Altýntaþ Hürriyet okuruymuþ!

Altýntaþ, yani þu Rus Büyükelçisi Andre Karlov’u katleden adam,Mevlüt Mert Altýntaþ, Hürriyet gazetesi okuyormuþ!

Hemen açýklayayým:

Baþlýktaki ifade de, þu yazdýðým ilk cümle de herhangi bir bilgiye dayanmýyor. Attým sadece. Bu adam gazete okuyorsa, ki hayatýnýn mutlaka bir gününde gazete okumuþtur, öyleyse okuduðu gazeteler arasýnda mutlaka Hürriyet de vardýr, diyerek attým.

Ne demek “attým”? Bir makale sütunu “atmak” için kullanýlýr mý? Üstelik çamur atmak için, üstelik bir cinayetin hemen sonrasýnda, katille bir gazete arasýnda iliþki kurarak çok kötü bir algýya yol açmak için?

Ýtirazlarýnýzda çok haklýsýnýz. Bu sütunlar atmak için de, çamur atmak için de, üstelik bir kiþiyi, kurumu katille ilgiliymiþ gibi göstermek için de kullanýlmaz.

Bunda anlaþtýysak, o zaman Hürriyet’in Cumartesi günkü nüshasýnda yer alan bir medya cinayetine bakabiliriz.

Sayfa 26. Altýnda Nurettin Kurt imzasý var. Ýki fotoðraf yer alýyor. Birisi sað elinde silah, sol elinin iþaret parmaðý havada, aðzý açýk, belli ki en-Nusra sloganlarý atýyor. Bu Büyükelçiyi öldüren adam. Mevlüt Mert Altýntaþ. Yanýnda bir küçük fotoðraf var. Üzerinde Nureddin Yýldýz yazýyor. Fotoðrafa bitiþik bir yazý: ‘6 yaþýnda çocukla evlenilebilir’ demiþti” ve büyük baþlýk: “Sohbetine gidiyormuþ.”

Yani Büyükelçi’nin katili Nurettin Yýldýz’ýn sohbetine gidiyormuþ.

Neredeki sohbetine?

Hacý Bayram Camii’ndeki sohbetine...

Nasýl?

Siz de karakter cinayetini görüyor musunuz?

Nureddin Hoca’nýn Hacý Bayram Camii’ndeki sohbetine belki bin kiþi katýlýyor ve siz o bin kiþinin içindeki Mert Altýntaþ’ý bulup çýkarýyorsunuz.

Bu, Mert Altýntaþ dosyasý deðil aslýnda, bu, bir katilin üzerinden Nureddin Yýldýz’ý vurma dosyasý. Haberde, dosyayý “tekmil” için malzemeler de ihmal edilmemiþ; hemen orada burada Nureddin Yýldýz’ý vurmak için üretilmiþ ne varsa, iliþtirilmiþ.

Bu, bir Nurettin Kurt prodüksiyonu mu, baþka odaklarýn prodüksiyonu mu, bilmiyorum, ama cinayet haberlerinin yaný baþýna böyle bir karakter katlinin iliþtirilmiþ olmasý kesinlikle masum bir gazetecilik iþi deðil.

Pazartesi günü, Faruk Bildirici’nin Hürriyet’teki “Okur Temsilcisi” sütununa baktým, orada en küçük bir özeleþtiri yok. Orada mesela, “Mevlüt Mert Altýntaþ Nureddin Hoca’nýn hangi vaazýný dinledi, o vaazda onun karakterini etkileyecek ne söylendi, Hoca’nýn vaazýna gelen insanlarý seçme – bilme imkaný var mý, Hürriyet’in böyle hassas bir ortamda, olayla hiçbir alakasý bulunmayan bir insaný alakalýymýþ gibi gösterecek bir haber kurgulamasý ahlaki deðil” gibi bir deðerlendirmeye yer verilmedi.

Benim baþlýkta ve yazýnýn baþýnda yaptýðým, sadece bir mukabele-i bilmisil. Yani Hürriyet’e, sergilediði ahlaki zaafý kendisi üzerinden göstermek.

Hem bakýn, “Altýntaþ Hürriyet okuruymuþ!” gibi bir haber yapýlýrsa, onu besleyecek çok daha zengin malzeme iliþtirilebilir o habere. Diyelim Hürriyet’in Mursi ile ilgili “sübliminal” haberlerini hatýrlayalým. Neydi o Hürriyet’in internet sayfasýnda Erdoðan fotoðrafý altýndaki haberin baþlýðý: “Yüzde 52 oy aldý idam kararý verdiler” deðil mi? “Mursi’yi söylüyorum Tayyip Erdoðan anlasýn” cinsinden bir kurgulama deðil miydi o? Ve Tayyip Bey o haber üzerine þunlarý söylememiþ miydi:

“Bugün bizi Mursi’nin akýbeti ile tehdit eden gazete, geçen yýl da Ziraat Bankasý New York Þubesi’ni itibarsýz hale getirmeye çalýþýyordu. Olaðan, mutat bir denetimi ‘Amerika’dan Ziraat Bankasý’na büyük darbe’ manþetleriyle ve adeta sevinçle verdiler. Gafleti tembihle, cehaleti talimle çözebilirsiniz ancak ihanetin ilacý yoktur.”

Yaaa, neymiþ, ihanetin ilacý yokmuþ.

Burada bir mesele daha var ki onun açýklýða kavuþmasý lazým: Nureddin Yýldýz’ý kim servis etti Hürriyet’e ve N. Kurt’a, kim uðraþýyor Nureddin Hoca ile? Bunun masum bir gazetecilik olmadýðý o kadar açýk ki...