Almanya’nýn FETÖ çýkýþýna iliþkin sorular

“Amerika Fethullah Gülen'i iade eder mi?”diye merak ederken, Alman dýþ istihbarat örgütü baþkaný Bruno Kahl, der Spiegel dergisine verdiði mülakatta “Türk hükümetinin 15 Temmuz darbe giriþiminin ardýnda Fethullah Gülen hareketi olduðu konusunda kendilerini inandýramadýðýný” söyleyiverdi. Kahl'a göre bu yapý, “dini ve laik eðitim saðlayan sivil bir dernekleþme” idi.

Nerden çýkmýþtý þimdi bu?

“Bayram deðil seyran deðil”cinsinden bir iþ miydi Alman istihbaratçýnýn çýkýþý?

Yýllardýr FETÖ okullarýnýn Amerikan istihbaratýnýn dünyadaki -özellikle Ýslam dünyasýndaki- kamuflaj örgütleri olarak kullanýldýðýna inanmamýþ mýydýk? “Her okulda mutlaka bir CIA ajaný bulunduðu” deðerlendirmesi yok muydu?

Þimdi Almanlar neyi oynuyordu?

Acaba FETÖ, Amerikan istihbaratýndan Alman istihbaratýna devir – teslim mi ediliyordu?

Amerika'da kayda deðer bir FETÖ yapýlanmasý vardý. Onlarýn iade edilip edilmemesi meselesi etrafýnda Türk - Amerikan iliþkilerini nasýl etkileyeceði önemli bir meseleydi.

Almanya'ya da 15 Temmuz'un peþinden askeri - diplomatik ilticalar olmuþtu. Ergenekon davalarýnýn tanýnmýþ savcý - yargýçlarý “FETÖ þüphelisi” olarak Almanya'da idi.

Almanya “himaye”ye mi soyunmuþtu?

Önemli soru þu idi:

- Alman istihbarat baþkanýnýn açýklamasý, kendince “doðru bir istihbarat”ý mý yansýtýyordu yoksa “doðru” ne olursa olsun, Almanya'nýn çýkarý böyle bir bakýþý mý gerektiriyordu?

Bu çerçevede þu sorularýn da akla gelmesi normaldir:

- Almanya'nýn çýkarý FETÖ'yü korumaksa bile, bunu açýklamanýn ne tür bir gerekçesi olabilirdi?

-Almanya FETÖ'nün dünyadaki aðýný kullanacaksa bile bunu gizli olarak sürdüremez miydi?

- Bunu açýklamanýn Türkiye'yi rahatsýz edeceði açýk. Almanya bundan sonra Türkiye'yi rahatsýz etmeyi göze mi aldý?

- Ýstihbarat Baþkaný bu açýklamayý Hükümetinden habersiz mi yaptý, habersiz yaptý ise Alman hükümetinin ona yönelik bir yaptýrýmý olacak mý?

Çok önemli bir soru da þu:

- Bu açýklama, bundan sonra Almanya'nýn FETÖ'ye kol - kanat gereceði anlamýna geliyorsa, bunun Almanya'nýn, FETÖ'nün etkin olduðu ve 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin giriþimleri ile kuþku ile bakýlýr hale geldiði ülkelerle iliþkisi de problemli hale gelmeyecek mi?

Türkiye'nin özellikle Batý ile iliþkilerinin yeniden harmanlandýðý bir süreci yaþýyoruz. Yapýlanlara (Mülteciler, PKK militanlarýna çalýþma zemini sunmak, PYD-YPG'ye alan açmak ve FETÖ'ye sýðýnma izni vermek) bakýp, haklý olarak müttefikliði sorguluyoruz.

Buna karþýlýk FETÖ, belki PKK lobisi, belki Ermeni lobisi... Türkiye'nin bütün dünya ile iliþkilerini zehirlemeye çalýþýyor.

Bu çalýþmalarýn, Batý'da “Fobi”lerle baþlayýp, Erdoðan'ýn þahsýndan hareketle Türkiye'ye karþý negatif reflekslerin harekete geçtiði bir zamana denk gelmesi “çarpan etkisi” görüntüsü oluþturuyor.

Alman istihbarat baþkanýnýn açýklamasý akýl alýr gibi deðil. Yani, darbe giriþimi gibi bir hadiseyi yok farz etmediklerine, hatta bunun bir “Hükümet kurgusu” olduðu tezini reddettiklerine göre, diyelim kendilerinin “FETÖ'den baþka” bir odaðýn eylemine iliþkin güvenilir bulduðu bilgi varsa, bunu Türk hükümeti ile özel olarak paylaþabilirlerdi. Ya da ne bileyim Hükümetimiz, Almanya'ya refleksif tepkinin yanýnda, istihbarat baþkanýnýn “böyle bir kanaate nasýl vardýðýný” ondan da öte, bunu neden kamuoyu ile paylaþma gereði duyduklarýný sorabilir.

Yargýlar önemli, tepkiler önemli, ama stratejik hesabý anlamak çok daha önemli.

O SÖZ!

Sözü Ýlhan Kesici üretmiþ. “Bu yetkiler evliyaya verilse onu bozar.” Baykal onu önce CNNTürk'te, sonra meydanda “Bu yetkiler peygambere verilse onu bozar” þekline çevirince haklý olarak kýyamet koptu. Baykal'ý CNNTürk'te dinlerken bunu duyunca “Ýþte CHP'nin Türkiyeli olamayýþýnýn tipik sebebi” dedim kendi kendime. Ýlhan Kesici bu nüansý bilir, Baykal bütün politik tecrübesine raðmen din-kültür alanýnda sýnýfta kalýyor. Türkiye'yi daha çok okumak lazým çok! Ve bir fýrýn ekmek yemek lazým.