Altýn kalemle tarih yazýlýyor

Ligimizdeki son G.Birliði maçýnýn tamamýnda kötü, ama ilk yarýda son 10 yýlýn “Kötünün de kötüsü” olan Beþiktaþ; yenildiði o maçýn pskilojik travmasýndan sýyrýlmýþ gibiydi... Hatta klâs bir Þampiyonlar Ligi liderinin, deplasmanda oynayabileceði en akýlcý oyun tarzýný sunar gibiydi. Telaþa kapýlmayan, sahayý iyi parselleyen, rakibine coþku fýrsatlarý verecek zaaflara düþmeyen Beþiktaþ; Monaco’yu da kendi istediði gibi biçimlendiriyordu. Fransýz ekibi, yüksek tempo ve rahatsýz edici baský kuramadan yükleniyordu. Ýlk yarýda, bir ara 5-10 dakikalýk tempo yükselttiðinde; Falcao ile golünü de buldu.

Siyah-beyazlýlar herhangi bir panik ya da telaþ belirtisi göstermedi. Bildik sakin oyununu sürdürdü. Beraberlik, bir kontratak fýrsatýný Quaresma’nýn harika ortasý, Cenk’in müthiþ kafa þutuyla kazandýk ama; pozisyonun o noktaya geliþinde, takým oyununun büyük katkýsý vardý. Yani golümüz, þans ya da fýrsat deðerlendirmesi sonucu deðil; (Kontratak olmasýna raðmen) önceden projelendirilmiþ bir yaratýcýlýðýn ürünüydü. Beþiktaþ belki çok gösteriþli deðil, ama büyük ve büyük bir takým gibi oynuyordu. Gurur duyuyorduk.

***

Monaco, bildiðimiz yüksek temposunu ve býktýrýcý baskýsýný (Son anlar hariç) sürdürecek kývamda deðildi. Beþiktaþ, rakibinin kötü gününde olmasýndan faydalanacak daha cesur, daha kararlý giriþimler içinde olmalýydý. Ýkinci yanýda bunu da baþardý.

Gençlerbirliði maçýnda, sahasýndan top çýkarýrken sürekli yan ya da hedefsiz/yararsýz/boþuna paslar çýkaran Pepe; bu kez o hatalarý tekrarlamadý. Aksine stratejik deðerde iþe yarar toplar çýkardý. Kötü oynayaný olmayan Beþiktaþ; altýn kalemle tarih yazmayý sürdürüyor.