Almanya'da SPD, Yeþiller ve FDP koalisyonunun "Ampel" ittifaký yaklaþýk üç yýllýk bir iktidarýn ardýndan çalkantýlý bir süreçle sona erdi. Almanya'da 1982'den beri ilk kez bir hükümetin görev süresi dolmadan daðýlmasý anlamýna geliyor. Koalisyonun çöküþü, Almanya'da siyasi istikrarýn sorgulanmasýna yol açarken, ülkede büyük deðiþim rüzgarlarýnýn esmesi bekleniyor. Çarþamba akþamý Baþbakan Olaf Scholz'un, Maliye Bakaný Christian Lindner'a "Kabinemde yer almaný artýk istemiyorum ve yarýn Cumhurbaþkaný'na seni görevden alacaðýmý bildireceðim" demesiyle bu ayrýlýk netleþmiþ oldu.
Koalisyonun sona ermesine yol açan etkenlerin baþýnda, Almanya'nýn ekonomik modeli ve iklim politikalarý konusundaki derin anlaþmazlýklar geliyor. Özellikle, FDP'nin mali disiplini öne çýkararak Almanya'nýn borç frenini koruma çabasý, Yeþiller ve SPD'nin daha fazla kamu yatýrýmý yapma isteðiyle çeliþti. Almanya'nýn GSYÝH 2023'teki %0,3 düþüþün ardýndan 2000'lerin baþýndan bu yana ülkenin ilk iki yýllýk resesyonu olacak. 2024 için GSYÝH'de %0,2'lik bir daralma öngörüyor. Sanayisizleþme korkusu ve enerji krizleriyle boðuþan Almanya için ekonomik büyüme oldukça sýnýrlý kaldý; bu da FDP'nin bütçe disiplinine yönelik katý tutumunu haklý çýkarmak için kullanýldý.
Christian Lindner'in Ekim 2023'te duyurduðu "Büyüme ve Nesiller Arasý Adalet Konsepti" baþlýklý 18 sayfalýk belge, FDP'nin ekonomiyi kurtarma adýna borç freninin kaldýrýlmasýna karþý olduðunu vurguluyor ve ayný zamanda kamu harcamalarýnda daha katý kesintiler öneriyordu. Lindner'ýn iklim politikalarýnda daha esnek davranýlmasýný istemesi, özellikle Yeþiller ile olan gerilimi artýrdý. Almanya'nýn 2030 yýlýna kadar karbon emisyonlarýný %55 oranýnda azaltma hedefi göz önüne alýndýðýnda, Lindner'in bu tutumu, Yeþiller ve SPD'nin iklim politikalarýyla açýkça çeliþti.
Güvenlik Politikalarý ve Ukrayna Savaþý
Koalisyonun üzerinde uzlaþamadýðý bir diðer önemli konu da Almanya'nýn Ukrayna'ya yönelik askeri yardýmlarýydý. Scholz'un bütçede Ukrayna'ya yapýlacak yardýmlarý artýrmak için borç frenini geçici olarak askýya alma teklifi, Lindner tarafýndan sert bir dille reddedildi. Scholz'un "Ýç güvenlik ile dýþ güvenlik karþý karþýya getirilemez" söylemi, Almanya'nýn Ukrayna'ya destek konusunda kararlý olduðunu vurgularken, Lindner'in buna karþý çýkmasý, hükümetin içinde derin bir yarýlmayý ortaya koydu. Almanya, Ukrayna'ya 2023'te yaklaþýk 5 milyar, 2022'de ise yaklaþýk 1,6 milyar avroluk askeri destek saðlamýþtý.
Alman hükümeti, Ukrayna'ya 2024'te askeri yardýmý 7,1 milyar avroya kadar çýkarma kararý almýþtý. bu miktarýn artýrýlmasý gerektiðini savunan Scholz, koalisyonun mali tutarlýlýðý üzerinde baský oluþturdu. Ayrýca, Kasým 2023'te Federal Anayasa Mahkemesi daha sonra federal bütçenin bazý kýsýmlarýný geçersiz ilan etti. Scholz ve Lindner, Karlsruhe'nin bütçelerinin merkezi bir yapýsýný anayasaya aykýrý ilan etmesi nedeniyle birdenbire düzenbaz olarak görüldü. Lindner, selefi Scholz'u suçladý: Anayasaya aykýrý bir þekilde yeniden rezervasyon hakkýný ona býrakmýþtý.
1982 Krizi ve Bugünkü Parallellikler
Bu koalisyon çöküþü, Almanya'da en son 1982 yýlýnda yaþanan benzer bir olayý hatýrlatýyor. O dönem FDP, SPD'den ayrýlarak CDU ile koalisyon kurmuþ ve Helmut Schmidt'in yerine Helmut Kohl baþbakan olmuþtu. Bugün de FDP'nin CDU ile görüþme hazýrlýðýnda olduðuna dair söylentiler, 40 yýl önceki krizle benzerlikler içeriyor. FDP lideri Lindner'in ekonomik durgunluk ve yüksek enflasyonla boðuþan bir Almanya'da geleneksel bir mali disiplin talep etmesi, 1982'de Otto Graf Lambsdorff'un, Almanya'nýn iþsizliði ve ekonomik durgunluðu önleme çabalarýný baþlatmak adýna SPD ile olan koalisyonu sonlandýrmasýyla benzerlik gösteriyor.
Almanya'nýn önünde Mart 2025'e kadar gerçekleþecek bir seçim var, ancak bu sürecin yönetimi ülkeyi belirsizliklerle dolu bir dönemle karþý karþýya býrakýyor. Anketler, SPD'nin oy oranýnýn %20'lere kadar gerilediðini, CDU/CSU'nun ise %28 seviyelerine yükseldiðini gösteriyor .AfD ise %17'lik destekle üçüncü sýrada yer alýrken, Sahra Wagenknecht'in yeni partisi BSW'nin ise %6'lýk oy alabileceði öngörülüyor. Aþýrý saðýn yükseliþi ve sol popülist hareketlerin güçlenmesi, Almanya'nýn geleneksel liberal demokratik yapýsýna ciddi bir tehdit oluþturuyor.
Ülkenin ekonomik durgunluk, yüksek enflasyon ve sanayisizleþme riskiyle karþý karþýya kaldýðý bir dönemde, koalisyon hükümetinin daðýlmasý Almanya'nýn istikrarýna yönelik ciddi bir darbe olarak görülüyor. Mart 2025'te yapýlacak seçimler öncesinde ülkede siyasi kutuplaþmanýn daha da derinleþmesi beklenirken, CDU ve FDP'nin potansiyel bir koalisyon oluþturmasý olasýlýðý göz önünde bulunduruluyor. Ayrýca, aþýrý saðcý AfD'nin oy oranýndaki yükseliþ ve sol popülist hareketlerin güçlenmesi, Almanya'nýn geleneksel liberal demokratik yapýsýna yönelik önemli bir tehdit oluþturuyor. Bu yeni siyasi ortam, Almanya'nýn yalnýzca iç politikada deðil, ayný zamanda Avrupa Birliði içinde de gelecekteki pozisyonunu ve rolünü yeniden tanýmlamasý gerektiðini ortaya koyuyor.