Cüneyd Altýparmak
Cüneyd Altýparmak
Tüm Yazýlarý

“… ama toprak sattýlar”

Filistin sorununu gerçekleþen iþgal görüntüleri ve saldýrýlar üzerinden okuyoruz. Gerçekte olanlar bu görüntülerden fazlasý. Ýsrail'in iþgal politikasýna hukuki kýlýf uydurduðu gözden kaçmamalý. Özellikle "... ama toprak sattýlar" diyenlerin Ýsrail'in mülkiyet hukukunu nasýl yok saydýðýndan, diðer temel haklarý nasýl ihlal ettiðinden haberi yok, eminim... Ýsrail'in uzun bir süredir uyguladýðý "mülksüzleþtirme" projesinin iki temel dinamiðini bilmek gerekiyor. Bunlardan ilki Amutat Elad (Vakfý) diðeri Ýsrail Mülkiyet Yasalarý...

Ýsrail'deki "Ir David Vakfý" (Amutat Elad) Kudüs bölgesinde faaliyet gösteriyor. Kurulma amacý Filistinlilerin yerleþim alanlarýný Yahudileþtirmek. Filistinlileri evlerinden tahliye etmek. Bunun için "arkeolojik" birtakým nedenler, imar planýna dayalý sorunlar ve belediye makamlarý ile ortak hareket ederek kamulaþtýrma veya benzeri yollarý gündeme getiriyor. Hiçbiri gerçek deðil. Yapay nedenler üretiliyor. Ruhsatlarý iptal ediliyor. Ýmar planý sebebiyle binalarý yýkýlýyor. Sonrasýnda maliksiz kalan yerler olursa vakýf bunlarý alýyor. Yani satan Ýsrail alan Elad!..

Bir baþka yolda malikten birinin hissesini almak. Zorla veya bir baþka biçimde maliklerden birinin yazýlý onayý alýndýktan, mülkiyet devri bu vakfa saðlandýktan sonrasý kolay. Ortaklýðýn giderilmesi yoluyla mülkün maddi gücü zaten çok olan bu vakýfta kalmasý saðlanýyor. Talep eden Elad, karar veren Ýsrail mahkemeleri...

Mahkemelerin karar vermesi için mevzuat düzeneði de hazýr. Ýsrail'in bu konuda yayýnladýðý kanunlar ve emirler ile ilerliyor süreç. Belirli bölgeler "askeri amaçlý" olarak ilan edilip Filistinliler çýkarýlýyor, bir süre sonra Yahudi mülkiyet hýrsýzlarý buraya yerleþtirilip adýna "yerleþimci" deniyor.

Ýsrail Gaiplerin Mülkleri Yasasý hükümlerine göre, bu mülkünü terk etmiþ kiþinin mallarýna devletçe el konuluyor. Bu mülk, -kýsmen dahi olsa- Ýsrail'e direnen bir kiþininse Ýsrail kendi düzenlemeleri(!) uyarýnca bu taþýnmaza el koyabiliyor. Bununla ilgili hukuk yollarý ise tahmin edileceði üzere "etkin deðil", sonuç belli.

Ýþgal edilmiþ ama birbiri ile irtibatý olmayan alanlarýn baðlantýsýnýn saðlanmasý için diðer topraklarýn kamulaþtýrýlmasýnda "hukuki yarar" olduðu Ýsrail Yüksek Mahkemesince kabul edilmiþ durumda!

Neresinden bakarsak bakalým bir hukuk katliamý alanýdýr Ýsrail'in uyguladýðý kurallar. Hukuki yamukluðun ve çarpýklýðýn; gücün hukuka dönüþmesinin tezahürüdür bu durum!

Ýsrail, ürettiði bu saçma durumu Filistin'in sýnýrlarýnýn belirsiz olmasýna dayandýrýyor. Filistin diye bir devleti kabul etmiyor ve buna göre bir hukuk geliþtiriyor kendince. Ýki devletli çözüm bu açýdan önemli. Ancak bu geriye dönük mülkiyet gasplarýný ve diðer ihlalleri ortadan kaldýrmayacak.

Ýsrail savaþ suçlusu olmasýnýn yanýnda Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi kararlarýndaki ifadeyle yüksek sayýda "mülkiyet ve adil yargýlanma" konusunda hak ihlali sabýkasýna sahip bir ülke.

Ýsrail'in hak ihlalleri bunlar deðil sadece. Fiili egemenliðinde yaþayan insanlarýn bir kýsmý "insan haklarý" kurallarýndan istifade ederken Filistinliler "askeri kurallar düzenine" tabi. Bu eþitlik ilkesinin açýk bir ihlali. Filistinlilerin su ve enerji kaynaklarýna ulaþmasý çok güç. Bu üretmelerini ve yaþamlarýný etkiliyor. Saðlýklý biçimde yaþama hakkýný ihlal demek bu durum. Filistinliler istedikleri gibi seyahat edemiyorlar ki bu da bir hak ihlali.

Þimdi ortada "toprak satanlar da" yok, bu anlattýðým durumlara ne diyeceðiz peki?

Çok katmanlý bu durumu zihinlerden çýkarmamak gerekiyor. Ýsrail savaþ suçlusundan fazlasý!