Altımız boşalıyor

Irak ve Suriye, güneyde sınırlarımız boyunca uzanan iki büyük Arap devleti. Aralarındaki sınır 1. Dünya Savaşı sonrasında İngilizler ve Fransızlar tarafından yapay olarak çizildi. Türkiye ile bu devletler arasındaki sınır da demografi ve coğrafya dikkate alınmadan oluşmuş bir sınırdır. Dolayısıyla Türkiye-Suriye-Irak sınırlarının sorunları durduran sınırlar olmadığı, tam aksine bir devletteki sorunu kısa sürede diğer devlete de taşıdığı rahatlıkla söylenebilir.

Irak’ın dramı, 2003 yılında ABD işgaline uğramasından önce başladı. Uygulanan ambargo en çok çocukları ve fakirleri vurdu. Pek çok masum insan ambargo nedeniyle hayatını kaybetti veya sakat kaldı. 2003 Irak İşgali ise tarihin gördüğü en büyük barbarlıklardan biriydi. İşgal ve sonrasında Irak’ta ölen insan sayısının 1 milyonu bulduğu tahmin ediliyor.

Irak’ı işgal eden Amerikalılar ülke nüfusunu oluşturan Sünniler ile Şiileri birbirine düşürdü. Kürtlere ayrı bir devlet vaat edilirken, Irak’ı birarada tutan unsurlar baskılanmaya, merkezkaç kuvvetler ise teşvik edilmeye başlandı. Sonuç tam bir felaket oldu: Bir yandan kanlı bir mezhepsel iç savaş başlarken, El Kaide benzeri terör yapılanmaları da Irak’ı mesken tutmaya başladı.

2011 yılının sonunda ABD, Irak’tan çekildiğinde ülke tam anlamıyla bir iç savaş yaşıyordu. Mezhep temelli iç savaşı komşu ülkeler, özellikle de İran ve Suudi Arabistan büyük bir iştahla destekledi. 2013 yılında iç çatışmalar 8 bin insanın hayatına maloldu. 2014’ün daha iyi geçmesi için ortada hiçbir sebep görünmüyor.

Yeni Afganistan?

Irak Savaşı, Suriye’yi de olumsuz etkiledi. Arap Baharı başlayıp Suriye’de de kalkışmalar silahlı hale gelince Irak’taki karışıklık Suriye’nin daha fazla karışmasına yol açtı. Hatta El Kaide bağlantılı Selefi gruplar Irak ve Suriye’yi tek bir savaş meydanı gibi görmeye başladılar. Örneğin, Irak ve Şam İslam Devleti örgütü (ad-Dawla al-Islâmiyya fi el-’Irâk wa-ş-Şam) her iki devleti kapsayan, İslam temelli bir devlet kurmayı hayal etmektedir.

Suriye’nin kuzeyinde kendi otonom bölgelerini oluşturan, Esad, ÖSO ve PYD ile çatışan Selefi gruplar Irak’ta ise bazı Sünni aşiretlerle de işbirliği yaparak El Anbar eyaleti ve çevresinde hükümranlığını kurmaya çalışmaktadır. En son haberlere göre Felluce El Kaide güçlerinin eline düşmüş durumdadır.

Irak Ordusu bilindiği üzere kendisini dahi korumakta zorlanan bir güçtür. Bu nedenle Maliki Yönetimi bir yandan komşu devletleri teröristlere yardım etmekle suçluyor, diğer yandan ABD’ye yardım çağrılarında bulunuyor. Amerika, birkaç ay önce Irak’a yüklü bir silah ve mühimmat partisi yolladı. Bu silahların önümüzdeki günlerde çatışmaları daha da kızıştırması bekleniyor. Ancak Bağdat’ın ABD’den beklentisi çok daha yüksek. ABD ise Irak’taki çatışmalara karışmayacağını belirtiyor.

Kısacası Irak’ta iç savaşın daha da derinleşmesini bekliyoruz. Şii-Sünni çatışmasına ek olarak El Kaide ve diğerleri arasındaki çatışma da yaygınlaşacak ve bu durum İran ve Suudi Arabistan gibi komşuların Irak üzerinden daha fazla karşı karşıya gelmesine yol açacak.

Suriye’deki durum ise Irak’tan çok daha kötü. Ölü sayısı 130 bini geçti ve artmaya devam ediyor. Milyonlarca insan evini kaybetti, bunların yarım milyondan fazlası Türkiye’ye sığındı. Suriye’nin özellikle kuzeyinde taş üstünde taş kalmadı desek yeridir. Ne yazık ki 2014’de bu tablonun devam etmesi bekleniyor.

Kısacası Türkiye sınırlarının 1.208 km’si, yani neredeyse yarısı kaos ve terörün kucağına düşmüş durumda. Bu durum kaçınılmaz olarak Türkiye’yi 2014’de daha fazla etkileyecektir.