ülkelere, devletlere, siyasi iktidarlara da hakim olmaya çalýþýyor. Örneðin Almanya’ya hakim olan 20. yüzyýl sektörleri; bundan dolayý Almanya, Rusya’nýn Kýrým’ý ilhakine, Ukrayna baskýsýna Ýngiltere kadar karþý çýkmýyor. Çünkü sürgit bir gerilimi ve örtülü savaþ halini tercih ediyor. Enerjide Rusya ile stratejik iþbirlikleri yapýyor ve Rusya’nýn kuzey enerji geçiþlerini destekliyor. Ayný Almanya, Türkiye’nin güney enerji ve transit ticari geçiþleri geliþtirmesini, Kürtler’le kalýcý barýþ yapmasýný istemiyor.
Tabii Almanya’nýn bu çizgisinin benzerini ABD’de neoconlarýn savunduðunu söylemeye gerek yok. Burada biraz da 19. yüzyýl sonunda, Kýrým Savaþý’nda olduðu gibi, Batý’nýn Rusya’yý kendi hegemonyasý için kullanma durumu var. Almanya’nýn, ABD merkezli neoconlarýn ve onlarýn kuyruðundaki Ýsrail gibi terör devletleri ve bunlara baðlý bazý terör-savaþ odaklarýnýn derdi, genel olarak bu ve tabii ki bu bir cephe. Þimdi bu cephenin karþýsýnda, ABD’de Obama yönetimi ve blok olarak -hem Muhafazakar Parti hem de Ýþçi Partisi olarak- Ýngiltere var.
Bu cepheleþme bize biraz da 2. Paylaþým Savaþý öncesi durumu anlatýyorsa da tam böyle olduðunu söyleyemeyiz. Özellikle Ýngiltere, AB için Almanya’yý büyük risk olarak görüyor ve buna baðlý olarak da Rusya gerilimini bitirmeye çalýþýyor. Ýngiltere’nin, AB Komisyonu seçimlerinde birlikten ayrýlmayý medyasýna servis etmesi ve tartýþtýrmasýnýn arkasýnda bu var. Ýngiltere ve Obama, bunun için Rusya ‘gerilimini’ soðuk savaþ derecesinde deðerlendiriyorlar. Korkularý, yalnýz Putin Rusyasý’nýn geniþlemesi deðildir, Almanya’nýn, kendilerinden baðýmsýz, denetimsiz, Rusya ile birlikte, egemenlik alaný yaratmasýdýr.
Farkýndalýklar, Doðu kalkýnmasý ve Türkiye
Peki Kremlin, kendisi üzerinden devam eden bu Batý içi ‘soðuk savaþýn’ farkýnda mý? Þüphesiz Putin, Kýrým Savaþý sýrasýndaki Çar 1. Nikolay’dan daha zeki ve durumun farkýnda. O zaman Ýngiltere ve Fransa, Çar Nikolay’ý Osmanlý Ýmparatorluðu’na saldýrttý ama þimdi Rusya, Ukrayna meselesinden Avrasya Birliði stratejisine kadar tüm adýmlarýný hem Almanya hem de Ýngiltere ve ABD’den baðýmsýz atacak tarihi birikime sahip.
Buraya geleceðiz ama önce þu sistem içi cepheleþme meselesini bitirelim; bütün bunlara baðlý olarak, bugün AB ve ABD bir bütün olarak ayný cephede deðil. Þimdilerde Batý siyasasý -aklý- dediðimizde belki bütün olarak Ýngiltere’den söz edebiliriz. Ýngiltere, çok akýllýca ve stratejik olarak, Türkiye’nin AB’ye üyeliðini ve Türkiye’nin geliþtirdiði güney enerji ve transit geçiþlerini destekliyor.
Çünkü bunlarýn alternatifi Avrasya Birliði ve kuzey-Rusya-Almanya enerji geçiþleri...
Ama tam burada Batý’nýn bu cepheleri ve dinamikleri dýþýnda çok baþka bir dinamik daha var ve bizce bu dinamik 21. yüzyýlý belirleyecek.
Bu dinamik, Çin’le baþlayan ve Asya’dan geçerek Türkiye üzerinden güneye Afrika’ya, batýya Avrupa kýtasýna varacak yeni Doðu Kalkýnmasý...
Ýþte, bütün Batý tehditlere raðmen, petrolün seksen dolarlarýn altýna inmesine raðmen, Putin bu yüzden çok rahat.
Rusya, Almanya’nýn bel baðladýðý ve AB’yi satmak üzere kurduðu tüm kuzey enerji geçiþlerinden yarýn vazgeçebilir. Avrupa’ya enerji geçiþlerini 2030’a kadar azaltarak, kendi doðusuna dönebilir ve bu, Avrasya Birliði’ni, dolayýsýyla Rusya’yý, daha da güçlendirir. Çünkü o zaman Almanya merkezli AB’ye deðil de, Türkiye merkezli yeni AB’ye dayanabilir.
Sonuç: Ýngiltere ve ABD (neoconlar dýþýnda) Almanya merkezli AB’den vazgeçtiler; yeni AB Türkiye merkezli olacak. Rusya’da, Almanya ve neocon tuzaðýnýn farkýnda... Doðu’ya yönelmek ve Avrasya Birliði için Türkiye ile iþbirliði yapmak zorunda... Ama Türkiye bütün bunlarýn ne kadar farkýnda ya da bu þekilde farkýnda mý; gerçekten bunun farkýnda deðilim.