-BERLÝN-
Almanya’nýn Türkiye’ye karþý, terörist ve darbecilere kucak açacak kadar hasmane bir tavýr içinde olmasýna raðmen, iliþkilerimizi düzeltme sürecine þahitlik etmek üzere Berlin’deyiz.
“Burada kuþ uçurtulmuyor” desek yalan olmaz. New York’ta bütün dünya liderleri için alýnan tedbirlerin benzeri Erdoðan için alýnmýþ durumda.
Büyükelçiliðimizden verilen bilgiye göre, sadece Obama’nýn ziyaretinde benzer tedbirler alýnmýþ.
Baþkan Erdoðan’ýn“ilk devlet gezisi”ni buraya yapmasý, Almanya ile iliþkileri normalleþtirme konusundaki güçlü iradesinin göstergesidir.
Ancak...
Almanya için ayný þeyleri söylemek mümkün deðildir.
FETÖ ve PKK teröristlerini himayeyi sürdüren Almanya, diðer taraftan da Diyanet Ýþleri Türk-Ýslam Birliði (DÝTÝB) hakkýndaki; “Ya benimsin, ya da kara topraðýn” politikasýný aynen devam ettiriyor.
Bugün bünyesinde bine yakýn dernek barýndýran DÝTÝB, kuruluþ amacýna uygun bir þekilde; Müslüman Türk toplumunun, radikal kesimler tarafýndan tahrik edilmesini önleyerek Almanya’nýn huzuruna önemli katký saðlamaktadýr.
Ancak Almanya, bu kurumu Türkiye’den kopararak kendi amaçlarý doðrultusunda kullanmak için bitmeyen iftira kampanyalarýyla yýpratmaya çalýþýyor.
Bu ziyaretin hemen öncesinde, Alman istihbarat kurumunun; bütün eyalet istihbaratlarýna, “DÝTÝB, 900 camisine ait imamlara Türk devleti için gönüllü ajanlýk yaptýrýyor, yakýndan izleyin” talimatý vermesini nasýl deðerlendireceðiz?
Öte yandan Alman belediyeler, cami iznini, DÝTÝB’ten ayrýlma þartýna baðlýyor.
Bunun son örneði, Bergneustadt’ta yaþanmýþ olup, belediye meclisi, derneðin; “Türkiye ve AK Parti yanlýsý DÝTÝB bünyesinden ayrýlmasýný” þart koþmak gibi bir skandala imza atmýþtýr.
Bunlar, sistemli yýldýrma hareketleridir.
Alman devleti, “Türkiye imam göndermesin, DÝTÝB bize baðlý olsun ve bizim yetiþtireceðimiz imamlar görev yapsýn” istiyor.
Oysa onlarýn yetiþtirdiði “din adamlarý”nýn halini görüyoruz.
Aslýnda Almanya DÝTÝB ile uðraþacaðýna, “çocuk tacizcisi olmayan papaz” yetiþtirmenin yollarýný arasa, hem Hristiyan dünyasýna, hem de utanç içindeki Vatikan’a büyük iyilik yapmýþ olur.
Bugün Köln’deki cami açýlýþýný Erdoðan’ýn yapacak olmasýný, DÝTÝB’i yýpratmak için gerekçe olarak kullanýyorlar.
FETÖ artýklarý baþta olmak üzere Almanya’daki bütün Erdoðan düþmanlarý, katýlýmý en alt seviyeye indirmek ve böylece DÝTÝB’i ayrýþtýrmak için yoðun çaba sarf ediyor.
Köln Belediye Baþkaný Reker, davete icabet etmeyeceði gibi “Erdoðan Köln’e gelmesin” tavrýyla, ev sahibi nezaketini bile gösterememiþtir.
Efendim, “Erdoðan’ýn bu ziyareti DÝTÝB’in Türk hükümetinin uzantýsý olduðunun bir kanýtý” imiþ...
Bu zavallýlar, Erdoðan’ýn yüzde 52 ezici çoðunlukla seçilen bir devlet baþkaný olduðunu hâlâ anlayamadý galiba.
Bunlar uzayda mý yaþýyor acaba?
Madem “bað kurma” konusunda bu kadar mahirsiniz, PKK teröristlerini 30 yýldýr besleyip üzerimize salmanýzýn, yüzlerce FETÖ firarisini hâlâ koruyup kollamanýzýn, sizi terör örgütünün ve darbecilerin iþbirlikçisi bir devlet yaptýðýný neden hiç düþünmüyorsunuz?
Almanya’daki fitne ateþi bununla da sýnýrlý deðil.
FAZ’da yer alan habere göre, Cumhurbaþkaný Steinmeier, Baþkan Erdoðan ile görüþmesinde, Can Dündar’dan aldýðý “bilgi”lere dayanarak Türkiye’deki basýn özgürlüðü ile ilgili problemleri (!) dile getirecekmiþ!..
Günlerdir devam eden “Can Dündar Erdoðan’a soru soracak” hezeyaný, “Diplomatik krize sebep olmamak için basýn toplantýsýna katýlmýyorum” ucuz kahramanlýðý, Alman yöneticiler için zuldür.
Türkiye ile iliþkiler zaten bu “enfeksiyonlar” sebebiyle bu hale geldi.
Almanya bu enfeksiyonlarý kurutmadýkça asla saðlýklý iliþki olmaz.
Normalleþme iddiasýnda olan Almanya’nýn hâlâ “kýlavuz” olarak kargalarý kullandýðý görülüyor.
Birisi onlara, “Kýlavuzu karga olanýn...” diye baþlayan Türk atasözünün devamýný öðretmelidir.