Alternatif üretebilme hesaplarý

Hesap üzerine hesap yapýlýyor. Ýçerde dýþarda. Amerika’dan Avrupa’ya, belki Ortadoðu’ya uzanan hesaplar, kitaplar. Tabii her þeyin ucu içeriye uzanýyor. Acaba içerde bir alternatif üretilebilir mi?

Þu an bütün oklar Tayyip Erdoðan’a yöneliyor.

Ah o bir çökertilse.

O “Dünya 5’ten büyük” diyor.

O “Siz çocuklarý ve kadýnlarý öldürmeyi iyi bilirsiniz” diyor.

O Filistin diyor, o mazlumlar diyor.

O Ýslam dünyasý diyor.

O ben bu yolda yere düþsem bile ebediyyet planýnda kazançlýyým diyor.

O yüz yýldan bu yana paramparça edilmiþ, talan edilmiþ, iliklerine kadar sömürülmüþ bir dünyanýn ayaða kalkýþ sembolü gibi görülüyor.

O, mazlum sokaklarýn ümit sesi olarak yankýlanýyor.

Bu tür sesleri sevmez dünyanýn kudretli sömürücüleri.

Ýlk fýrsatta yere kapaklanmasý istenir.

Ve bu sesleri çökertmek için, mazlum dünyada aktörler bulunur, her zaman bulunur.

Erbakan olsaydý, iktidar ortaklarýný çökertir, hedefe ulaþýrlardý. Ulaþtýlar. Doðru Yol’u yediler, Erbakan’ý ve partisini kurulu düzenin çarmýhýna gerdiler. Erbakan dünya planýnda kaybetti belki, ama ebediyyet planýnda bakmalý olaya.

Ve doðrusu þu ki, dünya planýnda bile kayýp söz konusu deðil. Hani var ya... Sezai Karakoç der ya...

Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardýr

Aþk celladýndan ne çýkar madem ki yar vardýr

Yoktan da vardan da ötede bir Var vardýr

Hep suç bende deðil beni yakýp yýkan bir nazar vardýr

O þarkýya özenip söylenecek mýsralar vardýr

Sakýn kader deme kaderin üstünde bir kader vardýr

Ne yapsalar boþ göklerden gelen bir karar vardýr

Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardýr

Yanmýþsam külümden yapýlan bir hisar vardýr

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardýr

Sýrlarýn sýrrýna ermek için sende anahtar vardýr

Göðsünde sürgününü geri çaðýran bir damar vardýr...

Ne hesaplar yapýlýyor “Acaba”larla dolu.

Acaba New York Times’la, Obama ya da Neo-Conlarla, yani Amerika ile vurabilir miyiz?

Acaba, Brüksel’le vurabilir miyiz?

Ýran’la, Suudi Arabistan’la, Mýsýr’la vurabilir miyiz?

Acaba içerden bir vuruþla, Saf’tan bir grubu mevziye sürerek vurmak mümkün mü?

Hem öyle bir mevziye sürmek ki, bütün diðer alternatifleri derleyip toparlayacak bir kin ile yola çýksýn. Hem öyle bir çýksýn ki, onun dünyasýný dokuyan tüm manevi etkenleri alýp ona karþý kullansýn. Onun kendi dayandýðý kitlenin kelimeleri ile vursun.

Acaba CHP - HDP iþbirliði mümkün olmaz mý?

Acaba CHP - Camia - HDP - SP - MHP - Liberal - Kemalist - Laikçi - TÜSÝAD - TUSKON.... Ve diðer bütün benzemezler, yedi düvelin yapýþtýrýcý kimyasý ile bir araya getirilip, halkýn yüzde 50’ye yakýn iradesi bastýrýlabilir mi?

Acaba çözüm süreci bataða saplansa, bunun için Kandil’den ya da içerdeki YDG-H gibi içine kimin sýzdýðý bilinmeyen yapýlardan bir hamle oluþturup, iktidar bataða saplandýrýlamaz mý?

Acaba Haþim Kýlýç’ýn kýlýcý altýna sürülemez mi Tayyip Erdoðan’ýn boynu?

Olmaz ya, ihtimal dýþý ya, üzerine kondurulamaz ya, bütün hesaplar bittiðinde acaba diye bir baþka isim devreye sokulup, mesela Abdullah Gül’den bir kalkýþ, bir vuruþ beklenemez mi? (bkz. Joost Lagendijk, Abdullah Gül?, Zaman, 3 Ocak 2015)

Acaba þeytan nasýl devreye sokulabilir?

Olmuyor deðil mi?

Olmuyor çünkü, Saf’tan kopup, bu kinin bileþkesi haline gelen camianýn New York Times’a, Brüksel’e, Kýlýçdaroðlu’na, tele-kulaklýða kadar uzanan iliþkileri içinde kullandýðý dini jargon dökülüyor. Her þey, her þey bir savaþýn aracý haline geliyor ve o savaþ da gidip, Ýslam dünyasýna yönelik küresel hesaplaþmanýn manivelasýna dönüþüyor.

O hesaplaþmanýn Mýsýr’daki ürünü Sisi iken, Filistin’de Ýsrail zulmü iken, Suriye’de yüzbinlerce ölü, milyonlarca göçmen ve yýkýlmýþ bir ülke iken siz bu coðrafyanýn direnen sesini susturmaya soyunacaksýnýz.

Olmaz, buna Türkiye’nin kalbi onay vermez.  

Çabalarsýnýz, daha uçlara savrulursunuz, daha benzemezleri buluþturmaya yönelirsiniz ve sonu bataktýr. Sonu Þiþli’dir. Gezi’dir. Sonu 6-7 Ekim cinayetidir.

Her gün daha derin bir çýkmaza yolculuktur elhasýl. Alternatif mi, güldürmeyin insaný.