Almanya’nýn üç dileði

Merkel, geçtiðimiz hafta Trump ile bir görüþme yaptý; önümüzdeki ay da Putin ile görüþecek. Merkel’in bu görüþmeye dair “birbirimiz hakkýnda konuþmak yerine, birbirimizle konuþabildiðimiz için memnunum” yorumu, oldukça manidardý. Bu, Trump’ýn Avrupa ve özellikle de Almanya hakkýnda bir anlamda atýp tutmasýna olan tepkiyi ifade ediyordu.

Ýki liderin görüþebilmiþ olmasý Merkel’i memnun ettiyse de, görüþmenin içeriði, anlaþýldýðý kadarýyla o kadar memnuniyet verici olmamýþ. Zira basýn toplantýsý öncesi Trump’ýn kullandýðý vücut diliyle, el sýkma-sýkmama tavrýyla söylenenler pek birbirini tutmuyordu.

Görüþmelerde Almanya’nýn kabaca ABD’den üç dileði vardý denebilir.

Bunlardan ilki, ABD piyasasýnýn Almanya baþta olmak üzere Avrupa menþeli yatýrýmlara kapatýlmamasý ve yine Avrupa menþeli yatýrýmlarýn baþka ülkelere yapýlanlarýna ABD’nin karýþmamasýydý. Benzer biçimde ikili ve çok taraflý anlaþmalarýn “revize” edilmesi ihtimalinin Avrupa ekonomisine büyük zarar vereceði dile getirilmiþ olabilir. Trump’ýn bu dileðe karþý tavrý ise “ticaret-yatýrým anlaþma ve uygulamalarý ABD aleyhine, dolayýsýyla koþullarý deðiþtireceðiz; ayrýca ülkeye bu kadar göçmen doldurursanýz ekonominiz böyle olur” þeklinde.

Rusya için onay

Trump’ýn Avrupa ekonomisini rahatlatacak adýmlar atmayacaðýný ima eden bu tavýr, Almanya açýsýndan son derece yaþamsal. Zira Almanya AB’nin kaptaný, ayný oranda da yükleneni.

Merkel’in ikinci dileði ise birincisiyle yakýndan baðlantýlý. Merkel diyor ki, “madem ABD ile bu konuda anlaþamayacaðýz, o zaman Rusya-Almanya iliþkilerinin geliþmesine engel olmayýn.” Bu konu, ayný zamanda Almanya’nýn Kafkasya ve Ýran stratejik iþbirliði eksenine de deðiyor. Bunun üzerine Trump, muhtemelen, “ Kosova, Kýrým, Ukrayna, Suriye derken Rusya’yý “öteki” ilan eden siz deðil miydiniz, NATO’yu Doðu Avrupa’ya siz yýðmadýnýz mý?, bu ne perhiz bu ne lahana” demiþ olabilir.

Almanya, “ABD el vermezse, Rusya’ya kayarýz” oyunu oynamak durumunda kalmýþ olabilir. Ancak koþullar Obama döneminden farklý. Kim bilir belki Trump, “Rusya tarafýna kayarsan kay, bizim de aslanlar gibi Ýngiltere’miz var” diye aklýndan geçiriyordur.

Avrupa ülkelerinin kendi baþlarýna Rusya ile yakýnlaþmasýný onaylamayacaðý anlaþýlan ABD, Rusya ile ancak ABD’nin görüþebileceðini ve “ikili oynamalara” izin verilmeyeceðini ima ediyor.

Ortadoðu için onay

Almanya’nýn üçüncü dileði de diðer dileklerle ilintili. Merkel, Almanya’nýn Libya, Irak ve Suriye konularýna daha aktif biçimde dahil olmasýný istiyor. Siyaseten ABD’nin bu isteðe nasýl baktýðýný bilemiyoruz, zira henüz Irak-Suriye meselesinde ABD ne yapacaðýna karar verememiþ gibi. Ancak Trump’ýn bu tür konulardaki yanýtýný dayandýrdýðý yer açýk. O da NATO ve savunma harcamalarý konusu.

Trump’a göre, güvenlik, savunma ya da stratejik faaliyetler yoluyla devletler bir bölgeye “açýlacaklar” ise bunu örgütler üzerinden deðil kendi güvenlik güçleri üzerinden yapmalýlar. Bu da savunma bütçelerinin artýrýlmasýný gerektirir. Dolayýsýyla Avrupa bu alanda masraf yapmaz, maliyete katlanmaz ise dönüp yalvaran gözlerle ABD’ye bakmasýnlar demeye getiriyor.

Aslýnda Trump Almanya’ya dolaylý olarak bir çýkýþ kapýsý býrakýyor. O da Ortadoðu ve Kafkasya “açýlýmý”ný Türkiye ile yapýlmasý. Kýsaca Almanya’ya doðrudan ve Türkiye’ye raðmen deðil, Türkiye üzerinden, bu ülkeyle birlikte davranmayý iþaret ediyor.

Almanya’nýn sýkýntýsý ise Türkiye ile birlikteliðin AB üyeliði konusuna gelip dayanacak olmasý. Resmi büyük görünce, ne denli önemli tercihlerin yapýlacaðý bir dönemde olunduðu ortaya çýkýyor.