Alo, alo merkez!

Akşener’i desteklemek için 30 yıllık partisi MHP’den –dram yaşayarak- ayrılan Koray Aydın önceki gün açıkladı.

Kurulacak partinin adı Merkez Demokrat Parti olacakmış.

MHP’de genel başkanlık yarışına girip kaybeden eski MHP’lilerin kurduğu partinin MHP çağrışımlı MDP olması şaşırtıcı değil elbette.

Bu çağrışıma ihtiyaç duyulduğu da aşikar.

Doğrusu ben başka bir isim bekliyor ve acaba nasıl formüle edecekler diye merak ediyordum.

İpucunu Koray Aydın vermişti. Hem de MHP’de geçen uzun siyasi hayatı boyunca iki sütunluk haber bile olamadığı Cumhuriyet gazetesinde çarşaf boyutunda yayınlanan röportajında vermişti, “merkez” ve “huzur” vurgusu yapmıştı Koray Aydın.

Merkez Huzur Partisi koysalardı partinin adını, Milliyetçi Hareket Partisi yerine yanılıp kendilerine basılan oyları da hanelerine ekleme imkanı bulabilirlerdi.

Ama MDP olmayı tercih etmişler.

Amblem çalışmaları sürüyormuş. Merkez olmak, sağdan soldan oy almak, 2019 seçimlerinden birinci çıkmak, Akşener’i cumhurbaşkanı yapmak istiyorlarmış.

Olabilir. Henüz olmayan bir parti için ölçüsüz vaatler olmakla birlikte her siyasi partinin kurması beklenen hayaller bunlar.

Hayalle gerçek arasındaki makasın açıklığı yakın zamanda belli olur zaten.

Ancak Türkiye’nin sosyolojisinden ve gerçeklerinden kopuk olunca, masada biçilen sahaya uymuyor. Bakınız; CHP.

İddialı Ankara-İstanbul yürüyüşü “aday değilimkorkaklığıyla; Gandi imajı, atletli Kemal Bey pozuyla; milletin hassasiyetine duyarlıyız iddiası Çanakkale şehitlerinin huzurunda rakı içip göbek atma skandalıyla yerle bir oluyor.

Zaten Akşener’in partisinin uyum partisi olacağı söylendi ama daha var olmadan kimi uyumsuzluk, tutarsızlık ve gerilimlerin kamuoyuna yansıması engellenemedi.

Partide herkese yer var dendi, anılan isimlerle ilgili çekinceler konuldu.

Akşener’in, Erdoğan ve AK Parti ile şahsileşen bir rekabete girdikten sonra siyaseten kaybolup giden Abdüllatif Şener'e teklif götürdüğü, Koray Aydın’ın ise itiraz ettiği yazılıp çizildi.

Engin Alan, Mansur Yavaşve Gültekin Uysal dendi. Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun, eski AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın, Atatürk posteri dedikodusu yaptığı için partisinden atılan eski CHP’li Aylin Nazlıaka’nın adları anıldı, sonra yok öyle bir şey diye düzeltildi.

Tasarım halindeki partide varlık göstermeye hazırlanan isimler, Bahçeli ile girdikleri rekabeti kaybeden ve parti disiplinine uymadıkları gerekçesiyle ihraç edilen eski MHP’li Meral Akşener, eski MHP’li Ümit Özdağ ve ağlayarak istifa eden eski MHP’li Koray Aydın.

Bir ağızdan söyledikleri ise; merkez partisi olacakları ve herkesten oy alacakları.

Nasıl göründüklerinden bihaber gibiler.

MHP ambleminin yakalarında bıraktığı izin farkında mı değiller?

Son zamanlarda hareketlenir gibi olan bir CHP varken, laik, seküler, Kemalist bir seçmen neden oy versin paralel MHP’ye?

Ya da seküler, bağımsızlıkçı, Kürtçü bir Kürt seçmen HDP varken niye oy atsın milliyetçiliği etnik kimliğe indirgedikleri aleni olan Türkçü bir ekibe?

Keza Türkiye’nin bekasını ilgilendiren konularda devlet adamı refleksi gösteren ve üstelik FETÖ’nün MHP’ye yaptığı operasyonlarda kurmay ekibini kaybettiği için son kalkışmayı da “biz de FETÖ’ye teslim edilecek parti yok” diyerek önleyen Bahçeli MHP’nin başındayken neden “ihraç fazlası” MHP’lilerin peşine düşsün ülkücü, devletçi ve Türkiye aşığı bir MHP’li?

Yahut dizlerinin üzerine çökertilmiş olarak devraldığı Türkiye’yi ayağa kaldıran, ülkenin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerini gerçekleştirebilmek için merkezi tutan partisini yeniden formatlayan, kefeni sırtında bir Erdoğan varken, kimler tarafından merkeze ittirildiği belli olmayan bir bilinmeze oyunu, çoluk çocuğunun ve vatanının geleceğini neden teslim etsin AK Parti seçmeni?

Bu soruların cevabı –henüz- yok.

Çünkü tanımlanan yerde bir boşluk yok.

Merkez cevap vermiyor.